Derse katılma gönüllülük işi
Hastane İlköğretim Okulu Müdürü öğretmen Ayşe Sarı, tam 17 yıldır hasta çocuklara öğretmenlik yapmaktan çok mutlu olduğunu, çocukların yüzü gülümsediği zaman her sıkıntısını unuttuğunu söyledi. İlköğretim 5. sınıfa kadar matematik, türkçe, fen bilgisi gibi normal bir okul müfredatında hangi dersler varsa hepsinin anlatıldığını söyleyen Sarı, "Çocuklarımız kendilerini iyi hissettiğinde dersliklerimize geliyor, istedikleri dersi biz onlara anlatıyoruz. Okula gelmek tamamen gönüllülük işi. Kısa süreli yatan çocukların aileleri okul ödevlerini buraya getiriyorlar, beraber yapıyoruz. Böylece derslerinden geri kalmamış oluyorlar. Yoğun bir tedavi gören çocuklarımız bunaltmak istemeyiz. Onların ders dışında oyunlarla motive olmaya da ihtiyaçları var. Ders haricinde el işleri, müzik, çeşitli oyunlar gibi faaliyetler de yapıyoruz" dedi.
Okulun bağımlısı çocuklar var
Tedavi gören çocukların iyileşep evlerine gittiklerinde bile zaman zaman ziyarete geldiklerini söyleyen Sarı, "Lösemi hastası gibi daha uzun süre yatan çocuklarda aramızda çok fazla duygusal bir bağı oluşuyor. Çocukları sevmeden bu okulda çalışmak mümkün değil. Dersten çok motiveye, ilgiye ihtiyacı olan bu çocuklarla tek tek ilgileniyorum. Kontrole geldiklerinde anneleri sıra beklerken koşup gelen çocuklarımızı görünca mutlu oluyorum. Okulun bağımlısı olan çocuklarımız bile var. Tedavileri sürerken anneler, hemşireler çocuğu zorla okuldan götürüyorlar" dedi. 5 yıldır hastane okulunda görev yapan sınıf öğretmeni Zeynep Demir ise şunları söyledi: "Serumları sabit yada cihazı bağlı çocuklarımızın yanına da gidip onlarla ilgileniyoruz. Okula gelebilen çocuklarımız dışında gelemeyenleri de düşünmek zorundayız. Yatan çocuklarımızın yaş aralığına göre kitap okuyoruz, resimler yaptırıyoruz, oyuncak götürüp oynayabiliyoruz. Bunun dışında Ege Üniversitesi öğrencileri de çocuklarımızla ilgilenmek için zaman zaman geliyorlar."
Editör: Haber Merkezi
