Köpek mi, yoksa çıta mı hızlı?
Bunu bilmek için bir yarış düzenlenir!
Yarış başlar ama çıta hareket etmez!
Yarış koordinatörüne de ne olduğu sorulur ve aldıkları cevap şudur;
‘Bazen kendini kanıtlamaya çalışmak, kendine bir hakarettir!’
İşin özü;
Kendini bilen insan kompleks yapmaz!
Ama;
İyiler, dürüstler ve doğru olanlar kaybetmez, kaybedilirler!
Hayat, size değer vermeyen ve sizi anlamayan birine bir saniye ayırmak için bile çok kısa.
Hayallerinizin peşinden koşun, insanların değil…
Bu söylediklerimi yazdıklarımı hepimiz biliriz, arada söyleriz de ama uygulamayız nedense…
Bugün içimden geldi bunu da söylemeden edemeyeceğim:
Hayatta bir canın olsun bir de can dostun…
Her ‘can’ dediğin ‘dost’ olmaz, olamaz…
Haberin olsun!...
Zaman zaman ‘Haberin var mı?’ diyerek yazılarıma başlıyorum…
Haberinizin olmaması imkânsız, ama ‘boş ver!’ yanımız daha ağır bastığı için görmezden, duymazdan geliyoruz, nedense…


10 yaşında


İzmir Kent Konseyi Genel Sekreteri Yusuf Can Gökmen birçok basın görevlisine olduğu gibi bana da gönderdiği mektubunda şöyle diyor:
‘Bu e-postayı sizlere bu yıl 10. yaşını kutlayan İzmir Kent Konseyi'nin tarihinde ilk defa İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'ni sürekli takip edebilmek adına mecliste artık daimi bir sandalyesi olduğunu bildirmek üzere ulaştırıyoruz. Bu önemli gelişmeden İzmirli tüm hemşerilerimizin haberdar olması için yaygınlaştırma desteğinizi rica ediyoruz.’
Bildiğiniz gibi, Kent konseyleri, yerel düzeyde yönetime demokratik katılımın yaygınlaştırılması görevini hemşehrilik hukuku ve ortak yaşam bilinci çerçevesinde yerine getirmekle mükellef.
Bunu yaparken kentin ve kentlinin hak ve hukukunun korunmasını, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı, saydamlığı, katılım ve ortak aklı temel ilkeleri olarak benimser.  
Yine Kent Konseyleri, hemşehrilerin karar alma süreçlerine yani yönetime katılma haklarının savunusunu işleyiş prosedürleri çerçevesinde yürütür.
Bu görev ifasında dezavantajlı toplumsal grupların temel insan haklarının korunması, sosyal hizmetlere erişimlerinin, siyasal ve ekonomik katılımlarının en uygun yöntemlerle sağlanması kent konseylerinin önemli sorumluluklarından.
İzmir Kent Konseyi Genel Sekreteri Yusuf Can Gökmen, ‘İzmir'de demokrasinin standartlarının yükseltilmesi ve İzmir'in en demokratik biçimde yönetilmesi İzmir Kent Konseyi olarak bizlerin en önemli gayesidir.’ diyor.


Çeşitli adları vardı


Kent konseyleri Türkiye’de 2005’te Belediye Yasası’nın 76. Maddesi ile belediye örgütü olan yerlerde kurulması zorunlu hale getirildi.
Şeffaf, katılımcı ve etkin kent yönetimi için kurulan bu yapıya benzer oluşumlar yasadan önce de kimi belediyelerde çeşitli adlar altında vardı. Bu oluşumların ortaya çıkmasının temel nedeni Gündem 21 Türkiye Programı idi.
Yasanın ardından 2006’da bir de Kent Konseyleri Yönetmeliği yayınlandı, ardından 2009’da kapsamlı bir değişiklik de yapıldı.
Bu yönetmeliğin 4. maddesinde kent konseyi şöyle tanımlanmıştır:
‘Merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla, hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmaları.’

Perde arkası


Gayet akılcı ve mantıklı görülüyor değil mi?
Ama işin aslı öyle değil!
Konseyler, belediye başkanlarına bağlı…
Bulundukları mekânlardan temizliğine, memuruna kadar belediye başkanları karşılıyor.
Çünkü bir gelirleri yok…
Bugüne kadar sadece önceki dönemlerde şu anda CHP Konak İlçe Başkanı olan Çağrı Gruşçu, dönemin büyükşehir belediye başkanı ile bazı konularda anlaşamamış ve kendi imkanlarıyla büro tutmuştu.
Zaten kendisinin adaylığı olumlu bulunmamıştı.
Bir gün o gelişmeleri ve öncesi ile sonrasını anlatmaya çalışırım.
Şunu da söyleyeyim:
Kent konseylerine o kentte iş ve görev icabı bulunanlar çoğunlukta.
Yani birçoğu için göçmen diyebiliriz.
Emekli olduktan ya da işinden ayrıldıktan sonra o kentte kalacağı belli değil.
Kentin sorunlarını da iyi bilmiyorlar.
Ne bileyim, o mahalle ya da kentin doğma büyüme, sorunları bilen kişisi ‘Memleketime ve insanlarına hizmet edeceğim’ derse de görev alması
İmkânsız.
Bir gün örnekleriyle daha geniş olarak konuyu ele alırım.
Bu arada belediyeler yasası da belli…
Belki bu konuyu işlerim…
Yani meclis üyelerinin dışında hiç kimse konuşamaz, oy kullanamaz.
Ama ilk adım hep önemlidir.
Bunu da unutmamak lazım.

KURDELA

Açılışı gerçekleştirildi

 
Ayvalık Belediyesi’nin katkılarıyla yapımı tamamlanan Ayvalık Atatürkçü Düşünce Derneği hizmet binasının açılışı gerçekleştirildi.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, binanın Ayvalık halkının parasıyla yapıldığını hatırlatarak,  desteklerini esirgemeyen Ayvalıklılara teşekkür etti.
ADD Ayvalık Şube Başkanı  Ahmet Üzgeç de temel atımından son kiremitin konulmasına kadar geçen zaman içinde hiçbir karşılık beklemeden çalışan  geçmiş belediye başkanları ile personeline  teşekkür etti.
ADD’ye yirmi beş yıllığına tahsis edilen binanın girişinde sergi salonu, üst katında  ise toplantı odaları hizmet verecek.
Ayvalık Belediyesi mimar ve mühendisleri tarafından projelendirilen bina Selanik’teki Atatürkevi ve Ayvalık mimarisine uygun olarak tasarlandı. ADD hizmet binasından kendi faaliyetlerinin yanı sıra diğer sivil toplum örgütleri de yararlanacak.

***