Turgut Özal zamanında kısa adı DEİK olan 'Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu' yapılandırıldı. DEİK, Türkiye'nin yabancı ülkeler ve uluslararası topluluklarla olan ekonomik, ticari, sınai ve mali ilişkilerini izleyerek bu ilişkilere yardımcı olmak amacıyla kuruldu.

1988 yılında kurulan, 23 Haziran 2008'de ise 5174 sayılı kanunun 58. maddesine dayanan yönetmelikle yeniden yapılandırılan bu kurul Türkiye'nin özel sektörü temsil eden önemli birlik, dernek ve vakıflarından oluşuyordu.

'Oluşuyordu' diyorum, şu anda yok!
Geçen haftasonu, bir gecede, DEİK'in üyesi ve yöneticisi Türkiye'nin en büyük iş adamları Bakan'a bağlandı!
Kıyamet koptu ve koparılıyor. Hükümet yanlıları 'iyi oldu' derken, DEİK'ten nemalananlar ve faydalananlar 'Yandık!' diye feryat ediyor.
Feryat edenlere bir bakın: Bir gecede nasıl DEİK Bakan'a bağlanarak 'darbe' yapılmışsa, onlar da zaten bir gecede değil, bir saniyede 'dalkavuk' örneği 'Olur efendim, tamam efendim, sepet efendim!' diyenler...
Yani çoğunluğunu ikili oynayanlar oluşturuyor.
Şöyle derinliğine inerseniz, 'Hep bana!' diyenler çoğunlukta...
DEİK'i (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu)  vatandaş bilmez...
Çıkarı olanlar bilir...
Bunların kendilerinden başkasına bugüne kadar yararı olduğuna da inanmayanlardanım. Ama daha bir gün önce AKP'lilerin 'Darbe devri kapandı!' diye açıklama yaptıkları gece, böylesine bir sivil darbeyi gerçekleştirmelerine de, menfaatine dokunanlar gibi karşıyım. DEİK'in bir gecede Bakan'a bağlanması 'darbe' değil de nedir?

Şok sürüyor!

Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi üyesi özel sektör temsilcileri, yasal değişiklik ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'ye bağlandı.
İş dünyası önceki gece ani bir operasyonla Ekonomi Bakanlığı'na bağlanan Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi'nin (DEİK) şokunu yaşıyor. Yasaya son dakika eklenen bir madde ile DEİK'in yanı sıra bu kuruluşta gönüllülük esasına göre görev alan özel sektör temsilcileri de bu şapkaları ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'ye bağlanmış oldu. Öyle ki bu özel sektör temsilcileri arasında çok önemli isimler var.

İlk akla gelenler

Aynı zamanda DEİK Başkanı da olan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Rus İş Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, Türk ABD İş Konseyi Haluk Dinçer, DEİK Başkan Yardımcısı Zeynel Abidin Erdem, Türk Çin İş Konseyi Hüsnü Özyeğin, Türk İngiliz İş Konseyi Başkanı Suzan Sabancı Dinçer, Türk İtalyan İş Konseyi Başkanı Zeynep Bodur Okyar, Türk Kore İş Konseyi Başkanı Ali Kibar, Türk Alman İş Konseyi Başkanı Ferit Şahenk, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Muhtar Kent, DTİK Yönetim Kurulu üyeleri Rahmi Koç, Güler Sabancı, Ahmet Çalık, Mehmet Öz ve Atıl Kutoğlu bu isimlerden bazıları.
Tabii ki bunların içinde İzmirliler de var...

Kritik yönetmelik

Yeni düzenlemede çok kritik bir cümle var: DEİK ile İş Konseylerinin görev ve yetkileri, teşkilatlanma ve işleyişleri, organları, bütçeleri, yönetim ve denetimleri ile üyeliğe ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.
Yani yasa yürürlüğe girer girmez yukarıda saydığımız isimler tartışmalı hale gelecek.
Bakanlık, söz konusu yönetmelikle isterse bu isimleri görevden alabilecek. Düzenlemede ayrıca 'DEİK, T0BB, TİM ve bunun gibi diğer sivil toplum kuruluşları ve işadamı örgütleriyle temas ve faaliyetleri öncesinde ve sonrasında ilgili tüm kurumsal yapılar ile faaliyet gerekçelerini ve sonuçlarını daha etkin paylaşacak ve tüm paydaşlar DEİK'in plan ve programlarının yönetim ve denetiminde daha aktif yer alabilecektir' deniliyor.
Böylece yukarıda saydığımız özel sektör temsilcileri eğer göreve devam ederlerse yapacakları tüm faaliyetlerin öncesinde ve sonrasında bakanlığı bilgilendirecekler.

Neden böyle bir hamle?

Peki ama Ekonomi Bakanlığı neden böyle bir hamle yaptı?
Ekonomi çevrelerinde konuyla ilgili senaryolar dolaşıyor. Hükümetin yurtdışı temaslarında DEİK'in rolünün son yıllarda iyice azaltılıp ibre daha çok cemaate yakınlığı ile bilinen TUSKON'a kırılmıştı. Ancak cemaat ile aranın açılmasıyla dış ilişkilerde 'mecburen' DEİK tekrar önem kazanmıştı. Hükümetin son adımı, bu 'mecburiyet'i kendi lehine çevirme hamlesi olarak yorumlanıyor. Kontrolü hükümetin elinde olan bir DEİK'in yurtdışı örgütlenmesi nedeniyle önümüzdeki dönemde daha aktif olarak ön plana çıkarılacağı ifade ediliyor.

Açıklama şöyle

Hükümet resmi olarak DEİK'in Ekonomi Bakanlığı'na bağlanma gerekçesini ise şöyle özetledi: DEİK'in, Dışişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı'nın yurtdışı teşkilatları, TOBB ve DEİK kurucu kuruluşları ile organik bir bütünlük içinde daha etkin işleyecek bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. DEİK'in mevcut yapı ve işleyişinin Ekonomi Bakanlığı ile doğrudan bir organik bağının olmaması, dış ticaret, yurtdışı yatırımlar ve hizmetler ile yabancı sermaye konularında Bakanlığa verilen görevlerin yerine getirilmesinde ikili, kopuk ve etkinliği azaltan bir durum yaşanmasına sebep olmaktadır.
DEİK'in Ekonomi Bakanlığı'ndan kaynak alarak güçlendirileceği de ifade edildi.

Zor karar

Ekonomi Bakanlığı'na geçen DEİK'te görev yapan iş dünyasının önemli isimlerin Ekonomi Bakanlığı yani kamu ile böylesine bir hesap/talimat çerçevesinde çalışıp çalışmayacağı önümüzdeki günlerde netleşecek. Ancak DEİK bünyesindeki Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) yurtdışındaki 4000'e yakın Türk iş insanını örgütlemiş durumda. Bunlar Türk diasporasının lobi gücünü artırmak için çalışıyorlar. Buradaki 4 bin üyenin çok farklı siyasi görüşü var.
Yapı sivil bir organizasyon olduğu için hepsi bir arada faaliyet yürütebiliyordu. Ancak şimdi hükümetle bire bir örtüşen bir yapı altında bu çok sesliliğin nasıl bir hale dönüşeceği merak ediliyor.

Sınırlı kalmayacak

Bugüne kadar ticaret ve sanayi odası tarafından verilen bazı belgeler için ihracatçı birliklerine de yetki verilmesi tartışma yarattı. Böylece odalar için önemli bir gelir kalemine ortak çıkmış oluyor. Ancak söz konusu düzenlemenin bu kadarla sınırlı kalmayabileceği de belirtiliyor. Uluslararası ticaret için geçerli olan birçok belgenin odalar tarafından verildiğini belirten iş dünyası temsilcileri, 'Bu yapılan düzenleme bir başlangıç olabilir. Bundan sonraki aşamada başka hangi belgeler için de böyle bir yetki verileceğine bakmak lazım. Eğer başka gelirlerde de benzer yol izlenirse, bazı odaların gelirlerinde kısmi düşüşler olur' bilgisini verdi.


DİP EKSPRES

Reklamda büyük aldatmaca


Son zamanlarda büyük reklam kampanyaları ile tanıtımları yapılan boy uzattığı söylenen ürünlere karşı dikkat çeken İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bumin Nuri Dündar, kamuoyuna önemli uyarılarda bulundu. Sosyal medyada ve internet sitelerinde boy uzatan ürünler başlığı ile 'Mucize ürün' şeklinde tamamen hayal mahsulü sloganlarla reklamları yapılan ürünlerin halkı aldatmacadan ibaret olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bumin Nuri Dündar, bu tarz reklamlara inanıp ürün satın alınmaması gerektiğini kaydetti.