İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Suriye'deki gelişmeler üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a “Karşımızda, Türk vatanını ve Türk nüfusunu, 'kellebaşı' 500 Euro’ya satan bir gözü dönmüşlük var. Bize Müslümanlık satanlar, Filistin’i varil başı 80 Cent’e, vize millilik satanlar sığınmacı belgesini 500 Euro’ya, Türk vatandaşlığını da yarım dönüm tarlaya satıyor” sözleriyle sert tepki gösterdi. “Erdoğan sebep enflasyon sonuçtur” sözlerini yineleyen Dervişoğlu, Erdoğan'ın konuşması sırasında İsrail ile ticaretin devam etmesini protesto eden gençlerin tutuklanmasını da eleştirdi.

CHP'li Sevda Erdan Kılıç: "Artık yeter! Bu dava aydınlanmalı" CHP'li Sevda Erdan Kılıç: "Artık yeter! Bu dava aydınlanmalı"

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dervişoğlu, “Karşımızda, Türk vatanını ve Türk nüfusunu, “kellebaşı” 500 Euro’ya satan bir gözü dönmüşlük var. Bize Müslümanlık satanlar, Filistin’i varil başı 80 Cent’e, vize millilik satanlar sığınmacı belgesini 500 Euro’ya, Türk vatandaşlığını da yarım dönüm tarlaya satıyor. Bize vicdan satanlar, hastanelerinde bebeklerimizin hayatını satıyor. Bize erlik, yiğitlik satanlar, sokaklarda kadınlarımızı koruyamıyor. Hepinizin huzurunda milletimize söz veriyorum: Bedelini şehitlerin ödediği bu vatanın sefasını, artık bu bezirganlar süremeyeceklerdir” dedi.

“3 milyar Euro'yla birlikte Türkiye'ye milli güvenlik sorunu ihraç etmişler”

Suriye’de “muhalifler” diye addedilen cihatçı grupların Halep ve İdlip’deki ilerleyişini değerlendiren Dervişoğlu, “Dünya ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti'nin de terör örgütü olduğunu kabul ettiği bir çete, örgüt Suriye'nin en büyük şehirlerinden birini tek başına ele geçirdi. Bizim de buna inanmamızı bekliyorlar. 13 yıldır yaşadıklarımızın özeti şudur. Türk tarihinin en sistematik yıkımıyla karşı karşıyayız. Böyle bir otorite boşluğunda sınırlarımızı korumak yerine etnik çatışmanın tarafı oldular. Kasten sınır kapılarını açtılar. Türkiye bugün sekiz kişilik üretileni 10 kişiyle bölüşüyor. 3 milyar Euro'yla birlikte Türkiye'ye milli güvenlik sorunu ihraç etmişler. Dünya bunu konuşuyor iktidardan çıt çıkmıyor” diye konuştu.

Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan çıkışına da “Balgat'taki muhteremin anlamını unuttuğu ip, o günlerde caniyi asmak içindi, bugün o ipi nişan yüzüğüne takmaya cüret ediyorlar” diyerek sert tepki gösterdi.

Dervişoğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

Suriye’nin toprak bütünlüğü

- Türk ölecekse kendi vatanı için ölecektir. Hiç kimse bu büyük milletin evlatlarını, batılı emperyalistlerin lejyonerleri olarak kullanamayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında işte bu yüzden bu şiarla kurulmuştu. Bölücü terörün her geçen gün güçlendiği kuzey bölgesindeki tehlikeyi önlemenin tek bir yolu vardır, o da Suriye'deki iktidar boşluğunun giderilmesidir.

“Suriye'yi karıştıran el, yarın Türkiye'ye uzanacaktır”

- Halep kalesinde Türk bayrağı görmek güzel. Ama yarın, nereye kimin bayrağını asacaklarını, onlara kim para verirse o söyleyecek. Onların yularını kim tutuyorsa onlar söyleyecek. O yüzden, iktidarı bir kez daha uyarıyorum; Suriye'deki gelişmelerin, milli güvenliğimizi ilgilendiren taraflarıyla meşgul olun. Bu süreç, Misak-ı Milli gibi bir kutsalımız üzerinden sömürebileceğiniz bir süreç değildir. Hatırlatmak isterim; 2011 yılından bu yana Suriye’de kurdurulan örgüt sayısı 450’nin üzerindedir. Bu örgütlerin hemen hepsi birbiriyle bir şekilde kavgalıdır. Ve maalesef her birinin ülkemizde sempatizanları, taraftarları ve aktif mensupları bulunmaktadır. Belli ki, bugün Suriye'yi karıştıran el, yarın Türkiye'ye uzanacaktır. Bunu önlemenin yolu, gerçekçi olmaktır, maceradan uzak durmaktır. Unutmayın ki; yandaş televizyon kanalına dizi senaryosu yazmıyorsunuz, Türk devletini yönetiyorsunuz, kendinize gelin.

“Misak-ı Milli'yi ekran koruyucu yaparak, büyüyeceğiz diye milleti kandırıyorlar”

- Haftalardır oynanan oyunları, devlet aklına ve ahlakına riayet ederek tarif ediyor, Muhataplarını ikaz ediyorum. Bugün de bu sorumsuzları size şikâyet ediyorum. Asla yerli ve milli olamayan akıllarıyla, yerli ve milli masallarıyla, diplomasiyi işportaya çevirdiler. Şimdi de Misak-ı Milli'yi ekran koruyucu yaparak, büyüyeceğiz diye milleti kandırıyorlar. Bu yolun sonunda Türkiye’yi küçülme tehlikesinin beklediğini görmüyorlar. Planlı olmadığını umarak, görmüyorlar diyorum. Aksinin bedeli çok ağır olur. Artık açıkça görüyoruz ki, bu planın hazırlıkları çoktan yapılmış, beş hafta önce de düğmeye basılmıştır. Bu acı gerçeği ne kadar erken idrak edersek, milletimize ne kadar iyi anlatırsak, Bu bataklıktan o kadar çabuk kurtulacağız.

“Erdoğan sebep vergiler, fakirlik sonuçtur”

- Tasarruf tedbirleri, cumhurbaşkanlığı makamına, Beştepe'deki binaya hiç uğramıyor. SGK'de, Ziraat Bankası'nda Halk Bankası'nda sürekli görev zararı ve düzenlemesi yapılıyor. Sadece kendine ve çevresine verdiği sözleri tutuyor bu beyefendi, milleti unutmuştur. Bu millet kendisini hatırlatmasını en iyi bilen millettir, bu millet Türk milletidir. Herkes aklını başına devşirmelidir. Erdoğan sebep, pahalılık sonuçtur. Erdoğan sebep, vergiler sonuçtur. Erdoğan sebep, fakirlik sonuçtur. Yalanların ömrü vatandaş markete ve pazara gidene kadardır. Şimdi bunların yalanları pazara gidildiğinde markete gidildiğinde kasaba gidildiğinde ortaya çıkmaktadır. Yalanın ömrü ocağı yakıp bir çorba kaynatana kadar, yoksa kim nasıl izah edebilir.

“1 milyondan fazla vatandaşımız artık kredi kartı borçlarını ödeyemiyor”

- Zenginlik yüzde 10'luk kesime doğru akıyor, fakirlik yüzde 90'nın kaderi hâline geliyor ama bu beyefendilerde laf bitmiyor. Önce işçiye çıkardıkları faturaları şimdi KOBİ'lere kesiyorlar. Yüksek faizler sermayesi yetersiz olan KOBİ'leri iyice zora sokuyor. Büyük şirketler bir şekilde dışarıdan kredi bulabiliyor ama KOBİ'lerin böyle bir şansı da olmuyor. KOBİ'ler kepenk kapattığında işsizlik tsunami gibi tüm vatanı vuracaktır. Kredi kartlarında faize bırakılan borç rekor kırdı. 1 milyondan fazla vatandaşımız artık kredi kartı borçlarını ödeyemiyor. Sorun şu ki ağaları doyurmaktan millete sıra gelmiyor. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Yargı bağımsız demokrasi işler olursa ekonomi şahlanacaktır.

Bahçeli’nin İmralı çıkışı

- İktidarın İmralı’daki ortağı Apo denen adam, 1998 yılında Rahmetli Demirel’in dirayeti ve ordumuzun kararlılığıyla Suriye’den çıkarıldı. Balgat’taki muhteremin anlamını unuttuğu ip, o günlerde o caniyi asmak içindi. Bugün o ipi, nişan yüzüğüne takmaya cüret ediyorlar.

İsrail’le ticareti protestoda tutuklamalar

- Bugün, iktidarın başını protesto eden, soluğu cezaevinde alıyor. Bu kadar kötüledikleri geçmiş, bugünden daha olgundu, daha demokratikti. Açık ve net ifade edeyim: Bu bir samimiyet testidir. O gençler, yıllardır meydanlarda Filistin davasının avukatlığını yapıyor-muş gibi davranan Recep Tayyip Erdoğan'ın maskesini düşürmüştür. Filistin ve Gazze konusunda lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyorsun ama yüreği yanan gençler gerçeği yüzüne vurunca cevabın cezaevi, yazıklar olsun sana. O evlatların yeri cezaevleri değil vicdanlarımızın tam köşesidir. Derhâl serbest bırakılmalıdır. Çocuklara zulmetmekten vazgeç Erdoğan!

Kaynak: Haber Merkezi