İstanbul'un önemli doğal güzelliklerinden biri olan Riva Deresi, çevreye duyarsızca bırakılan zehirli atıklar nedeniyle korkunç bir manzaraya sahne oluyor. Dereden yayılan kötü koku ve su yüzeyindeki köpükler, bölge halkını ve çevrecileri endişelendiriyor. Uzmanlar, bu durumun sadece deredeki canlı yaşamını tehdit etmekle kalmayıp, insan sağlığı için de ciddi riskler oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Riva Deresi'ndeki Kirlilik Kâbusu
- Zehirli Atıkların İzleri: Riva Deresi'nin simsiyah rengine bürünen suları, içerdiği zehirli atıkların acı bir göstergesi. Endüstriyel atıklar, evsel atıklar ve tarımsal ilaçlar gibi çeşitli kirleticiler, derenin doğal dengesini bozarak canlı yaşamını tehdit ediyor.
- Ekosistem Çöküşü: Deredeki kirlilik, sadece balık ve diğer su canlılarının ölümüne yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda tüm ekosistemi çöküşe sürüklüyor. Bitki örtüsü zarar görüyor, kuşlar ve diğer hayvanlar zehirleniyor.
- İnsan Sağlığı Alarmı: Uzmanlar, deredeki zehirli atıkların buharlaşarak havaya karışmasının ve solunum yoluyla insan vücuduna girmesinin ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar risk altında.
- Turizm ve Ekonomiye Darbe: Riva Deresi'nin doğal güzelliği ve rekreasyonel potansiyeli, yaşanan çevre felaketiyle birlikte yok oluyor. Bölgedeki turizm faaliyetleri zarar görüyor, ekonomik kayıplar yaşanıyor.
Çözüm İçin Acil Eylem Planı Şart
- Kaynak Tespiti ve Denetim: Kirliliğin kaynağını oluşturan endüstriyel tesisler, tarım arazileri ve evsel atıkların bertaraf edildiği alanlar tespit edilmeli ve sıkı denetim altına alınmalıdır.
- Arıtma ve Temizleme: Deredeki kirliliğin giderilmesi için acil bir arıtma ve temizleme çalışması başlatılmalıdır. Bu çalışmalar, uzmanlar tarafından titizlikle yürütülmeli ve sürekli olarak izlenmelidir.
- Eğitim ve Farkındalık: Toplumun çevre bilincini artırmak ve dereyi korumak için eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlenmelidir.
- Yasal Düzenlemeler: Çevre kirliliğiyle mücadele için mevcut yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli ve caydırıcı cezalar uygulanmalıdır.
Uzman Görüşü
Prof. Dr. Orhan Şen, Riva Deresi'ndeki kirliliğin son derece tehlikeli olduğunu ve bölgedeki canlı yaşamı ile insan sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor. Şen, yetkililere acil önlem almaları çağrısında bulunarak, "Bu çevre felaketinin daha fazla büyümesine izin vermemeliyiz. Riva Deresi'ni ve çevresini korumak hepimizin sorumluluğundadır" diyor.
"ZEHİR GİBİ KOKUYOR"
Beykoz'a gezmeye gelen Ünsal Kuş, "Beykoz taraflarına geçerken yolun bu tarafında güzel bir yer gördüm. 'Burada oturayım çayımı içeyim' dedim arabayı çektim. Derenin kenarına indim, çayı koydum, yarım saattir yarım bardak çay elimde kaldı. Çünkü derenin hali çok kötü. Rezil bir halde, dere demeye bin şahit lazım. Bildiğiniz petrol akıyor burada. Zehir gibi kokuyor. Yarım saattir ben burada şiştim. Burada tarifi imkansız bir pislik var.
Buna müdahale edilmesi lazım. Şehrin göbeğinde böyle bir pisliği hangi yetkilinin midesi kaldırır ben bilmiyorum, benim midem kaldırmadı. Ben buradan bir daha geçersem buraya uğramam. Burada oturan vatandaşların halini düşünmek bile istemiyorum. Burada evler dükkanlar gördüm, oradaki insanlar bu kokuya nasıl dayanıyor?" dedi.
Beykozlu vatandaşlardan Emir Aksu, "Buranın sorunu yıllardır çözülmedi. Videomuz izlendi, bize de geri dönüşler oldu. Ben 35 yaşındayım, 20 sene önce bu dereye ayaklarımızı sokardık, suyuyla yüzümüzü yıkardık. Şimdi derede bir canlı yok, derede balık tutardık, artık derede balık yok. Buraya sadece gelip bakıyorlar ve 'derdinize derman olacağız' diyorlar. Buraya kimse gelmiyor. Burada sivrisinekler aşırı derecede çoğaldı, kokudan durulmuyor. Biz yıllardır aynı problemi yaşıyoruz" diye konuştu.q