Sadece dört gün sonra Türk sporunun en köklü kulüplerinden Altay, yüzüncü kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Bundan iki ay önce Cumhuriyetimiz'in 90. yılını kutladığımızı düşünürsek; bu yüz yıllık birikimin bir kültür mirası olduğunu kabul edebiliriz. Diğer köklü kurumlarda olduğu gibi Cumhuriyet'in doğumunda; yaşamasında ve gelişmesinde Altay kulübü kurucularının büyük emeği olmuştur. Yüzüncü yıl vesilesiyle onları şükranla anmak, anılarını yaşatmanın sadece Altaylılar'ın görevi olduğunu düşünmüyorum. Bu kültür mirasına Cumhuriyet'in her kurumunun sahip çıkması gerektiğine inanıyorum.
Altay Spor Kulübü, ülkemizde 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacak onuncu kulüp. Bu on kulüpten üçü; Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe ülkede şampiyonlukları ve kupaları ve buna paralel spor ekonomisinin getirilerini neredeyse sırayla paylaşıyorlar. Diğer yüz yıllık çınarlar; Karşıyaka PTT 1. Lig'de; Altay ve Ankaragücü Spor Toto 2. Lig'de, Üsküdar Anadolu 3. Lig'de mücadele ederken diğer üç asırlık çınar Beykoz, Vefa ve Küçük Çekmece Spor Kulüpleri Amatör Liglerde yer almaktadır. Bu yedi çınarın her geçen zaman diliminde gücünün azaldığını da gözlemlemekteyiz. Sanırım bu konu spor sosyologları için değerli bir çalışma alanı oluşturacaktır.

16 Ocak 2014 tarihinde başlayacak Altay yüzüncü yıl kutlama programı çerçevesinde birçok proje yer almakta. Özellikle İzmir'in kalbindeki bir meydana Altay Meydanı adı verilecek olması ve bu meydanda yer alacak; yüzyıl boyunca Altay formasını şerefle giymiş her oyuncuyu temsil edecek beş metrelik bronzdan Altaylı futbolcu heykeli; yüzyıllık birikimi sonsuza aktaracak önemli girişimler. Yıllarca İzmirliler'in buluşma alanı olarak kullandıkları bir alanda artık insanların Altay Meydanı'nda Altaylı futbolcu heykeli önünde buluşalım çağrılarını düşünmek bile bu projenin bir an önce hayata geçmesi için beni sabırsızlandırıyor. Bu projeyi baştan beridir sahiplenen Sayın Erdoğan Tözge ve belediye başkanlarımızın sonsuzluğa uzanan yolculukta büyük katkıları olacağını düşünüyorum.

Sezon başından beridir; Altay tarihini bilmenin ve sahip çıkmanın geleceğimizi şekillendireceğini ve geçmişimizden alacağımız güçle geleceğimizi yeniden şekillendirebileceğimizi ifade ediyordum. Yönetim kurulu üyesi olarak gururla söyleyebilirim ki, Altay'ın bu büyük ihtiyacını gidermek üzereyiz. Son ana kadar eklemelerin olduğu Sayın Fehim Kuruloğlu'nun yazmış olduğu tarih kitabımız dizin aşamasında ve büyük ihtimalle şubat ayında sizlerle buluşacak. Altay tarihi üzerine ilk kitabı yazmış Sayın Esen Kaftan'ı saygıyla anarken; bilimin gelişimi açısından yeni tarih kitaplarının da devamının gelmesini diliyorum.
Altay Spor Kulübü kuruluşunun ilk yüzyılında büyük misyonlar üstlenmiştir. Kulüp kurulurken bir semt ya da şehrin ismini almamıştır. 1789 Fransız İhtilali sonrası başlayan milliyetçilik akımları ile kaybedilen Balkan topraklarına tepki olarak; Türklük bilincini oluşturmak, Türk kimliğini pekiştirmek için adını Altay Dağları'ndan seçmiştir. Bu misyonla İzmir'de Yunan İşgaline direnmede; Ege'de Kuvayi Milliye örgütlenmesinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda büyük hizmetleri olmuştur. Altay'ın yaşayabilmesi yeni yüzyılda da misyonlar üstlenmesiyle gerçekleşebilecektir. Bu vizyonla yeni yüzyılın ilk büyük projesini 17 Ocak 2014 tarihinde resmi sitemizde yayınlayacağız. Başbakanlığa bağlı bir kurum ve İzmir Büyükşehir Belediyesi ile başlayan temaslarımız olumlu sonuç verebilirse yeni yüzyılımızda büyüklüğümüzü arttırarak sürdürme konusunda büyük bir adım atacağız. O zaman yönetim kurulunda şerefli bir görevde bulundun; Altay için ne yaptın diyenlere, ömrümüz boyunca verebileceğimiz bir yanıtımız olabilecek. 16 Ocakta şanlı, şerefli yüzyılımızı doldururken, 17 Ocakta yeni yüzyılımız başlayacak.