Mehmet Akif Çakmak-Dar sokakları ve tarihi binalarıyla açık hava alışveriş merkezi konumunda olan İzmir'in ticari kalbinin attığı İzmir Kemeraltı Çarşısı, son yıllarda eski görüntüsünden çok uzakta. İnsana nostaljik hisler yaşatan, her İzmirli'nin haftanın bir kaç günü mutlaka uğradığı ve bir labirenti andıran İzmir Tarihi Kemeraltı Çarşısı, şimdilerde ise geçmişten gelen sorunlarıyla boğuşuyor. Tarihi dokunun giderek yok olduğu, işportanın her geçen gün arttığı, çığırtankanların kol gezdiği Kemeraltı Çarşısı'nın sıkıntılarını, Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Hasan Ceylan ve dernek yöneticileri ile konuştuk.

İzmir'in gündeminde EXPO 2020 adaylığı var, adaylık sürecinde ve EXPO'nun kazanılması durumunda Kemeraltı'nın misyonu size göre ne olabilir?


H. Ceylan: EXPO konusunda çalışmalar henüz yeni yeni başladı. Ben de EXPO için yürütülen çalışmaların içinde yer alıyorum. EXPO için daha hızlı hareket etmemiz gerektiğine inanıyorum. Kemeraltı ve EXPO'nun birbirinden ayrılamayacağı kanaatindeyim. EXPO için İzmir'e gelenler mutlaka Kemeraltı'na da uğrayacaklar. 6 ay sürecek bu fuarın tanıtımını İzmir'in her köşesinde yapmamız lazım. İzmir EXPO'ya aday imajını buraya gelen turistlerin gözlerinin içine sokmamız gerekiyor. Örneğin limana koyacağımız bir EXPO ilanı "burası da adaymış, şimdiden hazırlıklara başlamışlar" algısının yaratılması açısından çok önemli. EXPO'ya tüm İzmir'i hazırlamamız gerektiği gibi, Kemeraltı'nın da hazırlanması lazım.

Kemeraltı turizminden hak ettiği payı alamıyor. Kemeraltı'nın turistlerden gereken ilgiyi görmemesinin sebebi sizce nedir?


H. Ceylan: Bizlerin öncelikli görevi Kemeraltı'nı o turistleri ağırlayacak bir biçime getirmek. Kemeraltı'na gelen turistin yön levhaları, Kemeraltı ile ilgili broşürler, turizm rehberleri bulması lazım. Turisti Kemeraltı'na getirmek mesele değil, burada önemli olan amacına uygun getirebilmek. Gelen turist ben Kemeraltı'na girdiğinde yemek yiyip bir de bira içeyim diyor. Biranın yasak olduğunu duyduklarında şaşırıyorlar. Ben burada bira içemezsem nerede içeceğim diyenler çok oluyor, bu onların kültüründe var. Biz önce turistleri ağırlamasını bilelim ki turistleri buraya çekebilelim.

Geliri yüksek müşterilerin Kemeraltı'na artık uğramadığı söyleniyor. Siz bu söyleme katılıyor musunuz ?

H. Ceylan: Evet doğru. Hatta buna orta ve yüksek gelirli dinebilir. Çünkü artık alışveriş merkezlerinde daha rahat bir ortam var. Gittikleri alışveriş merkezlerinde otopark sorunu yaşamıyor, sıcaktan soğuktan etkilenmiyorlar. Orada birileri müşterilerin yolunu çevirip kot satmaya çalışmıyor, o zaman müşterinin tercihi de öyle yerler oluyor. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay buraya geldiğinde kendisine bir dosya verdik ve Kemeraltı'nın ihtiyaçlarını sıraladık. Özellikle MOBESE istediğimizi belirttik. Ana arterin üstünün kapatılması, otopark sorunu, yönlendirme levhaları, aydınlatma ve altyapı ve birçok konuyu bakanımıza iletmiş bulunuyoruz. Örneğin Kemeraltı'nı neden özel günlerde ışıklandırmıyoruz? Dünya Kadınlar Günü için özel bir ışıklandırma yapsak kötü mü olurdu? İnsanlar ışığı güven olarak kabul ediyor. Şu anki normal aydınlatmalarımız da yetersiz. Aydınlatma sorunu çözülürse esnaf  akşam 7'den sonra da dükkanlarını açar. Öte yandan hırsızlık olayları yeniden gündemde, hırsızlar gece gelip karakola 30 metre mesafede dükkanları soyabiliyor. Işık yok, MOBESE yok. Geceleri Kemeraltı'nda kimlerin gezdiği belli değil. Gündüzleri rahatça dolaşabilirsiniz ama akşam 5'ten sonrası için güvenli sözü veremiyoruz.

İşporta büyük sorun

Kemeraltı esnafının en çok şikayet ettiği konulardan biri işporta, siz bu sorunun çözülebileceğine inanıyor musunuz?


H. Ceylan: Kemeraltı esnafının işporta sorununu kendi başına halletmesi mümkün değil. Bazı işportacıların günde bin lira kazandığını duyuyoruz. Bir işportacı gelip tam karşınıza bir tezgah açıyor ve vatandaş ucuz olduğu için işportaya yöneliyor. Dükkan sahibi de işportayla yarışabilmek için hem malını dışarı koyuyor hem de onlar gibi kalitesiz mal satmak zorunda kalıyor ve Kemeraltı'nda kalite düşüyor. Kemeraltı'nın en güzel yerinde "sıfır" vergi ile tezgah açıyorlar, zaman zaman işyeri sahiplerinin tehdit edildiği bizim de kulağımıza geliyor. Bizler sürekli mücadelenin olması gerektiğine inanıyoruz. Polis, zabıta ve maliyenin sürekli denetim yapması gerektiğini düşünüyoruz. Buraya bakan geldiğinde bakıyorsunuz etraf tertemiz, bakan gidince bir daha bakıyorsunuz herşey eski haline dönmüş. İzmir'de sadece Kemeraltı'nda işporta var, başka yerde bulamazsınız. Beyoğlu'na gidiyorsunuz belediyenin koydurduğu simitçilerden başka kimse yok. Orada yapılabiliyorsa burada da yapılabilinir. 

Dükkan da kapatır, gösteri de yaparız 

Yerel yönetimlerin Kemeraltı'nın sorunlarıyla yeteri kadar ilgilendiğini düşünüyor musunuz ve yerel yönetimlerden ilk beklentiniz nedir?

H. Ceylan: Özellikle meclis üyelerinden şikayetçiyiz, meclis üyelerinin koruduğu işportacılara zabıtalar dokunamıyor. Meclis üyeleri zabıtaları arıyor ve "benim yeğenimin tezgahını almışsınız geri verin" diyebiliyor. İzmir halkı seçimlerde listelere iyi baksın. Balık orada kokuyor. Daha önce zabıtaların bıçaklandığını biliyoruz, onların da çoluk çocuğu var. Bir diğer konu da eski Konak Belediye Başkanı Erdal İzgi zamanından beri esnaf, ekonomik sıkıntılarından ötürü pazar günleri için ruhsat yaptırmıyordu. Şimdi işyerlerine pazar günü ruhsatı için başvurmaları isteniyormuş. Esnaf, pazar günleri için ruhsat başvurusu yapmaya hazır ama öncelikle işporta engellensin. Bizler vergisini ödeyen insanlarız, istihdam sağlıyoruz. Hastaneyi mikroptan temizleyemiyorlar, yatan hastadan para istiyorlar. Esnaf artık patlama noktasında, dükkan da kapatır, gösteri de yaparız. Bazı şeylerin yapılacağına dair sinyaller alıyoruz ama biz her gün para kaybediyoruz. Bizim ilk beklentimiz MOBESE'nin yapılması, MOBESE'nin olmaması birilerini cesaretlendiriyor. Memur işportayı gördüğü zaman müdahale etmek zorunda. Memur gördüğü zaman ben müdahale etmiyorum diyemez. Herşey kayıt altına alınıyor, böylelikle istediğiniz suçu masaya taşıyabilirsiniz. Ben görmedim, etmedim diyemez. MOBESE konusu nerede tıkanıyor bilemiyoruz. Malesef işe başladığımız günden daha iyimser değiliz. 

Sinagoglar ibadete açılsa 500 bin turist çeker

İzmir'in birçok tarihi mekanını Kemeraltı içinde barındırıyor, sizce bu tarihi alanları ne kadar değerlendirebiliyoruz?

H. Ceylan: Kemeraltı'nın içine girdiğinizde aradığınız camiyi uzaktan görüyorsunuz fakat yaklaştıkça cami ortadan kayboluyor, bulmanız çok zor. Kemeraltı'nda yer alan sinagogları bedavaya harcıyoruz. Sinagoglar ibadete açılsa ya da müze haline dönüştürülse buraya her yıl 500 bin turist fazladan çekeriz. Havra Sokağı bölgesinde 8 tane sinagog var. Prag'da buraya benzer bir sinagoglar bölgesi olduğunu söylüyorlar. 2011 yılında 750 bin kişinin ziyaret ettiği belirtiliyor. Bizim böyle bir potansiyelimiz var ve kullanamıyoruz. Şangay'a geziye gittiğimizde her sokağın başında levhaları görüyorsunuz, Kemeraltı'nda aradığını bulamayan birçok turist var.