Ali Budak-Agromey tarafından Karaburun körfezine yapılmak istenen 600 futbol sahası büyüklüğündeki balık çiftliğine karşı Karaburunlular mücadelelerini sürdürüyor. 25 Temmuz'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü'nde yapılan Agromey projesinin İnceleme ve Değerlendirme (İDK) Komisyon Toplantısı'na Karaburun Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Ambarseki Muhtarı Ali Kirişçi ve Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli de katıldı. İDK toplantısında ve sonrasında yapılan görüşmelerde çiftliklerin Karaburun'da neden olacağı çevre sorununu çok iyi anlattıklarını söyleyen Karaburun Kent Konseyi Başkanı İpar Buğra Dilli, 'Toplantılarda neden istemediğimizi bilimsel verilerle ve örneklemelerle gösterdik. İzlenimlerimiz de çok iyi yönde. Bakanlığın Karaburun'un doğası, fokların yaşam alanları ve Karaburunluların yaşamlarını olumsuz etkilemeyecek şekilde karar vereceğine inanıyorum' dedi.

Ankara'da sadece CHP İzmir vekilleri desteği

Çevre sorununa neden olabilecek böyle önemli bir konu için Türkiye'deki bütün siyasi partiler, STK'lardan destek istediklerini ve bu noktada bütün İzmir milletvekillerine yazılı çağrıda bulunduklarını belirten Dilli, 'Ankara'da CHP Milletvekilleri Tacettin Bayır, Musa Çam, Özcan Purçu ve Ali Yiğit bizi karşıladı. Başka destek görmedik. Hep birlikte toplantıya katıldık ve yapılmak istenilen balık çiftliğinin Karaburun'a vereceği zararları anlattık. Bu çiftliğe itirazımızı güçlü bir şekilde dile getirdik. Toplantı sonrasında milletvekilleri ve Belediye Başkanımız, Çevre Bakanı ile görüştü. Hem toplantıda hem de diğer görüşmelerimizde balık çiftliğinin Karaburun'da yaratacağı çevre sorununu ve neden yapılmaması gerektiğini çok iyi anlattık. Yetkili mercilerin de anlattıklarımızı çok iyi anladığını ve sorunun öneminin farkında oldukları izlenimiyle geri döndük. Ancak sonucun ne zaman açıklanacağını bilmiyoruz. Bu konuda herhangi bir tarih verilmedi. Bakanlık, kararını en kısa sürede açıklayabilir ya da daha çok inceleme isteyebilir. Önümüzdeki günlerde netlik kazanacağına inanıyorum' dedi.

Balık çiftliklerinin istenmeme nedenleri

'Daha önce aynı bölgeye çiftlik ve yat limanı yapılmak istendi. Aynı bakanlık, Akdeniz fokları ve deniz çayırlar dolayısıyla reddetti. Peki, şimdi ne değişti de yeniden çiftlik yapılmasını tartışıyoruz?' diyerek soru yönelttiklerini vurgulayan Dilli, 'Bakanlıktaki olumlu izlenimin kararlarına yansımasını bekliyoruz. Çünkü kurulmak istenen alan Akdeniz foklarının yaşam alanıdır. Toplantıda firma yetkililerine, balık çiftliklerini Karaburun'un batı yakasından doğu yakasına yıllık 75 bin ton kapasitelerini arttırmadan yaklaşık 11 kat alan büyütme nedenlerini sorduk. 'Çiftlikte yetişen balıkların refahı için' cevabını aldık. Yaklaşımları çok farklı olduğu için firmayla herhangi bir uzlaşma sağlanamaz. Doğanın, fokların ve halkın refahını istiyoruz! Çiftliklerin değil. Foklar için ölümcül tehdit oluşturan çiftlikler, denizlerin ciğeri ve oksijen kaynağı olan deniz çayırlarını da yok edecek. Karaburun yaşayanları olarak yaşam alanlarımıza sahip çıkacağız. Karaburun Yarımadası'nın yerel-kırsal kalkınması doğayla barışık turizme bağlı iken yapılacak olan çiftlikle bu da bitirilecek. Mücadelemizi sürdüreceğiz' ifadelerini kullandı.

Çiftlik, Akdeniz fokları için ölümcül tehdit olacak

Türkiye'nin Akdeniz foklarını uluslararası anlaşmalara göre koruma taahhüdü altına girdiğini söyleyen İpar, 'Balık çiftliğinin kurulması istenilen 3,9 milyon metrekarelik alan (yaklaşık olarak 600 futbol sahası) vahim büyüklüğe sahip. Çiftliğin kurulması istenilen alan ise Akdeniz foklarının yaşam alanı ve üreme alanlarının olduğu mağaraları içinde barındırıyor. Bu yaşam alanlarının ortasına bu çiftlik yapılmak isteniyor. Çiftlik Akdeniz foklarını etkileyecek. Çiftlikle birlikte alanda çok yoğun insan ve tekne trafiği olacak. Çünkü her şey teknelerle taşınacak. Buradaki balıkçı barınaklarını da aktif olarak kullanacaklar. Çiftliğin kurulacağı alan içine 3 büyük platform kurulacak. Bu platformlarda sürekli jeneratörler çalışacak ve burada yemler depolanacak. Bu bilgiyi de firmanın ÇED raporundan aldık. Çalışacak olan 3 jeneratörden her birinin çıkaracağı gürültü ise 123 desibel olarak belirtiliyor. Bu korkunç bir ses düzeyidir. Çünkü sanayi ve havaalanı gibi alanlarda izin verilen gürültü düzeyi maksimum 55 desibel. Bunun 2,5 katı ise burada serbest olacak. İnanılmaz büyük bir gürültünün yanında insan ve motor hareketliliği ve kirlilik, Akdeniz foklarına ölümcül bir tehdit oluşturacak. Alanları elinden alınan foklara bir de bu yükler bindirilerek yok edilecek.

'Bakanlık kendi içinde çelişiyor'

Akdeniz foklarının burada yaşadığının bilimsel olarak kanıtlandığını da vurgulayan Dilli, şöyle konuştu: Çevre Bakanlığı'na bağlı Tabiat Varlıkları Genel Müdürlüğü, Akdeniz foklarının yaşam alanı olması nedeniyle Karaburun Yarımadası'na özel çevre koruma alanı ilan etmeyi teklif ediyor. Ancak aynı bakanlığın diğer birimi aynı alanın ranta açılmasını ve talan edilmesine neden olacak izinleri veriyor. Bakanlık, kendi içinde çelişiyor. Bu durumda ağır basan ise günlük gelir getirecek yatırımların desteklenmesi oluyor. Dünya mirasının korunması ise önemsenmiyor.

Günde 4 ton balık pisliği denize çökecek

Karaburun'un deniz çayırları bakımından Ege Bölgesi'nin en zengin ve en korunmuş bölgesi olduğunu belirten Dilli, 'Bu konuda Sualtı Botanikçisi Prof. Dr. Devrim Dural'ın bilimsel çalışmaları ve kayıtları da mevcut. Akdeniz'in kirliliğe karşı korunması için deniz çayırlarına ihtiyacı var. Deniz çayırları denizlerin akciğeri yani oksijen kaynağıdır. Yavru balıkların büyüme ortamıdır. Karaburun yarımadası en temiz ve en verimli deniz çayırlarını barındırdığı için uluslararası araştırmalarda da referans noktasıdır. Yılda 7 bin 500 ton günde ise 4 ton balık dışkısı denize çökecek. Deniz çayırları denizdeki biyolojik çeşitliliğin varlığını sağlıyor. Doğal ve yerel balıkların da varlık nedeni. Sadece bu iki nedenden dolayı bu çiftliğe izin verilemez.

'Karaburun'u balık çiftliklerine teslim etmeyeceğiz'

Karaburun Yarımadası'nın yerel-kırsal kalkınmasının doğayla barışık turizme bağlı olduğunu da dile getiren Dilli, şöyle devam etti: İZKA'nın 2023 raporlarında ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın sayfasında da bu durum böyle tanımlandı. Ancak yapılmak istenen çiftlikle Karaburun'un tertemiz denizi; görsel, işitsel ve atık kirliliğine teslim edilecek. Denizi ve doğası yok edilecek. Yerel balıkçılık ve doğayla barışık turizm baltalanıyor. Tertemiz olan balıkçı barınaklarımız yok olacak. Balık çiftlikleriyle sadece denizler değil doğa da zarar görecek. Karaburun yarımadası sakinleri olarak asla geri adım atmayacağız. Karaburun yaşayanları olarak bu çiftliklere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Karaburun'u balık çiftliklerine teslim etmeyeceğiz.

Aynı alana 2 kez ÇED verilmedi

'2012 yılında aynı firma başka bir isimle bugünkünün onda biri büyüklüğünde balık çiftliği kurmak istedi' diyen Dilli, 'Firmanın adı Elektrosan'dı. Balık çiftliğini kurmak istedi ama direniş karşısında bakanlık projeyi iptal etti. Aynı bakanlık bugün 11 kat büyüklüğündeki projeyi aynı alanda değerlendirmeye aldı. Bu inanılmaz bir durum. Yine geçtiğimiz yıllarda aynı bölgeye yat limanı yapılmak istendi. Ulaştırma Bakanlığı izin de verdi. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Akdeniz fokları ve deniz çaylarının varlığı nedeniyle ÇED olumlu belgesi vermedi. Bu kadar iptal örneği var iken aynı alana daha önce reddedilen balık çiftliği yapılmak isteniyor' diye konuştu.  

Firma, özellikle son 5 yıldır Karaburun'la çok ilgili

Agromey'in özellikle son 5 yıldır Karaburun Yarımadası'nda çalışmak istediğini ve buna anlam veremediklerini ifade eden Dilli, konuyla ilgili şu bilgileri verdi: 2012 yılında balık çiftliğini kuramadı. Kuramayınca da Karaburun'un Sakız Adası tarafına bakan ve halkın itirazlarına rağmen kurulmuş olan 3 balık çiftliğini kendi elinde topladı. Şimdi bu 3 balıkçı çiftliğini Karaburun'un arka tarafından körfez tarafına mevcut alanını 11 kat arttırarak taşımaya çalışıyor. 4 yıldır faaliyet gösterdiği bu alanda kirlilik nedeniyle artık verimleri düştü. Dolayısıyla daha temiz alana gidecekler. Çünkü bu firmalar Karaburun'a gelmeden önce Foça'yı ve Çeşme Ildır Bölgesi'ni de kirletti. Oralardan sonra Küçükbahçe'ye geldiler. Şimdi de Karaburun'un körfeze bakan kıyısını kirletmek isteniyor.







 
Editör: Haber Merkezi