Türkiye’de 2016 yılında kış saati uygulamasının kaldırılarak sabit yaz saati uygulanmaya başlanması öğrenci ve çalışanlar için mağduriyet yaratırken sekiz yıldan beri uygulanan kalıcı yaz saati faturalara “enerji israfı” olarak yansıdı. Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gülhan Gürler, “2016’nın Kasım-Aralık ve 2017’nin Ocak-Şubat-Mart aylarını kapsayan dönemi alıp bir önceki yılın aynı dönem sarfiyatına bakıp karşılaştırdığımızda tasarruf adına bir şey olmadığını, aksine enerjide bir artış olduğunu tespit ettik. 2016 ile bir önceki yıl arasında 7 milyon kilovatsaatlik bir artış oldu. Tasarruf yapıldığını söyleyenler istatistiki olarak bunu açıklamalı” çağrısında bulundu.
Kış saati uygulamasının kaldırılması Türkiye genelinde özellikle kış aylarında hem iş hem de okul saatlerinde yaşanan zorluklar nedeniyle geniş bir kesimi olumsuz etkiliyor. Yetişkinlerin de uyum sağmakta zorlandığı “yaz saati” uygulaması nedeniyle öğrenciler okula karanlıkta gidiyor. Yetişkinler de aynı şekilde evde henüz güneş doğmadan çıkmak zorunda kalıyor.
Türkiye’de 2016 yılında kış saati uygulamasının kaldırılması kararı alındı ve o tarihten itibaren sabit yaz saati uygulanmaya başlandı. Hükümet bu kararı, enerji tasarrufu sağlamak ve ülke ekonomisine katkı yapmak amacıyla aldı. Ancak bu değişikliğin sonuçları, uzun vadede beklenildiği gibi olmadı ve özellikle kış aylarında sabah erken saatlerde güneşin doğmaması, milyonlarca insanın günlük yaşamını olumsuz etkiledi.
Türkiye, 2016'da uygulanmaya başlayan kalıcı yaz saati uygulaması 8. yılına girerken uygulamaya yönelik tepkiler de sürüyor.
ANKA'nın aktardığına göre, ürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Gülhan Gürler, kış saati uygulamasının kullanıldığı son sene baz alınarak yapılan karşılaştırmada kalıcı yaz saati uygulamasının yüksek oranda enerji israfına neden olduğunu vurguladı:
“Biz 2016 yılından beri zaten her sene bu dönem bu açıklamayı yapıyoruz. 2016 yılında uygulanmaya başlandı. Tasarruf edileceği gerekçesiyle başlatıldı bu uygulama. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin hazırladığı bir rapor sunulduğu söylendi. Ancak 2024’teyiz, henüz o raporu gören kimse yok. Biz 2016 yılından beri bunun bu uygulamanın yanlış olduğunu dile getiriyoruz. Ortada bir veri yok, bir çalışma yok. Biz uygulamaya geçildiği ilk sene 2016’nın Kasım-Aralık ve 2017’nin Ocak-Şubat-Mart aylarını kapsayan dönemi alıp bir önceki yılın aynı dönem sarfiyatına bakıp karşılaştırdığımızda tasarruf adına bir şey olmadığını, aksine enerjide bir artış olduğunu tespit ettik. 2016 ile bir önceki yıl arasında 7 milyon kilovatsaatlik bir artış oldu tüm Türkiye çapında. Bunu diretenler, tasarruf yapıldığını söyleyenler istatistiki olarak bunu açıklamalı. ‘Şu kadar harcama yapılırken biz bu uygulamayla bunu düşürdük’ gibi bir veri yok. Ama bizim elimizde 2016 ile bir önceki yıl arasında bunun artış olduğu yönünde bir veri var. Yani elimizde bizim bu veri var. Bakanlık yetkililerinin söyledikleri, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin hazırlamış olduğu rapor… Bunlar ne yazık ki sanalda kaldı.”
“İkili saat dilimine geçilsin gibi önerilerimiz var”
Kalıcı yaz saati uygulamasının iptali için 2017 yılında Danıştay’a bir dava açıldı. Danıştay “yürütmeyi durdurma kararı” vermesine rağmen 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı kararıyla uygulama kalıcı olarak devam etti.
Gürler, yaz saatinin uygulanmasına ilişkin siyasi iktidarın ısrarı devam ederken öneride bulundu.
Gürler, “Madem bunda bir ısrar var, bari bir çözüm önerisi ortaya atalım dedik. Bizim hep ilkokuldan beri bir bilgimiz vardır işte Türkiye 45-26 meridyenleri arasındadır. Iğdır'dan geçen 45 meridyeniyle, İzmir'den geçen meridyen arasında tam 76 dakikalık bir fark var. Bu çok büyük bir fark. Eğer yapılacaksa böyle bir uygulama… Nüfusun daha yoğun olduğu batı illeri baz alınarak madem böyle bir saat uygulaması yapılsın. Ya da 76 dakika az bir zaman değil, ikili saat dilimine geçilsin gibi önerilerimiz var. Madem böyle bir diretme yapılacak. En azından bilime, mühendisliğe kulak verilsin” diye konuştu.
“Mesai saatleri, okul saatleri buna göre düzenlenebilir”
Valiliklere çağrı yapan Güler, “En azından mesai saatleri, okul saatleri buna göre düzenlenebilir. Çocuklar erkenden erkenden yollara düşmesinler. Mesai, okul başladıktan ancak bir saat sonra gün ışığını görebiliyorlar. Bu tür düzenlemeler yapılmasına çağrı yapıyoruz” dedi.