Sevgili okurlar,
Pandemi ile birlikte Görece'de yaşamaya başladım. Teknolojinin tüm nimetlerinin eksiksiz yer aldığı bu güzel mahallede her türlü imkan elimizin altında.
Kendi aracını kullanmasan bile, toplu ulaşımla İzmir merkez'e ulaşmak sadece 40 dakikanızı alıyor. Bakkal, market, kasap hepsi elinizin altında... 
Görece, Menderes'in mahallesi. Güzel, şirin bir yerleşim yeri...
Önceki yıllarda köy olmanın bütün özelliklerine bünyesinde taşırken, bugün köy kent karışımı bir görüntü veriyor.
Şimdi gelelim bana...
İşim gereği haftada bir de olsa İzmir merkeze inmek zorundayım... Zaten bunu da aralıksız olarak gerçekleştiriyorum. 
İzmir'deki evim ise Buca'da.. İzmir'in en çok göç alan ikinci büyük ilçesi.. 
Önceki yıllarda Forbes caddesinde şöyle bir yürürken en az 10 kişiyle selamlaşır, muhabbet ederdik. Bugün ise o tanıdık yüzlerden eser yok...
İnsan yerleşimin az olduğu, kişilerin birbirini tanıdığı yerlerde yaşayıp da, Buca gibi günün her saatinde ana baba günü olan bir yere geldiği zaman adeta yolda yürümeyi bile şaşırıyor desem yeridir. 
Sadece bu mu?
Hayır, hayır...
Son zamanlarda lüks araçlarda dahi sonuna kadar açılmış, ne söylediği anlaşılmayan müzikler çalınıyor Buca'da… 
İnsanlar birbirleriyle adeta kavga eder gibi konuşuyor…
Otobüsler ayrı bir alem olmuş…
Hanım teyze dolma tarifi veriyor bir yakınına… 
Bey amca da arkadaşına memleketteki yakınlarını soruyor bağıra bağıra…
Gençlik zaten ne acıdır ki kopmuş gidiyor… Kulaklıkla dinlediklerini sandıkları müziği bütün otobüs dinliyor…
Ne insana saygı kalmış, ne de sevgi...
Utanmak desen, ondan zaten kimsenin haberi bile yok...
Hasta mı, uyuyan mı, cenaze mi var? 
Kimsenin ne umurunda, ne de bunları önemsediği var...
Herkes ''beylik deve'' misali, burnunun doğrultusunda hareket ediyor...
İnsanların tipleri de, kıyafetleri de bir acayip geliyor buralarda bana...
Şüphesiz herkes istediği gibi giyinir, bu onun en doğal hakkıdır...
Benim şikayetim sadece kişilerin ''acayip''likleri…
Ya da benim gördüklerimin bana son zamanlarda daha batar hale gelmesi… 
Ne dersiniz sevgili okurlar, 
Jenerasyon farkımı, 
Yaşlanma alameti mi? 
Ya da… 
Yılların yorgunluğunun kent yaşamı ile birleştiğinde insan yaşamında yarattığı tahammülsüzlük mü? 
Neyse ben köyüme geri dönüyorum… 
Bir kez daha anlıyorum ki… 
35'inden sonra büyük kentlerde yaşamak çekilmez oluyor…