8MART 1857’de ABD’de dokuma işçisi kadınlar, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istemişti.        
İş bırakma eyleminde çalıştıkları fabrikanın kapıları üzerlerine kilitlenmiş ve     çıkan yangında 129 kadın işçi oracıkta can vermişti...
Ülkemizde kadınlar günü ilk kez Atatürk’ün sayesinde  1921’de “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başladı.Atamızın biz kadınlara 1934 yılında vermiş olduğu “Seçme ve Seçilme Hakkı” ile kadın haklar ile ilgili bir adım daha atılmış oldu.
Batılı ülkeler kadın hakları konusunda Atatürk’ü örnek almışlardır. Yıllar sonra “Birleşmiş Milletler” 1977’de “8 Mart’ı Dünya Kadınlar Günü” olarak kabul etmiştir..
Günümüz Türkiye’sinde kadın olmak çok zorlaşmaya başladı.. Kadınlar, eşitlik ilkesine uyulmadığı, her gün şiddete uğradığı, erken yaşta evlendirildiği, değer görmediği bir hayata mahkum olmuştur…
Çalışıp meslek sahibi olan kadınlar da aynı kısır döngüyü yaşamaktadır.
Bu hafta hem     kadınlar günü hem de “Muhasebeciler Haftası”
Mali müşavir  aynı zamanda girişimci bir kadın olarak bahsettiğim sorunları çok net görüp yaşıyorum...
Biz kadın Mali Müşavirler cinsiyete dayalı ayrımcılığı meslek hayatımızda yaşıyoruz.
Kadın Muhasebe Meslek Mensupları, sadece kadın oldukları için mükellef bulmakta sorun yaşıyorlar. Erkek meslek mensubu sayısı kadınlardan daha fazla, erkek meslek mensuplarından daha düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar, muhatap olunan mükellef portföyünün eğitim ve kültür seviyesine göre kadın ayrımcılığına daha çok hedef oluyorlar.
Kadın meslek mensupları mesleğin getirmiş olduğu iş yoğunluğundan dolayı ailevi problemleri de birlikte yaşıyor.
Benim meslek mensubu ve çalışma hayatındaki kadınlarımıza nacizane önerim; yaptığınız meslek ne olursa olsun o konuda donanımlı olun, bilgilerinizi her daim tazeleyin  ve kendinizi yenileyin.
Tabi bunları yaparken de kendinizi sevmeyi unutmayın...
Dünyadaki tüm güçlerden daha büyük bir şey vardır…
Bir kadının gülüşü
Dünya kadınlar gününü  senede bir gün kutlamak değil her gün “Mutlu Kadınlar Günü” olarak yaşamalıyız…