George Orwell, ‘gazetecilik birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazmaktır; gerisi halkla ilişkilerdir’ demiş. Hiçbir zaman gazeteci olduğumu iddia etmedim, hiçbir zaman birilerinin yayınlanmasını istemediği haberleri yazacak haber kaynaklarım olmadı. Ama her zaman hayatımda, dostlarımla süzdüğüm bilgileri satırlarımda okuyucularımla paylaşmaya gayret ettim. Bu sütunlarda elimden geldiğince amacım okuyucu yazımı bitirdiğinde, okuduğundan yeni bir bilgi kazanmış olmanın mutluluğunu sağlamak olacak.

Basında doğru haber yazabilmek, yaşananları manipüle etmemek bu satırların namusu. Giyotinle idam edilen Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’in hikayesini mutlaka duymuşsunuzdur. Tüm dünya onu halk için ‘Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’ sözü ile tanıyor. Ama zaman ve tarihçiler idam edilen kraliçenin aslında asla böyle bir söz ifade etmediğini belirtiyorlar. Bundan 250 yıl önce amaca giden her yolu mübah sayanlar basın yoluyla kraliçeyi karalamak için böyle bir iddiayı yaymışlar. Hatta daha da ileri giderek kraliçenin bir saray mensubu ile müstehcen görüntülerini karikatürize ederek kendisini itibarsızlaştırmışlar. Yalan haberler halkı o kadar ikna etmiş ki, kraliçenin idamından iki yüz yılı aşkın bir süre sonra bile hala dünyada milyonlar kraliçenin bu lafı ettiğine ve ölmeyi hak ettiğine inanıyorlar. Belki de tarihi hep kazananlar yazdığı için basının o günkü tutumu yalan da olsa bugünün gerçeği gibi sunuluyor.

Burada asıl korkunç olan günümüzde haberin yalan, montaj olduğu kanıtlansa bile bir grup tarafından ne fark eder ki düşüncesi. Yakın zamanda Paris’te şehri tanıtan rehberimiz gruba ‘Ekmek yoksa pasta yesinler’ öyküsünü anlatarak Kraliçenin Concorde meydanında giyotinle idam ediliş öyküsünü anlattı. Anlatımdan sonra yanına giderek aslında öykünün böyle olmadığını kendisine ilettim. Grupta 40 kişi kraliçenin bu sözü söylediği için ölmeyi hak ettiğini düşündüğüne de eminim. Rehberimizin bana savunması, bu bilgiyi bildiğini fakat ‘cumhuriyetçiler kazandı kötü mü oldu hocam’ yaklaşımıydı. Yani kazananı doğruluyorsanız onların yalanlarına da sahip çıkmak olağan oluyor.

Aslında bunun ülkemizdeki yakın versiyonunu 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördük. Muhalefet lideri, cumhurbaşkanlığı için en güçlü iki adaydan biri olan liderin PKK terör örgütünün liderleri ile montaj fotoğraf ve videoları yayınlandı birçok platformda. Bunun yalan ve iftira olduğunu herkes biliyordu. Ama iktidarın değişmesini istemeyenlerin tutumu ‘Ne fark eder’ tutumuydu. Yalan söylemek, komplo düzenlemenin olağanlaştırılması bence bu topluma en büyük ihanet.

Bu sütunlarda yalan olmayacak, manipülasyon olmayacak. Gazeteciyim, haberciyim diye ortalıklarda dolanan güç yanlısı, çıkar odaklarının kalemlerine inat kendisini asla gazeteci olarak tanımlamasa da bu satırların sahibi, güce biat edecek yazılar yazmayacak. Sizlere bunun sözünü veriyorum.