23 Haziran Pazar günü, 16 yıl boyunca girdiği her seçimde zafer ilan eden AKP, partinin kuruluşundan beri en büyük yenilgisini aldı. Yaşı yeten her okuyucum hatırlayacaktır, AKP'nin kurulduğu ve seçimlere ilk defa katıldığı dönemde, her seçim sonucunda o günün medyasında ve sokaklarda nasıl oldu da AKP seçimi kazandı sorusunun cevabı aranıyordu. Ve kitleler feveran diyordu:'Laiklik elden gidecek!'. Başta CHP, tüm muhalefet partilerinin ortak sloganı 'Türkiye laiktir, laik kalacak!' sloganıydı. Bugün geldiğimiz noktada laik anlayışın büyük hasar gördüğü ve devletin tüm hücrelerinde laiklik dışı odakların güç kazandığı bir gerçek. Hatta 15 Temmuz'daki Fetullah Gülen Cemaati'nin devleti ele geçirmeye yönelik kalkışmasının en büyük yakıtı ve gücü yine devletin bu cemaatte sağladığı ayrıcalıklar olduğunu inkar etmek mümkün değildir.
Fakat halk, o dönemde nispeten soyut bir kavram olan 'laiklik elden gidecek' korkusunu anlamsız buluyordu. Türkiye'de şeriatçılığın yükselebileceğine ihtimal vermeyip, o günün yeni partisi AKP'nin daha somut görünen söylemlerini gerçekçi buluyordu. Ekonomik sıkıntılar, yolsuzluk ve işsizlik gerçeği halkın daha fazla ilgisini çekiyordu.

AKP kısırdöngü süren seçim yarışlarında hep soyut kavram olan laikliğe karşı hizmet yaptım söylemini öne sürerek, her seferinde, zaferle seçim akşamı balkon konuşmalarını yaptı. Ta ki Ekrem İmamoğlu'nun somut söylemlerine karşı soyut kavram olan 'beka' meselesini dile getirene kadar. Halk ülkenin beka sorunu olabileceğini asla kabul etmedi. Aksine yolsuzlukların, işsizliğin ve ekonomik krizin zirve yaptığı bir dönemde Ekrem İmamoğlu'nun söylemleri kitleler için yeni bir umut oldu. Artık Ekrem İmamoğlu, tıpkı 1994'de Recep Tayyip Erdoğan'ın sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmadığı gibi, ülkenin gelecek dönem lider adayıdır. Ve bunu gerçekleştiren formülü ise halkın anlayabileceği ve elle tutabileceği kavram ve söylemlerle vaatlerde bulunmasıdır.

Haftasonu sosyal medyada izlediğim bir videoda AKP seçmeni ve muhtemel eğitimsiz bir kadın, tüm CHP seçmenlerini cahil olmakla itham ediyordu. Devran öyle bir tersine döndü ki, Sözcü Gazetesi'nde Bekir Coşkunlar tam seçim öncesinde 'göbeğini kaşıyan adam' diye tabir ettiği halkı, hiç anlamadan itham ettiği gibi, artık AKP seçmen ve yandaşları kendilerine oy vermeyen diğer insanları hainlikle, cehaletle ve aptallıkla suçluyor. Yine bu dönemde sözde muhalefetin en güçlü sesi olan Sözcü Gazetesi'nin seçim günü ana sayfaya bir beyin resmi koyarak 'oy verirken yanınıza almayı unutmayın' manşeti sadece kararsız seçmende antipati sağlayarak iktidar partisinin ekmeğine yağ sürmüştü.

16 yılda hiç olmayanı Ekrem İmamoğlu başardı. Bu başarı bir tesadüf değil. Hem toplumun buna hazır oluşu, hem bu hazır oluşu çok doğru bir şekilde yöneten bir lider var. Değişen zihniyet ülkeye çok şey vaat ediliyor. Çünkü artık seçilen kişi sadece İstanbul'un yeni belediye başkanı değil, çok daha fazlası.