Ali Budak-TEB Kültürpark Cup için İzmir'e gelen başarılı tenisçi Çağla Büyükakçay, İzmir'in tenis için elverişli bir şehir olduğunu söylerken 2017'nin sonuna kadar yine ilk 100'ün içinde olmayı hedeflediğini belirtti. Büyükakçay, 'Bu sene benim daha cesur oynamamı gerektiren bir sene açıkçası. Ben de şu anda onu yapmaya çalışıyorum' dedi.
Çağla Büyükakçay, tenis dünyasında ilkleri yaşatan bir isim. 15 yaşında A Milli Takım'a seçilen en genç sporcuydu. 21 yaşında ilk defa teklerde Grand Slam oynadı, 24 yaşında Akdeniz Oyunları'nda ilk altın madalyamızı kazandı. Tenis dünyasında kadınların birinci ligi diye tarif edebileceğimiz bir WTA turnuvasında, şampiyon olan ilk Türk tenisçi oldu. Grand Slam'de oynayan ve tur geçen ilk Türk kadın tenisçi de o oldu. Kadınlar sıralamasında 82'nci sıraya kadar yükselen Büyükakçay, TEB Kültürpark Tenis Cup'a geldiği İzmir'de sporculuk yaşamını, turnuvayı ve kariyer hedeflerini gazetemize anlattı.


*Öncelikle 2017'nin sizin için nasıl başladığını ve bundan sonraki hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?

Geçen sene yaşadıklarım; ilk 100'e girişim, olimpiyatlarda oynayışım vs. benim için inanılmaz başarılar oldu. Bütün Grand Slamlar'ın ve Premier turnuvaların ana tablosunda mücadele etmeye başladım. Hayatımda büyük bir değişiklik oldu. Futbolun Şampiyonlar Ligi'nde oynamaya başladım diyebilirim. Senenin başı benim açımdan çok iyi geçmedi. Her ne kadar Avustralya açıktaki kura iyi gibi gözükse de diğer turnuvalarda da 3 ayda 3 kere ilk 10'dan raketle oynadım. Kariyerim boyunca hiç oynama fırsatı elde edememiştim. Değişiklik oldu ama bana büyük bir tecrübe de kazandırdı. 2017'ye bu sebepten dolayı daha farklı başladım. Açıkçası bu sene benim daha cesur oynamam gerekiyor. Şu anda da onu yapmaya çalışıyorum. Tabii ki ilk hedefim ilk 100'de kalmaya devam etmek. Bu sene koruyacak çok puanım olduğu için büyük turnuvalarda erken elenmem doğal olarak sıralamamı etkiledi. 2017'nin sonuna kadar yine ilk 100'ün içinde olmayı hedefliyorum.

*Kültürpark Tenis Kulübü'nün düzenlediği TEB Kültürpark Tenis Cup hakkında neler düşünüyorsunuz, İzmir'de bu denli uluslararası bir turnuva düzenlenmesini nasıl yorumlayacaksınız?

Burası benim için çok değerli bir kulüp. Çocukluğum burada geçti. Çok kez geldim, arkadaşlarımla beraber liglerde oynadık. 12-14-16 yaş gruplarında birçok kez burada bulundum. Açıkçası ben bu tarihte çimde oluyorum. Wimbledon var çünkü haftaya. Wimbledon hazırlıklarından dolayı çim kortta İngiltere'de turnuvalarda oynuyorum. Ama birkaç senedir çim kortta başarılı olmayı hedefledik. Bir ay İngiltere'de kaldık ancak kendimi orada iyi hissedemedim. O yüzden bu sene bir plan değişikliğine gittik. Tesadüfen de İzmir'de bu turnuva yapıldı. Normalde toprakta kalmayı hedefliyordum. Wimbledon'dan önce de Wimbledon'dan sonra da. Çünkü favori zeminim orası ve orada daha başarılı oluyorum. Ama kendi ülkemizde, benim sevdiğim bir yer. Burada daha önce iki finalim oldu. Genç yaşlarımda 10 binlik seviyesinde final oynamıştım. Bir de yine kariyerimin sivrilmeye başladığı dönemlerde ilk 200'e girişime yakın burada 25 bin dolarlık bir turnuva vardı. Orada final oynamıştım. Yani burayı seviyorum. Atmosferi çok güzel. Zaten ağaçların içinde, çok samimi bir ortam var. Tenisçiler açısından güzel anıların olması da önemli. O yüzden biz de kendi ülkemizde olduğu için neden olmasın dedik. Bir de topraktan çime geçmektense, hard zeminden çime geçmek biraz daha mantıklı. Bu turnuva planlarımıza uydu diyebilirim. O yüzden buradayız. Turnuva için konuşmak gerekirse seviyesi iyi bir turnuva. Şampiyon olan çok ciddi bir puan alıyor. Burada alınan puan sıralamayı ciddi anlamda etkiliyor.



*İzmir'in tenisteki potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Sizce İzmir'den teniste başarıyı yakalayacak sporcular çıkabilir mi?

Çocukluk dönemimde İzmirli çok tenisçi vardı. Ancak profesyonel tenise geçiş yapamadılar. Bence sayının fazla olması çok önemli. Ne kadar çok tenis oynayan artarsa, profesyonel olma olasılığı o kadar artacaktır. Burada tesislerin tabii ki çok önemi var. Benim dönemimde burada İZTİK ve Karşıyaka Tenis Kulübü vardı. Şimdi UTEM yapıldı. Ülkemizde çok sayıda uluslararası turnuva düzenleniyor. Burada bazı seçimler yapıyoruz hatta yapmak zorunda kalıyoruz. Ama eminim ki bu tarz turnuvaların kendi kulüplerinde olması buradaki gençler için büyük ilham kaynağı olacak. Belki top toplayacaklar belki de oturup maçları izleyecekler ancak en iyi tenisçileri kendi kortlarında görmek ciddi anlamda heves katacak. Burası onların kariyerinde bir başlangıç olabilir. TV'den izlemekle, canlı izlemek çok farklı oluyor. O yüzden bu hafta İzmirliler de destek verirse buna çok mutlu oluruz. Bütün tenisçi arkadaşlarım da aynı şekilde düşünüyor. Tenise destek ne kadar artarsa, ne kadar çok insan izlemeye gelirse tenis bir o kadar yaygınlaşır ve bir o kadar oynayan sayısı artar. Yani bunların hepsi birbirine bağlantılı olarak gelişir. Bunu unutmamak gerekiyor. Bunun yanında İzmir tenis açısından çok elverişli bir şehir. Çünkü iklimi çok güzel. Profesyonel olmamın belki de bir sebebi Adana'da doğup büyümem. Çünkü hem küçük bir şehir hem de kışı fazla yok. Adana gibi özellikle İzmir'in de tenis sporu açısından böyle bir artısı var.

*TEB Kültürpark Cup'tan sonra Wimbledon tenis turnuvasına katılacaksınız. Bu turnuvadaki hedefinizi bizimle paylaşır mısınız?

Wimbledon'a bu sene beklentiyle gitmiyorum. Geçen sene ana tablodan katıldım ve orada gerçekten rüya gibi bir tecrübe edindim. Bu sene ise elemeden katılacağım. Çim kort çok farklı bir zemin ve oyun planı çok fazla olmadığı gibi çok büyük vuruşlar önem kazanıyor. O yüzden TEB Kültürpark Cup'taki zeminin hızlı olması benim işime yarayacak. Burası çim saha öncesi güzel bir antrenman olacak. Hedefsiz olarak gittiğim Wimbledon'da her maçta puan biriktirmeyi hedefliyorum.

Tenise destek arttı

*Tenisin ülkemizde yeteri kadar yaygınlaşıp daha geniş kitlelere yayılamaması konusundan ne düşünüyorsunuz? Bunun nedenleri arasında tenisin ülkemizde yeterli destek görmemesini sayabilir miyiz?

Tenisin şöyle bir dezavantajı var. Teniste raketiniz, topunuz ve sahanızın olması şart olduğu için bir nebze bir uğraş gerektiriyor. Bir topla iki arkadaş buluşup birbirlerine pas atarak futbol oynayabilir ve futbolu sevebilir. Günümüzde tenis biraz daha gelişti. Daha iyi yerde. Belediyelerin kortları da var. Eskiden sadece özel kulüpler vardı ve oraya üye olmak gerekiyordu. O yüzden ciddi bir maliyet gerekiyordu. Ama bu konular artık Türkiye'de aşıldı. Belediyeler tenis için çok fazla imkan sağlıyor. Raket konusu, malzeme konusu biraz problem gibi duruyor ama bunları gözde çok fazla büyütmemek gerekiyor. Bunun dışında tenise desteğin daha da arttırılması gerekiyor. Devlet destekli çalışmalar yapılabilir.

*Tenisin yaygınlaşmasında sponsor desteği büyük önem taşıyor mu? Tenis sporcuları için sponsor desteği ne ifade ediyor? Bu konuda yeterli destek bulunuyor mu?

Teniste bugüne kadar başarılı olan sporcuların hiçbiri varlıklı ailelere sahip değil. Dünya çapındaki sporculara bakıldığında bunu görebilirsiniz. Hep bir emek ve zorlama ile bulundukları konuma gelen sporcular var. Zaten bu işlere başladıktan sonra da destek hemen geliyor. Raket sponsorunuz oluyor. Belki biraz emek verip başarılı olunca kıyafet sponsorunuz oluyor. Yani şirketlere ve sponsor olacaklara şöyle bir mesaj vermek daha doğru olur. Tenis çok geç uzmanlaşılan bir spor. Size 8 yaşından itibaren çok iyi bir yatırım gerektiriyor. Küçük yaştan itibaren iyi antrenörlerle, iyi kondisyonerlerle çalışmak gerekiyor. Bazen bize soruyorlar neden Grand Slam şampiyonlarımız yok? Neden Serena Williams'lar, Sharapova'lar yok? Çünkü bizde 8 yaşından itibaren proje gibi gelişen, proje gibi çalışan çocuklar yok. Bizim başarılı olan sporcularımız biraz tesadüf eseri başarılı oluyor. Kendi imkanları ve kendi fedakarlıkları ile bir yere gelen sporcular oluyorlar. Bu konuda artık ben tesadüf eseri değilim. Çünkü çok uzun süredir devletimiz ve Tenis Federasyonu tarafından destekleniyorum. Bu destek olmadan buraya gelmek mümkün değildi. Sponsor olacak insanların ise bu işte başarının geç geleceğini bilmeleri gerekiyor. Yani bu işe giren sponsorlar bir yerde yatırım yapıyor. Bunu bilmeleri gerek. 12 yaşında bir çocuğa yatırımları belkide on senelik bir yatırım olacak. Ama o çocuk 10 sene sonra da büyük bir sporcu olabilir. Belki ilk 50'de belki ilk 100'de olacak. Türkiye bu konuda gelişmeye başladı. Destek verilince başarının geldiği anlaşıldı. Özel şirketlerin ise bu konuda daha fazla destek olması gerekiyor. Devlet desteğini dünyada sadece Türkiye veriyor. Bu bile başlı başına çok önemli. Çünkü hiçbir ülke destek vermiyor.

*Bundan sonraki kariyer hedefiniz hakkında neler söyleyeceksiniz?

Hem toprak kortta hem de hard kortta başarılıyım. Bu noktada da geçen sene kadınlarda dünya sıralamasında 60. sıraya kadar yükselmiştim. İlk hedefim o kariyer rekorunu daha yukarılara çıkarmak olacak. Başarım arkadan gelen gençlerimiz için de çok önem taşıyor. Ne kadar ileriye gidersem gençler de orayı hedeflemiş olacak. Bir anlamda çıtayı yükseltmiş olacağım. Grand Slamların ana tablosunda yer almak da çok önem taşıyıor. Fransa Açık'ta 3. tur çok uzak değildi. Önümüzdeki senelerde ise en üst seviyelerde oynayan bir oyuncu olmayı hedefliyorum.

*Tenis dünyasına baktığınızda hangi tenisçinin oyununu kendinize daha yakın görüyorsunuz, kimleri takip ediyorsunuz?

Kendi oyunuma yakın bulduğum bazı oyuncular var. Toprak kortta bu sene Simona Halep çok başarılı oldu. Bir de ben bu sene onu ayrıca takip ediyorum. Çünkü tenis denince Serena Williams gibi Sharapova gibi uzun bir boy, güçlü kaslar göz önünde bulunduruluyor. Ama Simona Halep 1.68 boyunda ve küçük vücutlu ve çok da kaslı olmadan dünyanın iki numarası olarak bütün dünyaya başka bir şey kanıtladı. Sadece güç olmadığını ve aklın olmazsa olmaz olduğunu göstererek başka bir şey başardı. Tabii ki geliştirilecek birçok şey vardır. Ancak o çok kısa boylu ya da onun kas kütlesi çok zayıf gibi yorumlar çürüdü. Radwanska'nın bacakları çok ince, Serena Williams'ın bacakları çok kalın ancak herkes herkese karşı galibiyet alabiliyor. Güçlü olmak çok iyidir ancak teknik daha fazla önem kazanıyor.

*Son olarak TEB Kültürpark Cup değerlendirmenizi alabilir miyiz? Bu turnuvanın başta İzmir olmak üzere Türkiye genelindeki etkisi ne olur? Ülkede tenisin gelişmesine katkısı konusunda neler söyleyeceksiniz?

Kültürpark Tenis Cup, yüksek seviyeli bir turnuva oldu. Çok sayıda Türk tenisçinin ana tabloda olduğunu gördüm. Ciddi bir katılım olduğunu biliyorum. Bu da zaten Türk tenisinin çok geliştiğini gösteriyor. Çünkü çocukluğumda ancak 2-3 sporcu ana tabloda olurdu. Ülke olarak teniste gelişmeye devam ediyoruz. 12-13 yaşlarındaki başarıları sürdürmeliyiz. Teniste istikrar olmazsa olmazdır. Türk tenisi açısından güzel günlerin henüz gelmediğini düşünüyorum. Özellikle yeni neslin teniste daha güçlü olacağını, sayısız başarılara imza atacağına inanıyorum.



Gençler, tenisi sevdiklerinden emin olmalı

*Erken yaşta milli oldunuz. Genç sporculara turnuvalara nasıl hazırlandığınızı eğer varsa özel tavsiyelerinizi aktarabilir misiniz?
Profesyonel olarak 25 hafta turnuvada oluyorum. Değişik yerleri geziyorum. Yurt dışında turnuvalarda oluyorum. Ama her iş gibi bu işin de gereği bu. Bunu anlamak lazım. Benim işimin bir gereği de seyahat etmek. Oralara adapte olmak zorundasınız. Havasına, suyuna, yemekleri dışında da birçok şeyle baş etmek zorunda kalıyoruz. Gençlerin sosyal medya sayesinde başarılı sporcuları çok yakından takip ettiklerini görüyorum. Gençler, büyük tenisçilerin neler yaptığını ve nasıl bir hayat sürdürdüklerini yakından takip ediyor. Dışarıdan bakıldığında belki güzel bir hayat gibi gözüküyor. Bu anlamda gençlere pozitif bir değer de katıyor. Yaşıtlarınıza göre mücadele, stres ve sürekli antrenmanlara rağmen bazen performansı korta yansıtamamak gibi negatif şeyler de olsa başka bir hayat yaşıyorsunuz. O yüzden benim gençlere en önemli tavsiyem tenisi sevdiklerinden emin olmaları. Çünkü bu işi sevmeden yapmak gerçekten imkansız. Yani pes edecek noktalar oluyor bir yerde. Kendinizi ve tenise olan sevginizi sorguladığınız çok zaman oluyor. O yüzden tenisi sevdiklerinden emin olmaları lazım. Onun dışında çok ciddi bir emek gerektiriyor bu iş. Zaten seven insan korttan çıkmak istemiyor. Verimli antrenman son derece önemli. Klasik şeyler vardır; çok çalışmak lazım, 6 saat kortta olmak lazım gibi. O nedenle de verimsiz bir 6 saati hiç yapmamak daha iyi. O yüzden o antrenman saati eğer iki saatse, orada kendilerini yüzde 100 vererek, kendi eksiklerine yönelik çalışarak, daha verimli antrenman yapmalarını öneriyorum. Bir sporcunun gelişimini sürekli takip etmek ve gelişme arzusunda olmak gerekiyor. Bir tenisçi için zaman en değerli şey. Onu yitirmemek lazım. Turnuvada 26 hafta oynuyorum. 1 hafta kazanıyorsam 25 hafta kaybediyorum. Bu yüzden ailelere de çok büyük iş düşüyor. Etrafınızda hep olumlu insanlar bulundurmak gerekiyor. Genç sporcuların mental olarak çok güçlü olması gerekir. Bir süre sonra bakıyorsunuz herkes forehand backhand'i çok iyi biliyor. Kondisyon da çok üst seviyede olmaya başladı. Ancak bir süre sonra mental güç önemli olmaya başlıyor. 25 haftada bir tane turnuva kazanıyorsunuz iyi geçiyor ama senenin geri kalanını aynı şekilde aynı istikrarla geçirmek çok güç. Beklentiyi baskılamak ve kazandığınızda da durumu biraz daha normalleştirmek daha ön planda oluyor. Buralarda sporcunun takip edilmesi yönlendirilmesi çok fazla önem arz ediyor.



 
Editör: Haber Merkezi