İnsanları iyiyse, sevgi doluysa orası yaşanacak, gezilecek yerdir.

Urla’nın şirin beldesi Çeşmealtı’nda yaşıyorum.Bir yanımızda asırlık çamlarla dolu Güvendik Ormanı,  Bir yanımızda, iki kulaçta varacağınız adacıklarla süslenmiş tertemiz deniz. Oksijen deposu.

Gelin, bayramda siyasetten, sorunlardan arınıp, sizi bu şirin bu beldede, kaldırımları bile birbirinden güzel ağaç ve çiçeklerle donatılmış, yasemin, gül ve limon çiçeği kokan, sokak köpeklerinin de sahipli olduğu 40. Sokak sakinleriyle, yani komşularımla tanıştırayım.

HAYATI ROMAN OLUR

İlk sırada tabi ki, Ünal abimiz var. Hayatı macera filmlerine konu olabilecek Holllandalı Ünal Gülada abimiz 40. sokağın ağır abisidir. Ağaçlara aşı konusunda üstüne yoktur. Bahçesindeki dut ağacı rengarenktir. Bir armut ağacında armuttan başka (elma, ayva, erik) her türlü meyveyi gördüğüm için ben ona Dr. Frankeştein diyorum.. Balık tutma konusunda da çok ustadır. Gerçi ikimiz balığa çıktığımızda kalamarları ben yakalıyorum ama olsun. Onun ustalığı tartışılmaz...Ünal abimin eşi Nihal hanım benim diyen aşçılara taş çıkartır. Her gittiğimde bir gazozu eksiltirim buzdolabından. Ve evi bir dakika bile misafirsiz kalmaz.

O HER AN YANINIZDA

Evinizde, arabanızda bir yardıma mı ihtiyacınız var. Yıllarca Avrupa otoyollarında TIR kullanıp buraya yerleşen Aksaraylı Faruk Çelik'e bir işaret vermeniz yeter. Yardım etmediği kimse yoktur çevresinde. Bahçesine ve köpeği Ares'e çok düşkündür...Onu kaybedince çok üzüldü. Acemi olduğu tavlada şimdi yenildiği ustaları tek tek dize getiriyor... Kalbi de kendisi de tertemiz tam bir Anadolu delikanlısı...

TAVLANIN USTASI


Hava Kuvvetlerinden emekli pilot Yarbay Yavuz Özsoy, hepimizin değerlisi. Pilot abimiz bahçe işlerine pek karışmaz. O işleri eşi Canan ablamız yapar. Hem de çok erkeğin yapamadığı kadar iyi yapar... Zorla çağırırız tavla oyunlarımıza Yavuz abimizi, hepimizi ipe dizer yener, çağırdığımıza pişman eder... Ben bir kere yendim ama en az 10 kez yenildim ustaya...

AYDIN YÜZLÜ DİNDERSİ HOCAMIZ

Yazlıkçı diye her yaz gelişinde ceza kesmeye niyetlendiğimiz, tanıdığım en aydın dindersi öğretmenimiz Mesut Yıldırım emekli oldu. Artık temelli geldi. Arabasını da yenileyen Mesut Hoca bu yıl bir kuzu çevirme yapmazsa 40 sokağa girmesi biraz zor. Eşi Zeliha Hanım da bizim tarafımızda bunu biliyoruz...

ELEKTİRİK ONDAN SORULUR

Mehmet Çallı öğretmenimizin branşı elektrik ama otomobili hep elektrik kaçağı yapar  çalışmaz. En sonunda satıp yenisini aldı da mahallece otomobil itmekten kurtulduk. Bahçesindeki erikleri yediğimizi anlarsa ağaca elektrik vermesinden korkuyoruz. Bu konudaki tek güvencemiz "Gelin istediğiniz kadar yiyin" diye eşi Saliha ablamız.

AĞAÇLARI GEZDİRİYOR

Kuaförlükten emekli Ümit Er'i her gün her saat evinin bahçesini düzenlerken görebilirsiniz.Bir limon ağacının yeri 3 kez değişti. Takip ediyorum 4. değiştirmesini de haber veririm... Biraz sesli konuşur, tavlayı müthiş oynar... Laf aramızda zar tutmaz ama zar onu tutar. Her istediği zar "cuk" diye oturur.. En sevdiğim huyu eşi Nazan hanımın bir dediğini iki etmemesi. 

GÜNÜN TEKLİFİ

Urla aşığı Başkan Selçuk Balkan’la birlikte gezeceğiz sokağımızı