Türkiye, bugün Lahey'de Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) resmi başvuruda bulunarak Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Fidan'ın açıkladığı bu karar, uluslararası hukuk arenasında büyük yankı uyandırdı. Peki, Türkiye'nin davaya müdahil olması ne anlama geliyor ve süreç nasıl işleyecek?

ABD'den Romanya'ya 7.2 milyar dolarlık F-35 satışı: İlk teslimat 2030'da! ABD'den Romanya'ya 7.2 milyar dolarlık F-35 satışı: İlk teslimat 2030'da!

Türkiye'nin müdahilliği ne İfade ediyor?

Türkiye'nin davaya müdahilliği, uluslararası hukukun soykırım suçuna karşı net bir duruş sergilemesi açısından önemli bir adım olarak görülüyor. Bu adımla Türkiye, Filistin halkına yönelik İsrail saldırılarının uluslararası hukuk nezdinde hesabının sorulması gerektiğini vurguluyor.

UAD Tüzüğü'nün 63. maddesi

Türkiye'nin başvurusu, UAD Tüzüğü'nün 63. maddesine dayanıyor. Bu madde, davaya doğrudan taraf olmayan ancak Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni imzalamış devletlerin de davalara müdahil olmasını sağlıyor.

Türkiye'nin hedefi

Diplomatik kaynaklara göre, Türkiye'nin bu adımıyla UAD'deki sürece katkı sağlaması ve uluslararası hukuka uygun bir kararın çıkmasına destek olması hedefleniyor. Türkiye, özellikle Filistin halkının yaşadığı mağduriyetin uluslararası kamuoyu tarafından daha iyi anlaşılmasını amaçlıyor.

Süreç nasıl işleyecek?

Türkiye'nin müdahillik başvurusunun ardından, UAD'nin davaya taraf olan Güney Afrika ve İsrail'in yazılı görüşlerini alması bekleniyor. Tarafların itirazı olması durumunda, mahkeme müdahil olmak isteyenleri ve tarafları dinleyecek. UAD süreçlerinin genellikle uzun sürdüğü göz önünde bulundurulduğunda, davanın sonucunun netleşmesi zaman alabilir.

Kaynak: HABER MERKEZİ