30 Kasım 1925 tarihinde kabul edilen ve 13 Aralık 1925’te yürürlüğe giren kanun, Türkiye Cumhuriyeti’nin modernleşme ve laikleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası oldu. Bu makalede, tekke ve zaviyelerin kapatılmasının tarihsel arka planı ve sonuçları incelenecektir.

Türk vatandaşlığı kanunu ve modernleşme

23 Mayıs 1928’de kabul edilen Türk Vatandaşlığı Kanunu, Osmanlı İmparatorluğu’nun çok uluslu yapısından ulus devlet modeline geçişte kritik bir adım oldu. Bu kanun, “Türk” kavramını etnik bir kimlikten ziyade siyasi bir aidiyete dönüştürdü ve Osmanlı tebaasını Türk vatandaşı olarak kabul etti.

Nedenler

  • Ulus Devlet İnşası: Türkiye, ulusal birliği sağlamak amacıyla vatandaşlık bağı ile ulusal kimliği birleştirmeyi hedefliyordu.
  • Lozan Antlaşması: 1923’teki Lozan Antlaşması, nüfus mübadelesiyle birlikte vatandaşlık kavramının yeniden tanımlanmasını gerektiriyordu.
  • Laiklik İlkesi: Cumhuriyet yönetimi, din ve devlet işlerini ayırarak, dinî aidiyetten bağımsız bir toplum oluşturmayı amaçlıyordu.

Tekke ve zaviyelerin kapatılması

30 Kasım 1925’te alınan karar ile tekke ve zaviyeler kapatıldı. Bu kurumlar, İslam dini ve tasavvuf kültürü açısından önemli merkezlerdi; ancak Cumhuriyet yönetimi tarafından laiklik ilkesine aykırı ve gericiliğin kaynağı olarak değerlendirildi.

Mad Max serisine yeni bakış: Justin Kurzel, öncül film fikrini açıkladı Mad Max serisine yeni bakış: Justin Kurzel, öncül film fikrini açıkladı

Nedenler

  • Laiklik İlkesi: Tekke ve zaviyeler, dini eğitim faaliyetleri nedeniyle laikliğe ters görüldü.
  • Modernleşme: Cumhuriyet, Türkiye’yi modernleştirerek Batılı değerleri benimsemeyi hedefliyordu; bu kurumlar ise geleneksel yapılarıyla buna engel olarak algılandı.
  • Siyasi Güç: Osmanlı döneminde önemli bir siyasi güce sahip olan bu kurumların kapatılması, merkezi otoriteyi güçlendirme amacını taşıyordu.

Günümüze yansımalar

Bu iki önemli karar, günümüz Türkiye'sinde hâlâ tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Türk Vatandaşlığı Kanunu, ulusal kimlik ve vatandaşlık kavramları üzerindeki etkileriyle önemli bir referans noktası iken, tekke ve zaviyelerin kapatılması, laiklik ve dini özgürlük tartışmalarında sıkça gündeme gelmektedir. Modernleşme sürecinin getirdiği değişimlerin etkileri, toplumda derin izler bırakmaya devam etmektedir.

Muhabir: Mehrican Candemir