BURCU YANAR/ÖZEL HABER

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu2nun tutuklanmasının ardından Türkiye’de toplumsal hareketlerin giderek daha görünür hale gelmesi, halkın hak, hukuk ve adalet taleplerinin güçlü bir şekilde dile getirilmesi, toplumsal yapının değişiminde önemli bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor. Bakırçay Üniversitesi Uygulamalı Sosyoloji Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Talimciler, bu hareketlerin geçmişteki toplumsal hareketlerden farklı olarak daha geniş bir toplumsal kesimi kapsadığını ve özellikle çevre, adalet ve hukuk gibi konularda halkın taleplerinin ön plana çıktığını belirtti. Talimciler, halkın taleplerinin artık sadece belirli bir grup veya elit sınıf tarafından şekillendirilen bir süreç olmaktan çıkıp, halkın kendisinin aktif bir şekilde katılım sağladığı bir döneme girdiğini vurguladı.

Halk ilk kez taleplerini yansıtıyor

Bakırçay Üniversitesi Uygulamalı Sosyoloji Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Talimciler, son dönemde Türkiye’de yaşanan toplumsal hareketlerin adalet ve hukuk sistemine dair ne tür mesajlar taşıdığını aktardı. Prof. Dr. Talimciler, “Türkiye’de son yirmi yıl içerisinde farklı toplumsal kesimlerden gelen kitlelerin yeni toplumsal hareketler adı verilen ve geçmişteki toplumsal hareketlerden farklı olarak ortaya çıkan oluşumların izlerini fazlasıyla yansıtmakta olduğunu söyleyebiliriz. Burada siyasetin özne olarak ortaya çıkmasının aksine başta çevre ve diğer toplumsal konular olmak üzere yaşanan gelişmeler karşısındaki taleplerin ön plana geçirilmesi durumu dikkat çekiyor. Ülkemizde hukuk kurumu ve bu kurumun toplumsal hayatın içerisindeki etkilerine dönük olarak ortaya çıkan taleplerin artması hadisesi toplumsal değişme kavramı ile yakından bağlantılı bir durum arz etmektedir. Yaklaşık yüz elli yıllık anayasa geleneğimize karşın bu topraklardaki bütün değişim talepleri yukarıdan aşağıya doğru bir silsile şeklinde vuku bulmuş olup bu süre içerisinde yapılan bütün yasal düzenlemeler de aynı eğilim içerisinde gerçekleşmiştir. Belki de bu topraklarda ilk kez cumhurun yani halkın hak, hukuk ve adalet taleplerini yansıtmaya başladığı bir süreçten geçiyoruz” dedi.

Yeni bir toplumsal yapı oluşuyor

Yeni bir toplumsal yapı oluştuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Talimciler, “Toplumun gerçek anlamda bir adalet arayışının olup olmadığını ortaya koyabilmek için henüz çok erken. Çünkü içinde yer aldığımız coğrafyada devlet olmadan hiçbir şey olmaz anlayışının kırılabilmesi o kadar da kolay bir durum değildir. Öte yandan adalet taleplerinin kendi durduğunuz yerin dışında yer alan bütün kesimler için isteniyor olması ve tüm toplumsal kesimleri bağlayıcı bir nitelik arz etmesi için kat etmemiz gereken epey mesafe olduğu kanaatindeyim. Ancak bütün bu olup bitenlerin beraberinde yeni bir toplumsal yapının oluşmasına katkı vereceği gerçeğini de ıskalamamamız gerekiyor. Bütün bu olup bitenlerin arkasında geleceğinden umutsuz olan gençlerin bulunuyor olması da tesadüf değil” diye konuştu.

Starbucks bardaklarını satışa çıkaranlara tepki büyüyor Starbucks bardaklarını satışa çıkaranlara tepki büyüyor

Toplumsal barışa zarar veriyor

Medya ve sosyal medya üzerinden yansıtılan arasında büyük bir uçurum olduğunu da söyleyen Ahmet Talimciler, “Sistemin tıkandığı husus da burada ortaya çıkıyor çünkü özellikle medya üzerinden gösterilenler ile başta sosyal medya ve diğer alanlar üzerinden yansıyanlar arasında büyük bir uçurum oluşmaya başladı. Tüm ülkeyi ilgilendiren toplumsal olaylar sonrasında yaşananlar karşısında sessizliğini koruyan yaklaşım, hukuka ilişkin güven kaybını arttırıyor. İktidar ve devlet arasında ayrım olduğu gerçeğini ısrarla çizmek durumundayız ancak son dönemde tam aksi uygulamaların örnekleri bizatihi iktidarı savunan medya mensupları tarafından fazlasıyla kitlelerin gözlerinin içine sokulmaya başlandı ki bu durum toplumsal barışa ve geleceğe ilişkin yaklaşımlara da zarar vermekte” ifadelerine yer verdi.

Haklı talepler görmezden gelinmemeli

Halkın isteklerinin görmezden gelinmemesi gerektiğini vurgulayan Talimciler, “İçinde yaşadığımız ülkede insanların bireysel haklarını savunma konusundaki hem bilgisizliği hem de ürkekliği var olan alternatif çözümleri de çözümsüzlüğe doğru itmeye yol açabiliyor. Demokrasilerde sokaklara çıkmak korkulası bir duruma karşılık gelmezken ülkemizde bu durum farklı şekillerde yorumlanmakta olup buna girişenlerin gerek halkın bir kısmında gerekse de mülki amirler nezdindeki pozisyonu sorunlu bir şekle büründürülmektedir. Asıl mesele de tam bu noktada cereyan edecektir çünkü halkımızın kendi talep ve isteklerini demokratik yollar üzerinden yansıtabilme özgürlüklerinin olduğu gerçeğini idrak etmeleri kadar geri kalan kitlenin ve yöneticilerin de bu haklı talepleri görmezden gelmemeleri önem arz edecektir” sözlerini kullandı.

Kaynak: HABER MERKEZİ