Kamuoyunun tepki gösterdiği olay, geçen yıl 27 Ağustos’ta Karabağlar’daki General Asım Gündüz Parkı’nda akşam saatlerinde meydana geldi. Parkta ablasıyla oynayan Umut Ceylan biranda kanlar içinde kalıp "Yandım" diye annesini koştu. Oyuncaktan düştüğü sanılan küçük çocuğun hastanede kurşunla yaralandığı anlaşıldı ama doktorlar kurtaramadı. Bir beyaz eşya firmasının satış bölümünde görevli baba Ufuk Ceylan (38) ile 2 çocuk annesi Gülhan Ceylan (38) daha birkaç dakika önce gülüp oynayan minik çocuklarının ölüm haberiyle yıkıldı. Günlerce gözyaşı döken anne ve baba bireysel silahsızlanmanın simgesi olurken, İzmir polisi de çok titiz bir soruşturma yürüttü.
POLİS ÖZEL EKİP KURDU
Özel ekip kurup teknolojinin her türlü olanağı zorlayan polis bir sonuç elde edemedi. Eldeki tek kanıt minik Umut’un bedeninden çıkarılan mermi çekirdeği oldu. Bu mermi çekirdeği üzerindeki laboratuvar incelemesinde de özel yapım bir tabancanın namlusundan çıktığı anlaşıldı. Bölgedeki 200'e yakın silah balistik incelemeden geçirildi, 6 bin kişi araştırıldı ama katili yakalatacak gelişmi bir türlü sağlanamadı.
Katilin yakalanacağı umudu giderek azalırken, şüpheli Karşıyaka’da başka bir olaya karışınca elegeçti. Can Kayli (31), Girne Caddesi üzerinde bir silahlı yaralama olayına karışınca gözaltına alındı. Uyuşturucu kullanmak, yaralama, hırsızlık suçlarından poliste sekiz ayrı kaydı bulunan Can Kayli geçen yıl 18 Ekim’de Karşıyaka Girne caddesi üzerindeki bir kişiyi yaralayınca yakalandı ve tutuklandı. Can Kayli’nin üzerinden çıkan ve "Dedemden kaldı" dediği el yapımı tabanca incelendiğinde Umut’un bedeninden çıkan mermi çekirdeği ile eşleşti. Cezaevinden getirilip ifadesi alınan Can Kayli, Umut’un öldüğü gün alkollü olduğunu, havaya ateş edip etmediğini bilmediğini, silahın o gün kendisinde olmadığını söyledi.
Cumhuriyet Savcısı Ahmet Şinasi Aygün, ifadesini aldığı sanıkla ilgili dosyayı yeniden açtı.
SİLAHI KARGOYLA GÖNDERDİLER
Olayı soruşturan Cumhuriyet Savcısı Ahmet Şinasi Aygün'e tutuklu bulunduğu cezaevinden mektup gönderen sanık Can Kayli olayda kullandığı silahı Bodrum'da tanıştığı, Rize Ardeşen nüfusuna kayıtlı M.K. ve B.K. çiftinin kargoyla kendisine gönderdiklerini yazdı. Savcı Aygün, bunun üzerine adı geçen kişilerin ifadelerinin alınması için Cinayet Büro Amirliği'ne talimat verdi. Bodrum'da ifadeleri alınan iki kişi kargoyla silah değil, Can Kayli’ye başka bir şey gönderdiklerini söyledi. Ahmet Şinasi Aygün, kargonun gönderildiği şirketinde kayıtlarını istedi. Gelen kayıtlarda sanığın iddia ettiği gibi bu kişiler tarafından tabancanın gönderilmediği tespit edildi.
AYRINTILI İNCELEDİ
Tüm delileri toplayan Cumhuriyet Savcısı Ahmet Şinasi Aygün, sanık Can Kayli hakkında Umut Ceylan'ı öldürme olayından dolayı TCK 82-1 e maddesine göre, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanması için Ağır Ceza Mahkemesi'nde 8 ay sonra dava açtı. Savcı Aygün olayda adı geçen diğer kişiler için takipsizlik kararı verdi.
Can Kayli, yakalanmasını sağlayan yaralama olayında ise Karşıyaka 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
TCK'nın 82. Maddesi
(1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silâh kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Gebe olduğu bilinen kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla,
i) Kan gütme saikiyle,
j) Töre saikiyle,
İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır
Editör: Haber Merkezi
