Yıllarca Buca cezaevi'nin bölgeden kaldırılması için, ızdırap haline gelmiş Buca trafiğinin rahatlaması için bekledi bu güzel ilçenin insanları. Kimisi dedi buraya AVM yapılacakmış, kimileri de millet bahçesi... 
Ha bugün, ha yarın derken gençler ihtiyarladı, ihtiyarlar da hakka yürüyüp, göçtüler...
Derken İzmir depremi vurdu Türkiye'nin incisini...
Meşhur Buca Cezaevi de bu felaketten nasibini aldı ve çoğu duvarları çatladı. 
Derken yazışmalar başladı, bilirkişiler geldi gitti... 
Dediler ki, ''burası adam olmaz'' yıkılması lazım...
Zaten uzun zamandır da ''kaldırılsın'' denilen Cezaevi için artık mutlu son gelmişti...
Yıkılacaktı...
Yıkılması da sorunlarla başladı... 
Yok izin alınmalıydı, yok gerek yoktu, yok asbest tehlikesi vardı, öyleydi, böyleydi derken...
Buca Cezaevi'nin duvarları dahil yıkıldı, her taraf havaalanı gibi dümdüz oldu...
Şükürler olsun...
Kentin en büyük ilçelerinden birindeki o ucube bina artık yok olmuştu...
Yok olmasına olmuştu da, ya sonrası...
Sonrasında park mı olsun, AVM mi...
Ya da ikisi de olmasın, konut olsun, tartışmaları...
Son durum ne?
İzmir'de meslek odaları ve sivil toplum örgütleri, yıkılan Buca Cezaevi arazisinin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılaşmaya açılmasına karşı bir araya geldi. Ortak mücadele kararının çıktığı toplantıda Tunç Soyer, sonuna kadar mücadele mesajı verdi. 
En son ise Tunç Soyer yıkılan Buca Cezaevi alanının imara açılmasına ilişkin Buca Cezaevi Alanı Koordinasyonu Yürütmesi tarafından düzenlenen basın toplantısında konuştu. Başkan Soyer, ''Kimse bu araziyi İzmirlinin elinden alamaz. Vermeyeceğiz.'' dedi. 
İnşallah her şey yıllarca bekleyen Bucalıların istekleri doğrultusunda gerçekleşir. Bucalının da tek isteği yıkılan Buca Cezaevi arazisinin bir an önce millet bahçesi olmasıdır.