İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi'nden (DEÜ) Prof. Dr. Doğan Yaşar, Türkiye'de deniz balığı avcılığının son 4 yılda yüzde 32 azaldığını belirterek, önemli bir uyarıda bulundu. "Kısacası yağış azaldıkça, balık azalır. Çünkü denizlere besini getiren sistem, nehirlerdir. Ne kadar çok yağmur yağarsa, denizlere o kadar çok besleyici element gelir. Balık da o kadar çok olur" diyen Prof. Dr. Yaşar, balık avcılığına kota getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Deniz Balığı Avcılığında Ciddi Düşüş

DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, TÜİK verilerine göre, Türk denizlerinde avlanan balık miktarının 2019'da 375 bin ton olduğunu belirtti. Ancak, kuraklık etkisiyle bu miktarın hızla azaldığını ifade etti. 2023 yılı itibarıyla ise balık miktarının son 4 yılda yüzde 32 azaldığını belirledi.

Kuraklığın Etkisi ve Yağışın Rolü

Prof. Dr. Yaşar, aşırı avcılık ve nüfus artışının yanı sıra balık miktarındaki düşüşteki asıl etkenin kuraklık olduğunu vurguladı. 2018 ve 2019 yıllarında yağışların ortalamaların üzerinde gerçekleştiğini belirten Yaşar, 2020 ve sonrasında ciddi düşüşe dikkat çekti. "Yağışların azalması, denizlere besini taşıyan nehirlerin etkisini azaltıyor. Dünyada avlanan balıkların yüzde 95'i deltalarla avlanır. Nehir ağızlarında avlanır" dedi.

Balık Avına Kota Şart!

Prof. Dr. Doğan Yaşar, balık stoklarının sürdürülebilir bir şekilde korunması için acil olarak balık avına kota getirilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, deniz ekosistemini dengelemek adına çevresel faktörlere daha fazla önem verilmesi gerektiğini vurguladı.

İzmir'de Yaş Almak Sadece Bir Rakam Değil | Sanatla Dolu Gösteriyle Kanıtlandı İzmir'de Yaş Almak Sadece Bir Rakam Değil | Sanatla Dolu Gösteriyle Kanıtlandı

'BİLİME GÖRE BÜTÜN ÇALIŞMALARI YAPMALIYIZ'

Filipinler'deki Pinatubo Yanardağı'nın 1991 yılında patlaması sonrası bölgede kuraklık meydana geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Yaşar, "Müthiş bir kuraklık yaşandı. Yarım derece ısı düştü. Kanada hemen önlemini aldı. 2 yıl boyunca bölgesindeki balıkçılığı yasakladı. Balık stoklarını korumayı amaçladı. Yanardağın patlaması demek, havanın soğuması demek. Bu da yağışların azalmasına yol açar. Hem karasal hem denizel ürünlere negatif etki ettiği için daha baştan stokları korumak istedi. Peki, biz ne yapıyoruz? 350 bin tonların üzerindeki av oranı 50 bin tonlara düştü, avcılığa devam ettik. Aslında Karadeniz'de avcılığı yasaklamamız lazımdı. En azından 1 yıl stoklarımızı korumamız lazımdı. Bunu yapmadık. Soğuma dönemlerinde kota getirmemiz gerekiyor. Üniversitelerimiz, enstitülerimiz var. Balık stokları hesaplanır. Her yıl hesap yapmak gerek. Ne kadar balığa ihtiyaç var, ne kadar av gerekir? Eğer fazlaysa indireceğiz. Gerekirse yasaklayacağız. Nüfus artışı da olağanüstü. Ayrıca hidroelektrik santraller var. Bunlar da masum değil. Çünkü bunlar denizlere gelen sedimanın önünü kesiyor. Yapılmayacak mı? Elbet yapılacak. Ama örneğin bugün Orta ve Doğu Karadeniz'de 246 tane HES var. Bütün bunlar nehirlerin önünde birer set oluşturuyor. Denize gelen gıdayı azaltıyor. Gıda ile balıklar da azalacaktır. Tarım Bakanlığı'nın balıkçılık konusunda oturup, şurayla bunları elden geçirmesi lazım. Dediğim gibi özellikle kurak yıllarda yasaklama ya da kotaya gidilmesi lazım. Çünkü hiçbir kaynak sınırsız değil. Maalesef nüfusumuz da çok artıyor. Balık ihtiyacımız da çok artıyor. Bu nedenle bilime göre, bütün çalışmaları yapmalıyız" dedi.(DHA)

Editör: Haber Ekspres