Yazımı yazarken, şu sıra çok yaygın bir grip virüsünün etkisi ile bir haftadan fazla süredir evde çakılmış durumdayım. Televizyon kurtarıcı tabii ki. Bu nedenle CHP kurultayını an be an, hatta tekrarı ile tüm konuşulanları, yüzlerdeki ifadeleri, mimikleri izledim. Çünkü geçenlerde bir televizyon kanalında Melih Gökçek (Ankara BŞB Başkanı) elinde dokümanlarla (?) CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'de Amerika tarafından yürütülen bir CIA projesi olduğunu her zamanki gibi müstehzi ve mutlu, kendinden emin anlatıyordu. Bilirsiniz Melih Bey hep konuşur; ama her zaman doğru mudur? Veya müşterek doğrular mıdır? Bu nedenle onu da dikkatle dinledim. CHP kurultayını da birçoğunuzun algıladığı izlenimlerimle yazıyorum.

***

Başlarken, genel başkanın yaptığı konuşma, bir CHP genel başkanının değil de AKP liderinin kötü bir kopyası olabilirdi diye düşündüm. Biz Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderlik vasıfları kazanmasını beklerken, onun istediği bir diktatörlük imiş anlaşılan. Esti, gürledi 'Bu kurultayı CHP'yi toplamak, ne kadar demokratik olduklarını göstermek için' yapmış. Amma, bundan sonra parti içinde herkes öyle kafasındakini konuşamayacakmış. Parti disiplini diye bir şey varmış. Kurultay sonrası onun gibi düşünmeyen, konuşmayan herkes gitmeliymiş.
O 'Dersimli Kemal' miş... (Tarihteki Dersim olaylarını aynı kitaplardan mı okuduk diye merak ettim. Doğduğu Tunceli'yi kullansa elbette başka anlamlar çıkarmazdım). CHP içinde elitistlerden, memleket meselelerini rakı sofralarında konuşanlardan bahsetmeye başladığında kulaklarıma inanamadım. Mesaj vermek istediği kesim(ler) sosyal demokrat CHP olamazdı. Bu söylemlerin hedefi ona bir oy bile kaptırmayacak ancak o anda CHP'deki ayrıştırma, devşirme, bozgun hareketinin başarıyla yürütülmesinden dolayı onu alkışlayan, gelecekte işbirliğine hazırlandığı bir adrese idi.

***

Sonuçlar açıklandığında, evdeki hesabın çarşıya uymadığı görüldü. Genel Başkanlık için çok kısa bir zamanda, her türlü çelmelere karşı ve parti gücünü kullanmadan ortaya çıkan Muharrem İnce 415 oy, K. Kılıçdaroğlu 740 oy almışlardı. Rayından çıkmış CHP'nin lideri, yerel seçimlerde partinin oyunu düşürdüğü gibi, bu olağanüstü Kurultay'da da, ayılmaya başlayan, 6 oku ve gerçek CHP'liliği özümsemiş partililerin hiç de o kadar az olmadığını gördü. Muharrem İnce yaptığı teşekkür konuşmasında son derece saygılı, bilgili, biat kültüründen de uzak, CHP'nin ulu bir çınar olduğunu gösterdi. Ben de ilk defa, Melih Gökçek acaba haklı olabilir mi, diye düşündüm. Hayrola.