Ağustos’un ilk , Kurban Bayramı’nın ikinci günü komşumuz Necla Hanım aradı; ‘Sakın şuradan alışveriş yapmayın’ dedi.

Söylediği yer, çok ünlü olmasa da İzmir’in yakın bir turistik sayfiyesi sayılacak yerdi.

‘Kendimize dikkat ediyoruz, ama uyarınıza teşekkür ederiz’ dedim...

Ve gündemden bir türlü düşmeyen şu koronadan söz etmeye karar verdim.

Tabii ki biraz da gerilere gittim...

Bir kişi bir fabrikayı kapattırdı!

Hikmet Sepet 50 yıllık Kulalı gazeteci.

Geçenlerde ödülünü aldı.

50 yılın en azından 40 yılını her gün Kula-İzmir-Kula yaparak tamamladı.

Yani İzmir’de önemli bir gazeteci idi.

Ve sonunda şu mesajı attı:

‘Kula'ya koronavirüs uğramaz’ diyenler buyurun!

Maskesiz gezmeye, sosyal mesafeye dikkat etmemeye, düğünlerde göbek atmaya halay çekmeye devam edin!

Sayenizde ORTA RİSK grubundayız.

Kula Ekonomisini ayakta tutan Koca tekstil fabrikası 14 gün kapandı.

1000’e yakın işçinin evlerinde karantinaya alınacağı öğrenildi.

Sevinin artık!’

Benim bu satırlardan sonra ekleyecek bir lafım olamaz...

Birkaç kişi yüzünden bir şehrin insanlarının haline bakın...

Rehavet olmaz!

Benim söyleyeceğim şu:

Dikkat rehavete kapılmayın!

Temmuz ayında dünyadaki vaka artışı en yüksek seviyeye ulaştı

Havalar sıcak olsa da maske kullanımını ihmal etmeyin!

Devam edelim:

Türkiye‘de Temmuz ayı genelinde Kovid – 19 virüsüne bağlı günlük vaka sayısı 900’ün üzerinde seyrederken vefat sayısı da yine Temmuz ayı başından itibaren her gün 16 ve üzeri olarak kayıtlara geçti.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından, tespit edilen yaklaşık 260 bin vakayla, salgının başlangıcından bu yana sadece bir gündeki en büyük artışında son 1 hafta içinde (18 Temmuz Cumartesi günü) görüldüğü açıklandı.

Sıcak mı?

Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarda ve uzmanların da sık sık üzerinde durduğu gibi yaz mevsimi nedeniyle sıcak havalara aldanıp vatandaşların maske takmaması, düğün ve asker uğurlaması gibi kalabalık ortamlara girildiğinde de sosyal mesafe kurallarına uyulmaması nedeniyle günlük vaka sayılarına bakıldığında kişilerin rehavete kapıldığı rahatlıkla görülebiliyor.

‘Maskeyi de yüzümüzden ayırmayalım’

Konuyla ilgili açıklama yapan Arizon Maske Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özden, ‘Küresel bazda bakıldığında 10 Mayıs’tan bu yana kaydedilen en yüksek can kaybı rakamı Temmuz ayında gerçekleşmiş oldu.

Yaz mevsimi olması nedeniyle insanlar daha çok sosyalleşmeye başladılar ve fakat sosyal mesafe kurallarına uyulmadığını da bu doğrultuda maalesef gözlemleyebiliyoruz.

Kovid-19 salgınına karşı ilk günden itibaren en önemli korunma kalkanlarından biri olarak maske kullanımı olduğunu biliyoruz’

Bizler halkımızı maske kullanımı konusunda tedbirli olmaya davet ediyoruz’ dedi.

Etikete dikkat!

‘Vatandaşlarımıza paketli maske almalarını ve mutlaka etiketine göz atmalarını öneriyoruz’diye ifade eden Mehmet Özden, ‘Buna göre Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı, ISO ve CE belgelerine sahip, 3 katlı ve yüksek filtrasyonlu ve burun kısmı demirli olan maskelerin tercih edilmesi sağlıklı kullanım açısından daha uygun olacaktır.

Firma olarak bizim de en önceliğimiz, maskenin hijyenik bir ortamda imal edilmesi sağlamak ve son kullanıcıya kadar olan zaman dilimini de hassasiyetle takip ederek yine güvenli bir kullanım imkanı sağlamaktır’ diyerek sözlerini noktaladı.

Ev halimiz!

29 Mayıs-16 Haziran 2020 tarihleri arasında, CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemi ile 18 yaş ve üzeri Türkiye temsili 915 kişiyle gerçekleştirilen bir araştırma yapıldı.

Konu;  Korona günlerinde ev halimiz!

Can sıkıntısı

Barem Araştırma, korona salgını nedeniyle evde kaldığımız, izolasyon uyguladığımız süreçte değişen günlük yaşam biçimimizi ve daha fazla zaman ayırdığımız bazı uğraşlar ile bunlardan memnun olup olmadığımızı araştırdı.

Sonuçlara göre, geç yatıp geç kalkmak, daha çok yemek, daha çok TV izlemek gibi bazı rutinler evde geçirilmek zorunda kalınan zamanlarda can sıkıntısından kaynaklanıyor ve mutlu etmiyor.

Mutlu eden meşguliyetler ise, kadın- erkek, genç- yaşlı,  büyük çoğunluğun yaptığı ev işi, mutfakta fark yaratmaya soyunmak ve kitap okumak

Severek mi, mecburiyetten mi?

Korona Virüs salgınının hayatımıza getirdiği endişenin ve kısıtların yanında günlük yaşantımızda eskisinden daha farklı yaptığımız şeyler de var.

Bunların bazılarını daha severek yapıyoruz, bazılarını ise yapacak daha iyi bir şey bulamadığımız için mecburiyetten.

Gerçekleştirilen Türkiye temsili araştırmada, evde kaldığımız süre boyunca kendimizi meşgul ettiğimiz uğraşlar ele alındı.

Bu dönemde daha çok yapılan yaygın uygulamalar şu şekilde sıralandı; TV izleme (%83), geç yatmak (%83), yemek yemek (%80) geç kalkmak (%79), mutfakta farklı şeyler yapmak (%76), evinin işini yapmak (%75) ve kitap okumak (%73).

Daha çok ev işi, mutluluk yarattı

Bu dönemde erkeklerin %70’i, kadınların %80’i, gençlerin %83’ü daha çok ev işi yaptığını söyledi. Yaş arttıkça ve sosyoekonomik statü yükseldikçe ev işi yapanların oranı da bir miktar azalıyor.

Ev işi yapanların çoğu (%77) bundan memnun. Memnuniyet kadınlarda %85, erkeklerde %67 ve sosyo ekonomik olanaklar ve eğitim  arttıkça azalma gösteriyor. Ancak hiç bir grupta %60’ın altında değil.

Şefliğe soyunmak da mutlu etti

Görüşülen her dört kişiden üçü (%76) mutfakta, ekmek, pide gibi her zaman yaptığından daha farklı şeyler denediğini söyledi.

Kadınlar ve gençler arasında bu oran %86’ya çıkıyor.

Bu denemeleri yapanların %70’i memnun iken; özellikle kadınlar (%79) ve gençler (%77) için şeflik, daha da keyifli bir meşgale gibi görünüyor.

Daha çok kitap okumak iyi geldi

İzolasyon sırasında daha çok kitap okuduğunu söyleyenlerin oranı %73. Gençlerde %85, AB sosyo ekonomik statü grubunda %90, öğrencilerde ise %96. Ücretli ve maaşlı çalışanlar da (%83) bu dönemde kitap okuyacak daha çok zaman buluyor.

Kitap okuyanların %69’u memnun.

Memnuniyet AB ses grubu ile orta ve üst eğitimli kesimde  %74’e, öğrenciler arasında %80’e çıkıyor.

Neleri daha çok yapmak  mutlu etmedi

TV izlemek Türkiye, dünyada en çok TV izleyen ülkelerden biri. Görüşülen kişilerin %83’ü izolasyon sırasında daha fazla TV izlediğini söyledi. İnsanların %47’si daha fazla TV izlemekten memnun olmadığını söylerken, memnun olanlar daha düşük oranda (%38). Emekliler, 55 üstü yaş grubu, alt sosyo ekonomik statü grubu ve alt eğitimli kesim daha çok TV izlemekten biraz daha memnun görünüyor.   

*- Geç yatmak ve Geç kalkmak Görüşülen kişilerin büyük çoğunluğu daha geç yattığını (%83) ve geç kalktığını (%79) söyledi. Ancak genel olarak bundan memnun olmadıklarını da ifade ettiler. Geç yatmaktan memnun olanların oranı %33 iken memnun olmayanlar çok daha fazla (%56). En yüksek memnuniyet her zaman geç yatma olanağını bulamayanlar arasında; 18-34 yaş arasındaki genç grup (%39), öğrenciler (%42) ile ücretli ve maaşlı çalışanlar (%36). Geç kalkmak da benzer memnuniyet oranlarına sahip, %35 memnun iken %55 memnun değil. 

*- Yemek yemek Çoğunluk bu dönemde daha çok yemek yedi (%79) Yaş arttıkça, kilo alma korkusu ve sağlık endişesi arttığından olsa gerek, daha çok yediğini söyleyenler azalıyor. On gençten dokuzu bu dönemde daha çok yerken, 55 ve üzeri yaş grubunda 3 kişiden 2’si daha çok yiyor. Daha çok yemekten hiç memnun değiliz. Memnun olanlar %30 iken memnun olmayan %52. Memnuniyet ise 18-34 yaş grubunda %38 iken 35-54 yaş grubunda %27’ye, 55 ve üzeri grupta ise %19’a düşüyor.

Kızım giderek yaşam fonksiyonlarını kaybediyor!

Havin Bebek, SMA Tip 1 hastası. İlaçları SGK tarafından onaylandığı halde son 2 aydır ilaç tedariği geciktiği için ilacını alamıyor ve durumu kötüye gidiyor.

Havin’in ailesi seslerini yetkililere duyurmak için bu kampanyayı başlattı..

Mürvet Aydar şunları söylüyor:

‘Kızım Havin Ömür  SMA Tip 1 hastası.

Bir buçuk yılı aşkın süredir yoğun bakım servisinde yatıyor. Nusinersen adlı ilacı alarak tedavisi görüyor. 

İthal olan bu ilaçlar SGK kapsamına alınmış durumda ancak bu ilaçlara hak kazanılması için çocuklarımız birçok zorlu tetkiklerden geçiyor.

Tüm test sonuçlarını geçip ilacı hak kazandığı halde çocuğum 2 aydır ilacını alamıyor.

 İlacı alamadığı için Havin’im giderek yaşam fonksiyonlarını kaybediyor, her geçen dakika onun aleyhine işliyor.

Pandemi vs. sebeblerle bu sürecin uzamamasını ve SMA’lı tüm çocuklar için ilaç alım hakkının hızlandırılmasını, sağlık haklarımızı talep ediyoruz.

Lütfen sesimizi duyurmamıza yardımcı olun.’

Bakalım ses veren çıkacak mı?

Arabulucu artık zorunlu!

Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.

Tüketicileri yakından ilgilendiren bir düzenlemenin de olduğu kanun teklifine göre tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda artık dava açmadan önce arabulucuya başvurmuş olma, zorunlu hale geliyor.

Kabul edildi

Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulunda kabul edildi.

Söz konusu teklifte, tüketicileri yakından ilgilendiren önemli bir değişiklik yapıldığını ifade eden İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, ‘Yapılan değişikliğe göre bazı istisnalar dışında, tüketici uyuşmazlıklarında arabulucuya başvurulması zorunlu hale geldi’ dedi. 

Düzenlemenin detaylarına ilişkin bilgi veren Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen maddeye göre, Tüketici Hakem Heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar; Tüketici Hakem Heyeti kararlarına yapılan itirazlar; ihtiyati tedbir ve tespit davaları; üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılmasına ilişkin davalar; tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar hariç olmak üzere; tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurmuş olma, dava şartı olarak kabul edildi. Dava şartı olan arabuluculukta, arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılması halinde dava usulden reddedilmekte’ diye konuştu.  

Anlaşma konusunda taraflar serbest

2020 yılı için Tüketici Hakem Heyetlerinin görev sınırının 10 bin 390 TL olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Ender Demir, ‘Dolasıyla bu sınırı aşan tespit ve tedbir niteliğinde veya bir taşınmasa ilişkin olmayan tüketici uyuşmazlıklarında artık arabulucuya başvurmak zorunlu hale gelecek.

Örneğin 11 bin TL değerinde bir koltuk takımı olan tüketici, yasal yollara başvurmak istediği takdirde öncelikle arabulucuya başvurmak zorunda. Arabulucuya başvurmak zorunlu olmakla birlikte, arabulucu huzurunda anlaşma yapıp yapmama konusunda taraflar serbest.

Anlaşma yapılması halinde, uyuşmazlık kesin olarak sonuçlanmış olacak ve artık tarafların dava yoluna başvurması mümkün olmayacak. Düzenlemede ticari ve iş uyuşmazlıklarının aksine ilk toplantıya katılmayan tüketicinin arabuluculuk ücretinden sorumlu olmayacağı; arabuluculuk faaliyeti sonunda açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması halinde ise arabuluculuk ücretinden satıcının sorumlu olacağı hüküm altına alınmış’  ifadelerinde bulundu.

Çöp konteyneri satın alacak

Aliağa Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü Çöp Konteyneri alımı için ihaleye çıkıyor.

İhale, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 19’uncu maddesi gereği açık ihale usulünce gerçekleştirilecek.

1000 adet 770 Lt sıcak daldırma galvanizli çöp konteynerı alım işini kapsayan ihale 06 Ağustos 2020 Perşembe günü saat 10.00’da Aliağa Belediyesi Meclis Salonu’nda gerçekleştirilecek.

Yüklenici firma malların tümünü işe başlama tarihinden itibaren 45 takvim günü içerisinde Aliağa Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğüne teslim edecek.

İnciraltı’nın son umudu

İnciraltı'nın planlanması konusunda yıllardır verilen sözlerin tutulmadığını ve İzmir tarafından yalnız kaldıklarını söyleyen İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut, son umutlarının Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi

1991 ylında turizm bölgesi ilan edilen ve o günden bu yana imar planı bekleyen, bu süreçte iki kez EXPO adayı olan İnciraltı’nın planlanması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan destek istiyor.

İnciraltı Gelişim Derneği çatısı altında birleşen toprak sahipleri seslerini duyurabilmek için İnciraltı'nda bir basın toplantısı düzenlediler. Toplantıda, kendilerine verilen sözlerin yıllardır tutulmadığını dile getiren İnciraltı Gelişim Derneği Başkanı Tayfun Karabulut, ‘2013 yılında hazırlanan planlar davalar açılarak iptal edildi.

Bugün İzmir; İnciraltı’nı ve biz İzmirli toprak sahiplerini unutmuş, hiç yok muşuz  gibi davranıyor.

İzmir bizi görmüyor, duymuyor.

Son umudumuz olan, İzmir sevdalısı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bizi Ankara’dan duymasını ve İzmir’in kadersizliğine son vermesini bekliyoruz’ dedi.

İstihdam paketi TBMM’de kabul edildi!

İstihdam paketi TBMM’de kabul edildi.

Kısa çalışma ödeneğinin süresi uzatılıyor.

Uzatmada yetkili Cumhurbaşkanı olacak.

Cumhurbaşkanı, 3 aylık süreyi sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak 6 aya kadar uzatmaya yetkili olacak.

İşten çıkarılma tarihi, 30 Haziran 2021 tarihine kadar uzatılabilecek. Soma işçilerinin kıdem tazminatları ödenecek.

Kanunla; TBMM’de yeni bir komisyon kuruluyor.

Hayvan sulama göletleri elden geçiriliyor

Bergama’nın kırsal mahallelerinde bulunan hayvan sulama göletlerine bakım, onarım ve genişletme çalışmaları yapılmaya başlandı.

Bergama Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü tarafından başlatılan çalışmaya Bozköy Mahallesi’nden başlandı.

18’i merkez 5’i eski belde ve 114’ü kırsalda olmak üzere toplam 137 mahalle ile büyük bir coğrafi alana sahip Bergama’da birçok kırsal yerleşim yerinde yapılan süt ve besi hayvancılığına önemli ölçüde devam ediliyor.

Salınık vaziyette otlatılan hayvanların su ihtiyacını gören suni göletler önemli bir ihtiyacı gideriyor.

Göletlerin bölge hayvancılığı için çok önemli olduğuna dikkat çeken Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, ‘Zaman içerisinde bu göletler özelliklerini yitirebiliyor.

Ekiplerimiz göletlerin bakım, onarım ve genişletme çalışmalarını yaparak hayvancılık yapan hemşehrilerimizin taleplerini yerine getiriyor. Bölgemizde tarım ve hayvancılık önemli bir geçim kaynağı. Belediyemiz imkanları ölçüsünde bölgemizde hayvancılığın gelişmesi için elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz’ dedi.

Cezalara devam

Neredeyse tüm Türkiye’yi, yani yediden yetmişe herkesi ilgilendiren bir konuda, önemli bir kararı mahkeme verdi.

Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararına göre: Kesilen salgın cezaları geçersiz...

Konu çok önemli olduğu ve ‘belge’ olarak kalması için bu satırları yazıyorum.

Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği, salgın yasaklarını ihlal ettiği gerekçesiyle polisin para cezası kestiği vatandaşı haklı bularak, 'Polis sadece tutanak tutabilir' diyerek cezanın geçersiz olduğuna karar verdi.

Bu ‘flaş’ yani  çok önemli habere, daha doğrusu mahkemenin kararına göre; salgın dolayısıyla maske, sosyal mesafe ve 65 yaş sokağa çıkma yasaklarının ihlali üzerine polis tarafından yazılan cezaların ‘’Geçersiz'’ olduğuna karar verdi.

Mahkeme, ‘’İdari yaptırım kararı ancak mülki amir tarafından verilebilir. Polis tarafından sadece ihlale ilişkin tespit tutanağı tutulabilir’ hükmüne vardı.

Adana'da bir vatandaşa verilen 789 liralık ceza da bu gerekçe ile iptal edildi.

Bugüne kadar polisin verdiği koronavirüs tedbirleri kapsamındaki cezaların 1 milyar lirayı aştığı, bu kararın emsal olması durumunda tüm cezaların iptal edilebileceği bildirildi.

Emsal niteliğinde

Davayı açan avukat Mahmut Akgül, ‘Karar emsal niteliğinde olacaktır. Sokağa çıkma yasağı, maske takma zorunluluğu ve buna benzer idari para cezalarında kolluğun keyfi uygulama yapamayacağına ilişkindir. Mahkeme salgın süresince polis tarafından kesilen cezaların hukuki olmadığını ortaya koymuştur’ diye konuştu.

Bugün ise emniyetten bir açıklama yapıldı...

Polis maske cezası kesebilir mi?

'Koronavirüs tedbirleri kapsamında polis maske cezası kesemez' haberlerine ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü'nden açıklama yapıldı. EGM'den yapılan açıklamada, 'Bu ve benzeri konularda polisin tutanak düzenleme yetkisi vardır. Bundan böyle de bu yetkisini kullanacaktır' denildi.

Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan açıklama şu şekilde;

‘Tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de insan hayatı açısından son derece tehlikeli olan yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının yayılmasını engellemek amacıyla yetkili ve sorumlu makamlar tarafından bazı tedbirler alınmaktadır.

 Alınan bu tedbirlere aykırı davrananlar hakkında da mevzuata göre yetkililer tarafından idari yaptırımlar uygulanmaktadır.

Bazı vatandaşlarımız kendilerine uygulanan idari yaptırımların iptali yönünde yargı mercilerine başvurmuş ve yetkili mahkemelerce de bir kısım iptal kararları verilmiştir.

Bu bağlamda 04 Temmuz 2020 tarihinde bazı basın yayın organlarında “Koronavirüs tedbirleri kapsamında polis ceza kesemez” başlıklı haberler yer almış ve aşağıdaki açıklamanın yapılmasına gerek duyulmuştur.

Usul eksikliği

5326 sayılı Kabahatler Kanununun 22. Maddesinde sayılan ‘Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir.’ hükmü ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 294. Maddesinde sayılan ‘Bu Kanunda yazılı olan idarî para cezaları mahallî mülkî amir tarafından verilir.’ Hükmü doğrultusunda Koronavirüs’ün (Covid-19) Türkiye’de yayılmasını engellemek amacıyla alınan tedbirlere aykırı davrananlara idari yaptırım uygulanması hususunda mahkeme tarafından iptal edilen habere konu karar incelendiğinde; idari yaptırım karar tutanağının mülki amire onaylatılması sonrasında kişiye tebliğ edilmesi gerekirken, tutanağın mülki amire onaylatılmadan ilgiliye tebliğ edilerek, teslim edildiği ve bu şekilde mahkemeye taşındığı anlaşılmıştır.

Bu tür usül eksikliklerinin yapılmaması konusunda tüm personel uyarılmıştır.

Devam edecek

Yapılan bu usul olarak yanlış işlem münferit bir işlem olup bağlayıcılık yönünden usule uygun diğer işlemleri kapsamamaktadır.

Bu ve benzeri konularda polisin tutanak düzenleme yetkisi vardır. Bundan böyle de bu yetkisini kullanacaktır.

Taviz yok

Türk Polis Teşkilatımız Koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında yürüttüğü çalışmalarını yasal görev sınırları içerisindeki yetki ve sorumluluklarına bağlı kalarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada tavizsiz bir şekilde sürdürmeye devam edecektir.’

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.’

Özetle;

Sakın  gevşemeyin...

Polis işini yapmaya, yani verilen talimatı yerine getirmeye devam edecektir.

Genel Müdürlüğün yaptığı açıklama emir ve talimat yerine geçer.

Valiler de bunu uygulamak yani yerine getirmek mecburiyetindeler.

Ama son söz her zaman her konuda mahkemededir.

DİP EKSPRES

Artık zorunlu

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda yapılan son düzenlemeye göre artık 50’den az çalışanı olan tüm işyerlerinde de iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmek zorunlu hale geldi. Yükümlülüklere uymayan işyerleri ise para cezalarıyla karşı karşıya kalacak.

2012’deki kanuna göre tüm işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği önlemleri kapsamında iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi görevlendirmekle yükümlüydü.

Ancak gerek küçük işletmelerin mali açıdan zor durumda kalmaması, gerekse yeterli sayıda iş sağlığı ve güvenliği personelinin bulunmaması nedeniyle ‘az tehlikeli’ sınıfta yer alan ve 50’den az çalışanı bulunan işyerleri için bu yükümlülük üç kez ertelenmişti.

Fakat söz konusu yükümlülük 1 Temmuz 2020 tarihi itibariyle artık yürürlüğe girmiş bulunuyor.

Aquapolis yüzme havuzu kapılarını açtı

Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur tarafından yaptırılan ve 2008 yılında hizmete sunulan olimpik yüzme havuzu ve aquapark tesisi, her yıl olduğu gibi bu yılda kapılasını hizmete açtı.

. Aquapolis yüzme havuzu ve aktivite tesislerinde sezon boyunca birçok etkinlik yapılacak.

Covid-19 salgını nedeniyle tüm önlemleri alan Torbalı Belediyesi'ne ekipleri, girişte dezenfektan tüneli ve ateş ölçer eşliğinde vatandaşlar içeri alındı.

Deneyimli ve alanında uzman cankurtaranların görev yaptığı havuz, bugün saat 12.00 itibariyle kapılarını hizmete açarak havuz severleri sevindirdi.

Ayvalık Yaz Konserleri başladı

Uzun bir aradan sonra “Ayvalık Yaz Konserleri”nin ilki Büyük Park içindeki amfiyatroda başladı.

Yaz boyunca devam edecek olan konserlerde büyük ilgi yaşandığını belirten Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, “Geçtiğimiz yıl Aralık ayında başlayan pandemi nedeniyle kentte sıkı önlemler alındı. Ülke genelinde çok sayıda vatandaş yaşamını yitirdi. Az sayıda vakaya karşın, Ayvalık’ta hiç can kaybımız olmadı, önlemlerimizi sürdürüyoruz. Vatandaşlar konserlerimize gönül rahatlığı ile gelebilirler” dedi.

Bin 500 köpeğe rehabilitasyon merkezi

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Bornova Gökdere'de kuracağı Köpek Rehabilitasyon ve Sahiplendirme Merkezi'nde hem sahipsiz, yaralı, hasta, engelli ya da bakıma muhtaç hayvanları tedavi edecek hem de onları insanlarla ortak bir alanda buluşturarak insanlarla köpekler arasında etkileşim sağlayacak.

 "Satın alma sahiplen" sloganıyla yapım çalışmalarına başlanan merkez bin 500 köpeği ağırlayacak.

Yeşil alan odaklı düzenleme

Tedavi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyan hayvanların sorunlarının giderilmesini ve sahiplenmenin teşvik edilmesini hedefleyen merkezde veteriner hizmet birimleri, yasal ırk barınakları ve karantina bölümleri de bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ayrıca merkezde yavrulu veya cins köpekler için birimler kuracak. Sahiplendirme temasıyla oluşturulacak ve diğer bakımevlerinden farklı olarak tasarlanan Köpek Rehabilitasyon ve Sahiplendirme Merkezi, köpeklerin psikolojisi düşünülerek yeşil alan odaklı oluşturulacak.