Tutuklu sanığın bulunmadığı 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, bazı sanıklar ile avukatları katıldı. Sanık yakınlarının da yoğun ilgi gösterdiği davada, avukat Erhan Tokatlı, mahkemeye ulaşan ve dijital delillere ilişkin "delil niteliği yoktur" tespiti yapılan bilirkişi raporu göz önüne alınarak, mahkeme heyetinin dosyayı savcıya vererek mütalaa istemesini talep etti.

Davanın bir numaralı sanığı işadamı Bilgin Özkaynak'ın avukatı Avukat Muzaffer Sevgi Sakarya, başından beri müvekkilinin evinde ele geçirildiği iddia edilen Pandora veri tabanının müvekkiliyle ilgisi olmadığını söylediklerini hatırlatarak, "Dosyanın temeli pandoradan kaynaklandığı için bütün sanıklar bizimle bağlantılı görünüyor. Başka hiçbir delil yok ki sanıkları bir arada tutabilsin. Ortaya çıkan durum itibariyle delil niteliği verilmeye çalışılmış evrak olduğunu, dolayısıyla delil olamayacağını söyledik" dedi.

Adil yargılanma hakkının aynı zamanda makul zamanda yargılanmak anlamına da geldiğini dile getiren Sakarya, "Bilirkişi raporuyla bu süreyi dolmuş olarak kabul ediyorum. Bu aşamadan sonra yargılamanın devam etmesi makul sürenin aşılması anlamına gelecektir. Hukuka aykırı deliller dayanak kabul edilemez. Dosyadan çıkarılmasını talep ediyorum. Bu aşamada bir karar verilmesini ve savcılğa mütalaa için tevdi edilip, beraat kararı verilmesini istiyoruz" diye konuştu.

Sanık avukatı Murat Ergün de aynı talepte bulunarak, "Delil kanuna aykırı elde edilmişse reddedilir. Bilirkişi raporu, sözde suç örgütünün tek delili olarak sunulan dijital verilerin 'delil niteliği yoktur' diyor. Bu dosyada Pandora veri tabanı olmasaydı herhangi bir sanık olur muydu? Pandora veri tabanından suçlanmayan tek bir sanık var mıdır? Dijitaller olmasa bu dava olur muydu? Hayır olmazdı. Başka herhangi bir delil var mı? Hiçbir delil yok. Olmayan bir delil üzerinden bu mahkeme yargılamayı nasıl devam ettirecek? Bu dava bitmiştir. Bundan sonra yapılacak şey sahteciliği ortaya koymaktır. Mahkemenin şu an yapması gereken, hukuka uygun delil olmadığı açıkça ortaya çıktığı şu an itibariyle sanıkların tamamının beraatine karar verip, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına bu iftirayı atan ve tertibi yapan suç çetesi hakkında suç duyurusunda bulunmaktır" diye konuştu.

Avukat Aykanat Kaçmaz, "3,5 yıldır söylediklerimiz, bilirkişi raporuyla tescillendi. Mahkeme heyeti bu davayı gereksiz şekilde uzatmaktadır. Dava gecikmeksizin bitmelidir" dedi.

Avukat Nevzat Güleşen, mahkemenin bu kumpası kuranlar hakkında suç duyurusunda bulunmasına bile gerek olmadığını, çünkü savcının res'en bu kumpası kuranlar hakkında zaten soruşturma başlattığını dile getirerek, "Bu davanın iddianamesini yazan savcı ve müvekkillerimizi tutuklayan hakim hakkında bu hafta HSYK'da duruşma yapılacak. Salı günü bunların açığa alındığı haberini alabiliriz. Bu dava savcısıyla da çökmüştür. onların emriyle iişlem yapan polislerin tutuklanmasıyla da çökmüştür. Müvekkillerimiz çok mağdur olmuştur. Yargılandıkları için yurtdışı görevine gönderilemiyorlar. Bu davada yargılanan donanma komutanı bile zamanında terfi edemedi" dedi. Avukat Tuba Kaplan da, hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını talep etti.

Taleplerle ilgili mütalaa veren duruşma savcısı Ali Ertan, daha önce dinlenilmesi talep edilen tanıklardan, salonda hazır olanların dinlenilmesini, diğerlerinden vazgeçilmesini istedi. Mahkeme heyeti, hazır olan tanıkların dinlenilmesinin ardından dosyayı mütalaa vermesi için savcıya verilmesine oy birliğiyle karar verdi. Sanık yakınları kararı alkışladı.

Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, diğer tanıkların dinlenilmesine devam edilmek üzere duruşmaya için öğle arası verdi.


MAHKEME SAVCIYA SÜRE VERDİ

İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesinde, bazı tutuksuz sanıklar ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşmanın öğleden sonraki oturumunda tanıklar dinlendi. Dilekçeyle başvurarak davada tanıklık etme talebinde bulunan Sivas Cezaevinde hükümlü Alaattin Aydın, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanarak ifade verdi.

Sanıkların listesini incelemesi istenen Aydın, sanıkların bazılarını tanıdığını aktardı. Aydın, şu iddialarda bulundu:

"Narin Korkmaz eski eşimin arkadaşı. Narin yanında 4 kızla birlikte benim yanıma geldi. yanlarında bond çanta, 4 silah ve susturucular vardı. Narin'in yanındaki çantada 1 milyon lira vardı. Benim susmam için 40 bin lira verdiler bana. 2012 yılında organizeden ekipler geldi, beni cezaevinden aldılar, Dinar'a götürdüler. Yer gösterme yaptık. Kazılan yerde silah çıktı, ama polisler o anda kamerayı kapattılar. Yolda da 'konuşursan, biz emniyetteniz, seni cezaevine de koyarız, cezaevinden de çıkarırız' diye tehdit ettiler. Cezaevi Müdürlüğünde dilekçem var, beni emniyetçilerin götürmesiyle ilgili. Ben çok önceden de ifade verdim. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifadem alındı. Bana bu olayı dillendirmememi, dillendirirsem canımın yanacağını söylediler. Benim bir canım var. Ben silahları da verdim, susturucular da alındı. Emniyet de bu işin içinde. Emniyet bayanları kullanarak bilgi almışlar, bir nevi devlete karşı farklı olayların içine girmişler. Ben konuşursam beni öldüreceklerine dair mektupları var. Bunu mahkemeye gönderdim. Araştırabilirler."

TANIMADI

Sanık Mustafa Ufuk Kök, tanığa, sanık listesine baktığında kendisini tanıdığını söylediğini hatırlatarak, "Ekrandan görüntüme bakınız. Beni tanıyor musunuz?" diye sordu. Aydın, "Hayır, ben bu kişiyi tanımıyorum, hiç görmedim. Benim tanıdığım kişi bu değil" dedi.

Avukat Aykanat Kaçmaz, Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy gibi davalarda tanıklık yapıp yapmadığını sorması üzerine Aydın, "Yapmadım. Ama benden alınan silahlar nerede, benim kafama takılan o" karşılığını verdi.

Mahkeme Başkanı Orhan Kızıltaş, Aydın'ın tanıklığını reddetti.

Sanık Narin Korkmaz, Alaattin Aydın'ı tanımadığını, hakkında iftira atmaktan dolayı savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, davanın sonuna gelindiği şu noktada bu şekilde ortaya çıkmasını da manidar bulduğunu söyledi.

Muş'un Varto ilçesinde asker olan tanık Mehmet Dural'ın başka bir yere geçici göreve gitmesi nedeniyle hazır olmaması üzerine, dinlenilmesinden vazgeçildi.

Davaya müdahil sıfatıyla katılan Milli Savunma Bakanlığı avukatı Mustafa Güner, Hakim Kızıltaş'ın bir diyeceğinin olup olmadığını sorması üzerine, bir diyeceğinin olmadığını söyledi.

Duruşma Savcısı Ali Ertan, mütalaa için birkaç gün süre ve mütalaayı okuması için Adalet Komisyonu Başkanlığınca bir kişinin görevlendirilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, davanın iki numaralı sanığı emekli albay Coşkun Başbuğ, Nejdet Kılıç, Ömer Fatih Tezemir ve Bülyent Akbaş hakkında adli kontrol kararı ve yurtdışı yasağının kaldırılmasına, hukuka aykırı delillerin dava dosyasından çıkarılması talebinin hükümle birlikte değerlendirilmesine, savcının mütalaasını hazırlaması için duruşmanın 15 Şubat tarihine ertelenmesine karar verdi.
Editör: Haber Merkezi