'Şarap içip güzel sevmek mi daha iyi,
İkiyüzlü softaları dinlemek mi?
Sarhoşla aşık cehenneme gidecekse;
Kimselerin göreceği yoktur cenneti.'

Ömer Hayyam

Tercih yapabilmenin yaşadıklarımızla, öğrendiklerimizle, kavradıklarımızla bazen kolay olabileceğini söyleyebiliriz. Ama bazı durumlar vardır ki tercihi kişinin o anki ruh hali, son dönemlerde yaşadıkları, bireysel geçmişi çok etkiler.
Malum seçim dönemi içindeyiz. Geçmişte boy boy anket sonuçları yayınlanırken, bu seçim sürecinde çok nadir anket sonuçlarına denk geliyoruz. Her ne kadar bu anket sonuçları 'Hayır' oylarını bir miktar önde gösterse de seçimin kaderini belirleyecek olanlar kararsızlar, son anda sandığa gidip gitmemeye karar verecekler, hatta sandık başında kararını değiştirenler olacak.

Bir psikiyatri doktoru olarak senede yaklaşık 10 bin kişi ile yüz yüze görüşüyorum. Bazen danışanlarımın gündelik olaylara ne kadar hakim olabildikleri ve yaşamın içinde kalabildiklerini anlayabilmek için de güncel değerlendirmelerini dinliyorum. Geçmişten bugüne onlardan aldığım değerlendirmeler bazen çok şaşırtmıştır beni. Örneğin yıllarca önce bir seçim döneminde bir danışanım oyunu hükümet partisine vereceğini söylediğinde, bunun sebebini sormuştum. Ekonominin çok iyi olduğunu söylemişti. Oysa kendisi işsiz, evi, arabası olmayan, parasızlık nedeniyle evlilik bile düşünemeyen, doktora gelirken harcayacağı parayı bile hesaplayan biriydi. Ama ona göre ekonomi iyiydi ve hükümet partisine destek vermek gerekiyordu. Seçimler tamamlandı. Zaman geçti. Danışanım engelli kadrosundan oldukça rahat kabul edilebilecek bir işe girdi. Aldığı maaş, bu yazıyı okuyan çok kişiyi kıskandıracak düzeyde iyiydi. Yine seçimler gelmişti. Yine sohbet ederken, bu sefer oyunu muhalefette olan partiye vereceğini söylemişti. Yine şaşırtmıştı beni. Ona göre çalışanlar hak ettiğini alamıyordu.
Yine yaşam tarzı iktidar partisine çok uzak ama her seçimde oyunu iktidar partisine veren bir danışanım son görüşmemizde küfür ederek bu sefer 'Hayır' vereceğini söyledi. Geçmiş dönemlerde toplumdan dışlanmışlığın kızgınlığı ile hep iktidar partisine oy veren danışanım, bu sefer her televizyon kanalında yer alan taraflı 'Evet' kampanyasına öfkelenmiş ve "Biz geri zekalı mıyız? Sabah, akşam 'Evet' ver diye yayın yapıyorlar. İnadına 'Hayır' vereceğim" diyordu.

Seçimler bugün de olsa, çok zaman sonra da olsa, her koşulda vereceği 'Evet' ya da 'Hayır' oyunu değiştirmeyecek büyük bir kitle var. Ama seçimin sonuçlarını onlar değil, her an oyunu değiştirebilecek kararsız ve duygusal seçmenler belirleyecek. Bu sebeple ülkemiz için 'Hayırlı' olması için seçimin yapılacağı güne kadar kararsız kalmış ve sandığa gitmemeyi düşünen dostlarımıza ülkemizin hayrı için ikna çabalarımız devam etmeli, güneşli, güzel günler için inancımızı ve umudumuzu pekiştirerek vatanımıza ve geleceğine sahip çıkmalıyız.