Zeynep Kaya-Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ( TOBB) tarafından 2007'de kurulan kadın girişimciler kurulları 81 ilde faaliyetlerini sürdürüyor. Kurul üyeleri, kendi iş sahalarında lider olan iş kadınları başta olmak üzere, yöneticilerden, girişimcilik konusunda akademik çalışma yapan akademisyenlerden, sivil toplum kuruluşu yöneticilerinden ve girişimciliği destekleyen kamu kurum ya da kuruluşu temsilcilerinden oluşan bir yapı. TOBB Kadın Girişimciler İzmir İcra Kurulu Başkanı Aysel Öztezel, hem bu yapının başında yer alarak hem de İzmir'de bulunan ailesiyle ortak işlettiği büyük bir alışveriş merkezinin başında yöneticilik yaparak girişimci kadın modelinin güzel bir örneğini oluşturuyor.



İzmir'de tüm kadınları çalışma hayatının içine almayı, onları birey olarak yüreklendirmeyi ve güçlendirmeyi hedef edinen  TOBB Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkanı Aysel Öztezel, bu çalışmadaki amacın rol model olarak, 'Bende varım, ben de yapabilirim' fikrinin öncüllüğünü benimsetmek olduğunu açıkladı. Aysel Öztezel ile 'Ticarete bereket, biz kadınlarla gelecektir' diyerek kendisiyle birlikte yola çıkan tüm girişimci kadınları anlattı.
 

İzmir'deki kadın girişimci sayısı Türkiye'ye oranla ne durumda?


İzmir olarak soruluyorsa çok şanslı. Ben 81 ili de gezme fırsatı bulan bir çalışan, girişimci kadın olarak gördüğüm kadarıyla İzmir'deki kadınlarımız diğer şehirlere nazaran çok daha şanslı ama çok daha az. Biz zannediyoruz ki Anadolu'da çalışan kadın sayısı az, büyük şehirlerde daha çok. Oysa ki hiç öyle değil. Anadolu'da da çalışan çok kadın var, potansiyel yüksek. Van'a, Trabzon'a gitiğiniz zaman bunu görüyorsunuz. Çok fazla emek veren, çalışmayı arzu eden ve halen çalışmakta olan kadınımız mevcut. Nedense İzmir biraz daha rahat, eğlenceli bir şehir, aynı zamanda sahil kenti. Buna göre İzmir'deki çalışan kadın sayısı bana göre çok olmamakla beraber bir de çok rahat bir ortamın içindeler.

Kadın girişimcilere girişimcilik kültürü veriliyor mu, kadın girişimcilerin haklarından haberleri var mı?

Girişimcilik kültürünü vermek bizim işimiz. Bizim üyemiz olan 200 kadın, zaten iş hayatının içinde olduğu için bu kültüre sahipler. Önemli olan bu 200'leri 2 binlere taşımak. İşte o zaman kültürünü vermek bize düşüyor. Bunu da eğitimler aldırarak sağlıyoruz. Biz de eğitim alıyoruz, onlar da eğitim alıyor. Çeşitli bankaların kadınlara yönelik eğitimleri var, kadın bankacılığı çok önemli sırada. Biz kadına ne lazımsa, aramızdaki kadınlarla konuşarak ve fırsat şansı vermeye çalışarak iş hayatına özendiriyoruz.

Girişimci kadınların ticari hayattaki kalıcılıkları nelerdir?

Genelde aile işlerinin devamıyla ilgili, aile işlerinin kalıcılığından ilerliyor kadınlarımız. Aile şirketi olunca otomatikman onlara da orada bir görev düşüyor. Kalıcılığına gelince de yaş ortalaması, keyfiyet her zaman bunların içinde yer alır. Hani şöyle, 'Yaşıma bakmam, nüfus kağıdıma bakmam, bu iş benim işim, yapmalıyım' diyebilen çok daha az bir sayıya ulaşıyoruz.


Ben de varım diyebilmek


'Ben de varım, ben de yapabilirim' fikrinin öncülü olarak kadınlara ne gibi bir destek veriliyor?

Evet, 'Ben de varım, ben de yapabilirim'. Bunu her yerde kullanmaya ve gittiğim her yerde insanlara aşılamaya çalışıyorum. Bunu bulunduğumuz topluluklara ya da gittiğimiz her türlü toplantıda söyleyerek önce özendirmek istiyoruz. Zaten bizim işimizin bir kısmı bu. Biz iş bulmuyoruz, biz sermaye sağlamıyoruz. Girişimci olmak isteyen insanı yüreklendiriyoruz bir yerde. Çünkü inanıyoruz ki onlar yapabilirler. Eğer ben yapabildiysem, onlar neden yapmasın diyorum. Buna özendirmek ve onları kazanmak amacıyla çalışmalarımızı yapıyoruz. Onun için de bu sloganı çok sık kullanmaya gayret ediyorum, karşımdakinin de inanmasını istiyorum. Örnekleri var, bizim şu anda İzmir genelinde kadın girişimci olarak 200'den fazla üyemiz bulunuyor. Girişimcilik sadece çalışmak değil, bir iş yerine girip farkındalık yaratmakla da bir tık yukarı çekebilirse bir kadın, zaten o zaman girişimcilik örneğini vermiş olur. O yüzden herkesin alelacele bir ticarete atılmasından da yana değilim, temkinli olmak lazım, önce bir iş terbiyesi almak lazım. Sonra o işi yapmaya karar vermeliyiz. Belirli bir müddet bir yerde çalışıp, kendi işimize yön vermeliyiz.


Kadın girişimcilerin işini sürdürmesi için temel bilgi, danışma, eğitim konusunda neler yapıyorsunuz?

Biraz önce de dediğim gibi eğitim vazgeçilmezimiz. Bir kız çocuğunu eğitmekle işe başlamamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü çalışan kadının girişimciliği hazmedip işe başlamasıyla dimdik ayakta duracağına inanıyorum. Bu aile huzurlu bir aile olacak. Birbirine destek olan insanlardan kurulu olacak. Bu aileler de iyi evlatlar yetiştirebilecek. İşte o iyi evlatlar yarın öbür gün birbirlerinin girişimci kadını, girişimci insanı olarak çıkacak ortaya. Ama bir kadının erkeğinden rakamsal desteği bekleyerek evde oturmasına son derece karşıyız, bunu da sürekli belirtiyoruz. Ne yaparsan yap ama bir şeyler kazan. Bu kazancını da eve getirmeye çalış. Önce özgüven; kadın parasını kazandıkça gerek eşine karşı gerekse de ailesine karşı bir özgüveni olur. Kadın kazancının belirli bir miktarını kendine, diğer miktarını mutlaka evlatlarına harcıyor. Güzel insanlar, başarılı insanlar olarak da topluma kazandırılıyor. Bu özgüven ve yapılabilirliği onlara öğretmemiz lazım.


Geçtiğimiz yıl içerisinde taksi kullanan kadın şoförler uygulamaya geçti. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben bu şoförlük mesleğine bayan erkek olarak bakmıyorum. Şoförlüğü erkek mesleği olarak da değerlendirmek yanlış. Eğer rulmancı bir bayan çalışabiliyorsa, köydeki bir kadın onun gücünün üzerinde işler başarabiliyorsa, bir kadın taksi şoförümüz de neden olmasın. Hepimizin birer ehliyeti var, direksiyonun başına oturabilecek durumdayız. Demek ki bir şoför olmaya kadar ihtiyacı vardı kadının, bırakalım da çalışsın. Hiç bir mahsuru yok, tam tersi olarak da kadının ayakları üzerinde dimdik durduğuna karşı güzel bir örnekleme. Zaten gece vardiyasına verilmiyor kadınlarımız, gündüz vardiyasında mesai yapıyorlar.


Sonsuz hürriyet


İzmir'de kadın olmak nasıl bir duygu?

Öncelikle kadınlar olarak İzmir gibi demokratik bir şehirde yaşıyor olmamdan dolayı çok mutluyum. Dünyaya bir daha gelsem yine kadın olarak gelmek isterim ve İzmir'de yaşamayı tercih ederim. İzmir şehri bizi anlayabilen, davranışlarıyla da bizlere saygılı olan bir şehir. Sonsuz hürriyetlerimiz var. Nasıl ki yaşanabilir bir şehir olarak İzmir son zamanların trendi ve seçilen şehir, inanıyorum ki girişimci bir kadın olarak da, kadın olarak da, çalışan olarak da İzmir tercihlerin üzerinde birinci sıraları alabilecek kadar medeni ve coşkulu bir şehir.

Girişimci kadınlara örnek düzeyde faaliyetlerinizle İzmir'de gerek eğitim gerek danışmanlık olarak, kadınlara oldukça destek veriyorsunuz.  Bu destek Doğu Bölgelerimizde ne düzeyde, takip edebiliyor musunuz?

Tabii ki. Ben gidiyorum oralara da. Çünkü ben toplum üst kurulunda da çalıştım. Bazı şehirler girişimcilik üzerine paneller düzenleniyor, ben de panele konuk olarak çağrılıyorum. Doğu illerimizde de girişimci kadınlara yönelik topluluklar var. Oraların insanı çok başka, çok aç bu konuda. Sana olduğundan fazla değer veriyorlar. Ben İzmirli bir kadın olarak normal hayatına devam eden, kendi parasını kazanan, kendi ayakları üzerinde durabilen iş kadınıyım ama orda beni başka biri olarak görüyorlar gözlerinde. Çünkü büyük şehirlerde onlara gelmeyen, onları ziyaret etmeyen ve onlarla ilişki kuramayan çok önemli iş kadını var. Benim tavsiyem bu büyük şehirlerde bizler gibi kadınların kayarak, onlarla dost olmalarını sağlamaları, onları bu konuda cesaretlendirmeleri.
 

Emeklilik yerine çalışmayı tercih ediyorum


Sizin hayatınızla ilgili adımlarınız, atılımlarınız nasıl başladı Aysel Hanım?

Ben doğma büyüme İzmirliyim. Evliyim, 2 çocuk annesiyim. Tabi hayata şanslı olarak gelenlerdenim, bunu inkar edemem. Eşim beni her zaman destekledi. Yıllarımı sivil toplum örgütlerinde çalışarak geçirdim. Uzun yıllar STK'larda görev aldım. Bu bana davranış biçimi kazandırdı, iletişim konusunda ufkumu açıcı çalışmalara sebep oldu. Ben biraz geç kalmış bir çalışan kadınım. 12 yıldır meslek hayatımın içerisinde ilerliyorum. Bir alışveriş merkezi yönetiyorum, AVM'mizi çok kötü durumdan bu noktaya getirebildik. Aileme ait bir alışveriş merkezinin yöneticisiyim. Çok geç başlamış bir iş hayatım var benim. Ama ben enerjik olduğumu fark ediyorum. Heyecanlıyım, hala birşeyleri koparabildiğime inanıyorum. O zaman ben iş hayatında kalmalıyım diye düşünüyorum. İnsanlara ve özellikle girişimci olmaya odaklanan, emek sarfeden kadınlara faydalı olduğum sürece devam edeceğim. Emeklilik yaşını bitirmiş, şu an evde oturan biri olabilirdim. Ama çalışırken de herşeye vakit ayırabiliyorum. Eğer programlı iş kadınıysanız programınızı daha kolay yapıyorsunuz. Günde 1-2 saat hem arkadaşlarınıza vakit ayırıyorsunuz hem de iş hayatınızı bir gram ihmal etmiyorsunuz. Bugün bir düğmeyle dünyayı bulabiliyorsun, bir tuşla dünyaya bağlanabiliyorsun, bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Böyle bir ortamda ben bilmem, ben anlamam, yapamam demek ayıp olur. Hırslıyım, güçlüyüm, bu gücümü de iş hayatında kullanmaya gayret ediyorum. Bütün kadınlarımız lütfen çalışma hayatında olmaya gayret etsinler.

 

Birbirimizi alkışmayı bilmeyiz


Ege Bölgesi'nde ve İzmir'de kadın girişimcilik potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve donanımlı hale getirilmesi amacıyla ne tür politikalar yürütülmekte?

Öncelikle birbirimizi anlamamız gerek, birbirlerimizin ne iş yaptığını bilmemiz gerek ki yaptığımız meslekleri biraraya getirip tartışmalar yaratabilelim. Bunun için de faydalı olanların tercihini yapıp, bölge bazında da bu işte başarılı olursun diyebilelim. Yeni iş hayatına gireceklere tavsiyemiz olmalı. Burada benim bilhassa önemsediğim çok konu var, o da birbirimizi alkışlamayı, birbirimizi desteklemeyi ve kadın olarak birbirimize teşekkür etmeyi bilmemiz gerekiyor. Eğer içimizden biri başarıyı yakalamışsa, ondan birşeyler öğreneceğimiz kesindir. Üyemiz olan 200'den fazla girişimci kadın, İzmir'in yetiştirdiği, Ege'nin yetiştirdiği kahramanlar.