Fevziye Cengiz'in götürüldüğü Adli Tıp'ta muayene bile edilmediği ortaya çıktı. Feci dayak izlerine 'basit lezyon' diye rapor veren A.K hakkında suç duyurusunda bulunan Cengiz, 'Oda kapısı açıktı. Polisler bizi istiyordu. Sessizce 'Beni dövdüler' dedim. Doktor yüzüme bakmadı' dedi.

İzmir’de polis merkezinde yediği feci dayak kameralara takılan Fevziye Cengiz ve ailesinin, davadan vazgeçmeleri için tehdit edildikleri ortaya çıktı. Karakoldaki güvenlik kameralarına takılan işkenceye rağmen 2 polisin hâlâ açığa alınmadıkları ve görevlerine devam ettikleri belirtildi. “Korkum hiç bitmedi. En kötüsü polisler beni konsomatris diye suçladılar” diyen polis dayağı mağduru Fevziye Cengiz ,“Ben terziyim, terzilik belgem var ama aynı zamanda bir dönem garsondum ve garson kartım var diye böyle bir iftira atmaları ailemi ve beni çok etkiledi. Biz o gece yemeğe gitmiştik. Eşim benim kimliğimin olduğu çantayı almak için arabamıza gitmişti. O sırada gelip vurmaya başladılar. Küfür ettiler. Olayın etkisinden kurtulamıyorum” dedi.


‘Gelip almalarından korkuyorum’


Fevziye Cengiz olay sonrası da polislerin peşlerini bırakmadığını belirterek VATAN’a yaşadıklarını söyle anlattı;

“Bu olayda bize İzmir Barosu çok yardımcı oldu. Bize avukat yardımı yaptılar ve avukatlarımız haklarımızı sonuna kadar savunuyor. Hâlâ da tehdit ediliyoruz. Eşim yanımdan ayrılmıyor ama gelip ikimize de polislerin tehditlerini iletiyorlar. Adresimizi nasıl buluyorlar bilmiyorum. Birileri, özellikle o tarz müzikhol gibi yerlerden gelip polislerin tehdidini iletiyorlar. Çalışmak istesem işime engel oluyorlar. İlaçlar alıyorum. Mahkemelere filan da ilaç içmeden çıkamıyorum. Onlar da kötü yapıyor, bitkisel hayata giriyor gibi oluyorum. Kendimi arabadan atmaya çalıştığım bile oldu. Bunlardan o kadar çok korkup bunaldım ki... Çünkü bunlar insanı bırakmaz, devam ederler. Şimdi buraya gelip beni alıp dövmelerinden korkuyorum.”

'Dükkanımı bile açamıyorum’

Fevziye Cengiz’in eşi Murat Cengiz de olayı anlatırken “Polisten izin aldım, kapının önündeki arabadan kimliğini alayım dedim. Daha içeri girmemiştim ki tokatlayarak arabanın içine attıklarını gördüm. Kimliğini o esnada verdiğim halde alıp götürdüler. Peşlerinden götürdüm arabaya sokmadılar” dedi.

Cinsel taciz olayını eşinin kendisinden sakladığını ve daha sonra öğrendiğini anlatan Cengiz, şöyle devam etti:

“Onu öğrenince de şok oldum. Şimdi ben ne yapayım? 4 aydır ilaçlarla yaşıyor benim eşim. Sürekli tehdit alıyoruz. Aracılarla ‘Bu davadan vazgeçin, İzmir’de barınamazsınız, İzmir’de ölürsünüz’ diye tehditler geldi. Bize ‘İşimizden olursak siz ölürsünüz’ diyorlar. Eşim hakkında açılan davanın duruşmasına 35 polis geldi izleyici olarak. Şimdi nereye gitsek peşimizdeler. Resmi ve sivil arabalarla takip ediliyoruz. Benim bakkal dükkanım vardı, açamıyoruz. Tehditler olunca korktuk herhangi bir şey olursa diye. Ben sürekli evimde eşimin başında bekliyorum. Geceleri bağırıyor, korkuyor, hapını içmezse kabus görüyor, yatamıyor. Karımı gördükçe eziliyorum, 6 kilo verdi olaydan bu yana. Biri 18, biri 16, biri de 8 yaşında üç kızımız var. Onlar da artık tedavi olmaya başladı. Annelerini öyle görünce onlar da psikolojik olarak olumsuz etkileniyor. Annelerinin bu durumu onları yıktı. Maddi olarak da zorlanıyoruz. 4 aydır ben çalışmıyorum, eşim terzi ustabaşı ve bir ara da garson olarak çalıştı, garson kartı var.”