Pazar günü akşamı televizyonda 2 dakikalık bir haberdi. İçeriği ve görüntüler çok dokundu için için ağlattı. Ankara'da Elmadağ'ın bir köşesinde sokak köpekleri ve hayvanseverler.
Gelen kışın şartlarına dayanabilmeleri için küçük bir kulübe yapan gönüllüler, çatısını kapatmak için geldiklerinde yapılanın, yıkılıp darmadağın edildiğini gördüler. Bir gönüllü kadın gördükleri karşısında çöküp hüngür hüngür ağlarken etrafını saran köpekler patileri ile ona dokundular, gözyaşlarını yalayarak teselli ettiler. Görüntüler inanılmazdı, yürek yaktı. Gönüllüler onların dertlerine çare olmak isterken teselli adına insana dokunan hayvanlar vardı.
***
2004'te köşemdeki ilk yazımın konusuydu. O zaman "İnsanlara davranışları nedeniyle kızdığım zaman, asla hakaret için hayvan demeyeceğim" idi son cümlem. Yıl 2004, bu yıl 2017. Son zamanların popüler söylemi "Dokun Hayatlara". İnsanlara dokunalım. Aslında doğru içerikle ben de çok seviyorum bu söylemi ve gönüllülük esasının da bu olduğunu düşünüyorum ve "İzmir'de İyilik Var"da Yaşar Üniversitesi, İzmir Sivil Toplum Ağı, Belediye, birbirine ihtiyacı olanlara dokunmanın ne güzelliklere sebep olabileceğini yaşattılar geçtiğimiz cumartesi.
***
Yazımın başlığını koyduğumdan beri aklıma domino düştü. Hani çok büyük bir alanda domino taşlarını yerleştirirler art arda, uzun bir yol boyunca köşeleri döne döne yüzlerle, binlerle domino taşını. Ve sonra sadece en baştaki taşa dokunur birisi.
İşte dokunulan o en baştaki ilk taş, bu silsile içinde onlarla, yüzlerle, binlerle taşı tetikler, etkiler.
Dolayısı ile ne amaçla nereye dokunduğunuz önemli. İşte Biz STK'lar dokunuyoruz ya topluma insanlara... Ben en az 40 küsur yılı devirmişim aralarında ve hala dokunmaya dokunanların yanında koşmaya ve güzel insanları tanıdıkça tanıtmaya çalışıyorum içimizden, etkilendiğim.
***
Çevremde çok, ama bazen eşler komutan olunca hiç tanımadığınızı öğreniyorsunuz. Sevgili Nilgül Uysal gibi. Ege İnnerwheel Derneği'nin kurucu üyelerinden. Bu yıl kulübümüzün dönem Başkanı. Her başkan gibi eğer varsa kendi özel ilgi alanında proje yapar. Geçen hafta çağrısı ile "Bir Kitap Bir Yazar" projesine katıldık. Atatürk Halk Kütüphanesi'ne o gün bizlere edindirdiği yazar Sevim Sezgin'in "Ben Seni Çok Sevdim" kitabını okuyarak gelmiştik. Yazarla tanışıp kitabını paylaştıktan sonra Başkanım Nilgül bana kütüphaneyi gezdirdi. Faaliyetleri hakkında bilgi verdi. 1998 yılında her hafta Salı günleri gönüllü okuyucu olarak devam etmeye başladığı yani dokunduğu kütüphaneyi.
***
Konakta Subay Orduevi'nin karşısında Mithatpaşa Caddesi üzerindeki Atatürk İl Halk Kütüphanesi, 1984 yılında Kültür Bakanlığı tarafından kurulmuş. Görme Engelliler bölümü Lionslar tarafından yapılmış. Gönüllü kitap basımına başlamış. 1998'de 3 gönüllü okuyucu ve haftada bir gün katılan 2 görme engelli öğrenci ile bir kitap 3 ayda basılırken 2000 yılında Nilgül'ün dokunması ile dominolar Rotary Ulusal –Rotary Uluslararası katkıları ile B.R kalıbı desteğiyle bilgisayara geçerek, taranarak arkalı önlü tek sayfa Helezon makinesi desteğiyle ciltlenip raflarda yerini almaya başlamış. 15 dakikada bir kitap okunacak hale gelmiş. Gönüllüler, kütüphaneyi İzmirli görme engelli tüm çocuklara açılan, onların birbirleriyle iletişim kurdukları, ders çalıştıkları, çay kahve içerek sosyalleştikleri bir yuva haline getirmişler.
Önünden sel gibi trafik ve insanlar geçiyor. Belki bazısı sadece tabelayı görüyor, okuyor o kadar. Çok etkilendik içimizden biri güzel İzmir kadını, gönüllüsü Nilgül Uysal'ı keşfetmekten.
İyi ki dokunmuş dominolar, hala birbiri ardına hizmette... Size de dokunur belki bir şekilde, dokunun hayata. İyilik Engel Tanımaz. İzmir'de İyilik Var.