100. yıl etkinlik programını açıklarken Sayın Erdoğan Tözge geçmişte Altay ile ilgili yaşadıklarını; Altay ile ilgili duyduklarını etkileyici bir şekilde anlattı. Atatürk'ün bir Altay maçında İngilizlere karşı kazanılan zafer sonrası döktüğü gözyaşı; Altay ile ilgili her yayını takip etmeye çalışan benim gibi birinin bile ilk defa duyduğu anekdottu. Yine Altay'a neden 'Büyük Altay' denildiğinin hikayesi ve o gün yaşanılanlarla ilgili detaylı anıları o günün heyecanı ve gururuyla anlatması heyecan vericiydi.

Yakın zamanda kulübün yaşayan en eski genel kurul üyesi unvanı ile ziyaret ettiğimiz Prof. Dr. Orhan Cura da bugüne kadar hayal gibi yaşanılan olayları; canlı şahit olarak anlatmıştı. Acaba bu bir şehir efsanesi mi diye bazen sorguladığım ilk yarısını 4-0 yenik kapayıp ikinci yarıda 5-4 kazandığımız Galatasaray maçını tribünden izlemiş birinden bunu dinlemek o tribündeki mutluluğu düşünmek bile; Altay'ı yeniden sevmeyi kolaylaştırıyordu.

100 yıllık tarihi olan bir kulübün tarihi kayıtlarının çok az olması ve bunların birçok kişi tarafından bilinmemesi acıdır. Artık iletişim ve teknoloji ilerliyor. Tarihi yaşamış insanlara ulaşmak çok daha kolay. Altay'ın sözel ve görsel tarihinin hazırlanması belki de 100. yılda en büyük hizmetlerden biri olacaktır.

Altay tribünlerinin bilinen simalarından Mustafa Çakallı büyük bir projeyi uzun zamandır hayata geçirebilmek için çaba gösteriyor. Tribünlerden dediysem sakın Sayın Çakallı'yı amatör olarak algılamayın. 2003 Ankara Üniversitesi Radyo-Televizyon bölümünden mezun olan Çakallı; 4 yıldır özel televizyon kanallarında çalışmakta ve halen İstanbul'da iki yıldır Türkiye'nin en büyük özel kanallarından birinde görev yapmaktadır. "Yeşilden Maviye Bartın" ve "Dost Başa Düşman Ayağa" belgesellerinin metin yazarlığı ile birlikte CV'sini gördüğünüzde Altaylı bir dostumuzun ürettikleri ile gurur duyabileceğimiz birçok yapıta imza atmıştır. 100. yıl Altay belgeseli için büyük bir ön hazırlık yapmış ve profesyonel bir çalışma olacağı için ciddi bir maliyet ama buna paralel gelir kaynağı olacak projesini hazırlamıştır. Camia büyükleri, sivil toplum kuruluşlarının da desteğini arayan Çakallı; maddi destek bulabilirse Altay'ın 100 yıllık tarihinde en büyük eksikliklerden biri olan görsel tarihi belgeleri bizlere hazırlayacaktır.

Tarih denilince kulübümüzde Adalı ailesi akla gelir. Çok titiz çalışmaları ile yıllardır Altay yazılı tarihine katkı yapmaya gayret ettiklerini biliyorum. Onların titizliği oluşacak son ürün için her ne kadar beni sabırsızlandırsa da tarihi bir belgenin ciddiyetini düşündüğümde onlara hak veriyorum. Yoksa tarihi, oynanan maç sonuçları; kadroları ve golleri atanlara indirgerseniz; iyi internet kullanan bir lise öğrencisi de bu tarih görünümünde olan ama aslı sadece almanak olan belgeyi hazırlayabilir.

Bilimin en temel özelliği tarafsız olmasıdır. Tarihi genelde kazananlar yazmış olsa da, Altay tarihinin yazımında akademik, tarafsız kişilerin çalışmalarının çok önemli olduğunu biliyorum. Bunu yurtdışı birçok psikiyatri makalesi bulunan bir bilim adamı olarak ifade ediyorum. Yakın zamanda bir akademisyen; Altay kulübü ile daha önce hiçbir bağı olmayan Sayın Fehim Kuruloğlu; Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nde bitirme tezinde Altay tarihini araştırıp, tezini tamamlamış ve hazırlanan tez akademik kuruldan bilimselliği onaylanmış. Bu çalışmanın çok büyük bilimsel değerle ve tamamen bağımsız bir gözle yazılmış olduğu için okumak için sabırsızlanıyorum. Belgesel kadar büyük bir maliyet getirmediği için de en kısa zamanda tüm Altaylıların ulaşabileceği bilimsel bir kaynak olarak sunulması için gerekli hazırlıklara başladığımızı, tarihe ve bilime önem veren tüm Altaylılara müjdeliyorum.