Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, şiddet ve cinsel saldırıya uğrayan Sıla bebeğin durumuyla ilgili açıklama yaptı. Başhekimden bilgi aldığını belirten Gürcün, “Çocuğumuzun sağlık durumu şu aşamada kötü stabil olarak devam ediyor. Ne yazık ki beyin kanamasının etkileri birden fazla yerde meydana geldiğinden, beyin kanaması birden fazla yerde ortaya çıkınca bebeğimiz ciddi bir travmayla karşı karşıya” dedi.
Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde Malkara ilçesinde iki yaşındaki Sıla bebeğin şiddet ve cinsel istismara uğramasına ilişkin açılan soruşturma hakkında konuştu.
Adli Tıp Kurumu (ATK) raporlarının beklendiğini belirten Gürcün, “Savcılık itirafları aldı ve suçtaki suçlar sübut bulmuş oldu. Ayriyeten ATK raporlarıyla durum tescil edilmiş olacak. Böyle önemli bir durumda kamuoyunun tabii ki sessiz kalmaması, buradaki sürece karşı etkin bir soruşturma yürütüldüğünün bilinmesi gerekmekte. İnşallah S.Y., bebeğimiz sağlığına kavuşacak. Durumuyla ilgili de az önce toplantıya girmeden önce başhekimimizle bir görüşme gerçekleştirerek sağlık durumu hakkında son bilgiyi de aldım. Çocuğumuzun sağlık durumu şu aşamada kötü stabil olarak devam ediyor. Ne yazık ki beyin kanamasının etkileri birden fazla yerde meydana geldiğinden bebeğimiz ciddi bir travmayla karşı karşıya. Dualarımız bebeğimizle” ifadelerini kullandı.
“Evde başkaları varken kapıyı kapatmışlar”
Şiddet ve cinsel istismara uğrayan Sıla bebeğin durumunu annesinin gizlediğini anlatan Gürcün, bugün keşif yapılan mahallede, olayın oluş biçimiyle ilgili de bir çalışma yürütüldüğünü hatırlatarak, “Cinsel istismarı vuku bulduğu sırada evde başka çocukların da olduğu ve çok yaşlı durumda olan bir babaannenin bulunduğunu biliyoruz. İki şüpheli, iki suça sürüklenen çocuk kapıyı kapatarak ne yazık ki çocuğumuzun üzerinde bu elim fiilleri gerçekleştirdiklerini öğreniyoruz. Savcılık makamları tüm dijital verilere el koymuş durumda. Bunlar inceleniyor” dedi.
“Anne iki ay önce cezaevinden çıkmış”
Başkan Gürcün, Sıla bebeğin birden fazla noktada beyin kanaması geçirdiğini belirtti. Sıla bebeğin annesiyle ilgili bilgiler veren Gürcün, şunları söyledi:
“Anne olaydan yaklaşık 2-2.5 önce cezaevinden tahliye edilen bir kişi. Uyuşturucu kullanmak ya da satmak suçlamasıyla gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Tutuklandığı süre boyunca çocuklarına teyzeleri göz kulak oluyor. Ancak çıkar çıkmaz tekrar çocuklarını alıyor. Ve olayın meydana geldiği evin karşısında bulunan evi şüphelilerden birisi olan şüphelerden birinin evi olan yerde geçici bir barınma yapıyor. Bu sırada da çocuğunu karşı komşundaki eve bırakıyor. Olay oluş biçimi bu şekilde. Şunu ifade etmek gerekiyor; olay ilk ortaya çıktığında bir üvey baba cinsel istismarı olarak ifade edildi. Ancak burada şunu biliyoruz ki; yetişkin şüphelilerin her ikisi de bu anlamda bir baba ya da üvey baba değiller. Burada hâlihazırda anne B. Y. evli durumda ancak 4-5 yıldır evli olduğu kişiyle görüşmüyor. Yine çocuğun biyolojik babası başka bir şehirde yaşamakta, Malkara'da yaşamıyor. O da çocuğunu kabul etmemekte. Velhasıl aslında göz göre göre gelen bir olaydan bahsediyoruz.”
“Vücudunda diş izleri var”
Bebeğin vücudunda diş işleri bulunduğunu söyleyen Gürcün, “Diş iziyle ilgili yaptığımız görüşmelerden edindiğiniz bilgi diş izinin varlığını doğruluyor. Bu anlamda sayısal olarak şu kadardır dememiz pek mümkün değil. Ancak diş izleri var ve bu diş izlerinin şüphelilerin çene yapılarının hangisine uyduğunu da çıkartılması için örnekler ATK'ye gönderildi. Henüz daha bir dönüş olmadı. Bu aşamada devam tahkikat devam ediyor diyebiliriz. Tekirdağ Barosu olarak etkin soruşturma yürütülmesi için tüm imkânlarımız seferber ederek bu dosyayı takibimize aldık. Gerek çocuk hakları komisyonu başkanımız ve yönetimi olsun, gerek yönetim kurulu üyelerimiz olsun. Biz bu süreci sonuna kadar takip edeceğimizin bilinmesini isteriz. Ne yazık ki toplumumuzda ve sosyal medyada bu tür olaylar çıktığı andan itibaren ilk yazılan şey 'idam istiyoruz' olur. Biz bir hukuk kurumuyuz. Yasalara bağlı ve yasaların bu anlamda doğru uygulanması için görev alan kişideyiz. Türkiye'de biz bir idam tartışmasının açılmasını doğru bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Hastaneye götürmedi”
Gürcün, anne B. Y.’nin cezaevinden çıktıktan sonra çocuklarla ilgili takibin yapılıp yapılmadığı konusunda bilgileri olmadığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunları elbette zaman içerisinde ortaya çıkacak hususlar. Yani aslında Bakiye'nin burada yaptığı davranış aslında klasik anlamda bir anneden bahsetmiyoruz. Yani çocuğunun düştüğünü, zarar gördüğünü bile göre tekrar aynı yere bırakıyor. Delilleri görüyor, karartmaya çalışıyor. Gizlemeye çalışıyor. Soruşturma makamına da bilgi vermiyor. Bilgi vermediği gibi çocuğunun bu noktaya evrilmesine giden süreçte hastaneye götürmeyerek onun beyin kanaması geçirdiği halde, hastaneye götürmeyerek çocuğun uyanmamasına sebep oluyor ve en son hastaneye getiriyor. Yani aslında burada bir ihmaller var. Yani aslında bir yetkinliği yok. Yani devletin bir çocuğa bakma yükümlülüğünü yerine getiremeyeceği olduğunu tespit edebilmesi durumunda bu çocuğun zaten koruma altına alması gerekiyor. Zaten dikkat ederseniz başında ne dedim Savcılık tekrar bu çocuk düşme şikayetiyle gelince zaten hiç daha istismar vakası ortaya çıkmadan doğrudan çocuğu koruma altına alınması ilgili yazıları yazıyor. Yani soruşturma makamı o anlamda gerekeni yapıyor ama acaba öncesini bir denetleme makamı olarak bakanlık yetkilileri bir şey yaptılar mı? Onu henüz bilmiyoruz. O konu da dediğim gibi ilerleyen aşamalarda değerlendirilecek hususlar.”
“Ablası konusunda dosyaya yansıyan bir durum yok”
Gürcün, Sıla bebeğin devlet korumasına alınan beş yaşındaki ablasının durumuna da değindi. Gürcün, “Ablasıyla ilgili de savcılık makamıyla yaptığımız görüşmelerde bu çocuğun da acaba böyle cinsel istismar olma vakasına karşı karşıya kalıp kalmadığı yönünde bir muayenesi ve diğer psikologlar eşliğinde görüşmeleri yapılmış olup ve şu an dosyayı yansıyan bir durum yok” dedi.