31 MART seçimlerinden sonra çok büyük değişikliklerle 1 Nisan’a “günaydın”  dedik… 22 yıllık AK Parti saltanatında sallanma ve çöküş başladı.
Cumhuriyetin Kales İzmir farkını gösterdi. Büyükşehir Belediyesi ve 28 ilçe belediye CHP’ye geçti..
Ama benim en mutlu olduğum konu 8 ilçemizde harika 8 kadı adayımız ipi göğüsledi ve başkan koltuğuna oturmaya hak kazandılar…
Çeşme: Lal Denizli,         

Foça: Saniye Fıçı,

Karabağlar: Emine Helil İnay Kınay,             

Karaburun: İlkay Girgin Erdoğan,        

Karşıyaka: Behice Yıldız Ünsal,                 

Kınık: Sema Bodur,    

Konak: Nilüfer Çınarlı Mutlu,

Selçuk: Filiz Ceritoğlu Sengel. 
Siyasetin amazonlarını tebrik ediyorum.
İlk başta cesaret edip aday olmalarından dolayı tebrik ediyorum. Siyasi partilerde yıllarca emek veren, canla başla çalışan ya da bu konularda çok önemli eğitimler alarak üstat,    otorite konumunda olan kadınlarımız var... 
Ama pek çoğu  siyaset yapmak veya aday adayı olmak için cesaret gösteremiyor.
Bende bunlardan biriyim, bu seçim döneminde iki farklı partiden iki ayrı ilçe için belediye  başkanlığı teklifleri gelmişti. Bir tanesi yaşadığım ve ikametimin olduğu     Bayraklı Belediyesi içindi. 
Diğeri hiç tanımadığım bilmediğim bir ilçe olan ,sadece dede tarafımın oralı olması sebebi ile benim orada aday olmam gerektiğinin ve hatta başarı kazanabileceğim Çal Belediye başkanlığı idi. 
Tabi ki adaylıkla ilgili daha önce bir düşüncem yoktu ve kabul etmedim.
Çünkü zor bir süreçte iki ay kadar konfor alanımdan çıkmam gerekiyordu. Emek ,zaman  para harcamam gerekiyordu. Buna değer miydi?
O anki düşüncemle bunu yapmak içimden gelmedi, harekete geçmek için itici bir gücüm yoktu. Belki de sonucunda herhangi bir başarı olmayacağını bildiğim için başlamak istemedim. Üniversitedeki eğitimlerim, Haber Ekspres Gazetesi’nin devir personel işlerinin yapılması, gübre fabrikamın rutin işleri, bilirkişilik dosyalarım, lions kulübü başkanlığım. Daha pek çok işlerimi bahane ederek         aday olmam için gelen teklifleri reddettim..
Beni tanıyanlar bilir, siyaset yaptığım dönemlerde gözüm kara, her zorluğun altından kalkan, elimi taşın altına koyan biriyimdir. 
Ama dediğim gibi iki aylık süreçte konfor alanımdan çıkmadım, tembellik yaptım.. Şimdi bakınca yanlış olduğunu düşünüyorum, Bu kadar erkek arasından seçilip aday gösterilmek bile başlı başına bir başarı…
 Yukarıda adını saydığım 8 kadınımız erkek egemenliğindeki siyasette aday gösterildi. 
Bu bile büyük bir başarı… Kadınlarımız da elini taşın altına koydular. Kendilerine inandılar ve başardılar…
Şimdi kadınlar olarak bize düşen görev bu kadınlarımızın arkasında değil her zaman yanında olmaktır. 
Hepsi le ilgili ayrı ayrı dedikodular, karalama kampanyaları ve daha pek çok konuşmalar yaşandı.      Bunlar yanlış, gün kadınlarımızın birlik zamanı..
Seçilen kadın başkanlarımıza da tavsiyem, yanlarına olabildiğince kadın yardımcı alsınlar…Kadın eli değen her yer güzelleşir. 
Kadın kadının yurdu olsun. Siyasette artık başarılı, güzel, eğitimli, çalışkan kadınları göreceğiz.
 Bir devir bitti, kara bıyıklı, sakallı, bağnaz, tutucu erkek egemenliği bitti. Bundan     sonra kadınların sesini, kahkahasını, başarılarını her alanda göreceğiz... Yaşasın siyasetin amazonları...