Demokrasisi gelişmemiş ülkelerde siyaset kavgalıdır; çünkü demokratik yasalar yerine oturmamıştır; iktidar sahipleri erk zırhıyla kaplanmışlar; devlet  olanaklarında büyük tasarrufa sahiptirler; bunu sürdürmek için kaybetmemeleri gerekiyor; halkın değer yargılarını çıkarları amacına kullanırlar; muhalefeti sindirmek
için kamu gücünü acımasızca onların üzerine konuşlandırırlar. Acemi, kendince kurnaz muhalif liderlerin olduğu ülkelerde iktidarı devralmak tümüyle olanaksız hale gelir. Biz bunun en belirgin örneğini gördük: Kılıçdaroğlu,
Meral Akşener. Kılıçdaroğlu kazanamayacağını biliyordu; önceki seçimlerde tutucu adaylar göstererek
iktidarı devireceğini düşündü; bu, büyük yanlıştı; halkı anlamamaktı, Erdoğan fenomenini çözememekti. Son seçimde gelişen koşullara ve anketçilere güvenerek aday oldu; adaylığını ortaklarına başlangıçta dayatmadı, her ortak eşittir ilkesiyle, yüzde bir oyu olmayan partilerle eşitlendi; seçimi kaybetti, partiyi küçülttü; sağ eğilimli partilere 39 milletvekili bahşetti. Meral Akşener, başından beri bir oyunun peşindeydi, Kılıçdaroğlu' nun samimiyetinden yararlanarak siyasi kariyerini yükseltmek istedi; merkez sağ parti olmayı planladı; Kılıçdaroğlu' nun kazanamayacağı tezini bilinçli olarak dillendirdi; kendine yakın gördüğü, ileride kullanabileceği kişileri partisine davet etti; başaramayınca oyun bozanlığa başladı; böylece kazanma imkanı çok yüksekken seçim kaybedildi. Meral Akşener şimdi de çılgın politikayı uyguluyor; tek başına seçime gireceğiz diyor; sıfıra oynuyor bu kez. Umarım seçmenin sağ duyusu galip gelir.
Siyasi hırsla muhalefet seçim kazanamaz, planlı programlı çalışmak, strateji üretmek gerekir.