İster genel olsun, ister mahalli...

Ben hep gülerim bu seçim dönemlerinde...

Diyeceksiniz ki, nereden çıktı şimdi bu gülmek...

Ben gülmeyeyim de kimler gülsün arkadaş...

Palavra'nın en daniskası bu dönemde ortaya çıkıyor...

Hani türküde geçiyor ya, ''aslı yok yaylasında bin koyunum var benim''...

İşte adaylar da olmayan kasadan ''atıyorlar da atıyorlar''...

''Seçin beni, yaşatayım sizi'' mealinde ''mangalda kül bırakmıyorlar''...

Her türlü hoş sözler, damar muhabbetler bu dönemde yapılıyor...

Hiç birisi belediyenin kasasında kaç para olduğundan...

Adayı olduğu belediyenin kaç personeli olduğundan...

Kaç mahallenin o belediyeye bağlı olduğundan...

Kaç tane muhtarının olduğundan haberdar değil...

Sadece ''beni seçin'' diyorlar...

Çok enteresandır, bir zamanlar efsane başkan Cemil Şeboy'un dediği gibi, ''Bu adayları bırakın 7 göller'den, bulamazlar Menderes Caddesi'ni'' cümlesi de zaten her dönem ''çuk diye'' yerine oturuyor...

Birinci konu bu...

Gelelim ikinci konuya...

Bazı ilçeler her nedense bu seçimde ''gözde'' oldu...

Milletin ağzı torba değil ki, ''büzesin''...

''Rant'' diyeni de var, ''kesin kazanılacak yer'' diyeni de...

Hatta bu söz konusu ilçelerde, aday sayısının 47 ye kadar çıktığı da bir gerçektir...

Çoğu adaya baksan, belediyenin kapısından sadece emlak vergisi yatırmak için girmiştir...

Ne o ilçenin sosyo ekonomik yapısından, ne kültürel yapısından ve ne de sosyal yaşamından haberdar bile değildir...

Gözde ilçeler hakkında hiç bir bilgisi olmayan bu zat-ı muhteremlerin ne yazık ki fikirleri vardır...

Hem  de ne ''muhteşem fikirler''...

Hep aklıma da gelmiştir...

Genel Merkez'lerin, ''seni aday yaptım'' emri-vakisi artık tarihe karışmalı...

Adaylar, seçim yapılacak yerde yaşayan vatandaşlar tarafından ''ön seçim'' ile gelmelidir...

Bugün iktidarın uyguladığı ''mülakat sistemi'' ile, parti genel merkezlerinin uyguladığı ''aday atama'' arasında ne yazık ki, hiç bir fark yoktur...

Parti Meclisleri'nde yer alan, hayatında İzmir'in Saat Kulesi'ni görmemiş...

Vapura binip, Konak'tan Karşıyaka'ya geçmemiş...

Eşrefpaşa'nın nerede olduğunu bilmeyen...

Bu ve bunun gibi ''onlarca eksiklikleri olan kişilerin'' aday tespitinde söz sahibi olmaları kadar abesle iştigal başka bir durum olabilir mi?

Asla olamaz...

Onun için Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nun günümüz şartlarına göre acilen revize edilmesi şarttır...

Bu yapılmadığı zaman, işte bugünkü manzara ortaya çıkar...

Seçilen Başkan 4 buçuk yıl yatar, son 6 ay bir elinde kazma, bir elinde kürek...