Türkiye'nin en büyük erkek giyim firmalarının sahipleri, son dönemde yaşanan ekonomik dalgalanmalar nedeniyle sektörde işlerin azaldığını, erkeklerin kendi giyimlerinden feragat ettiğini sadece eş ve çocukları için alışveriş yaptığını ifade ediyor. İzmir'in köklü mağazalarının sahipleri arasında, onlara katılan da var, katılmayan da. Ortak kanaat ise şu: İzmirli erkekler hep fedakâr



Gökay Akgün-Türkiye'de erkek giyim sektörünün yıllık cirosu 15 milyar lirayı buluyor. Döviz kurundaki dalgalanmaların her sektörde estirdiği rüzgar, elbette erkek giyimi de etkiledi. Ülkenin önde gelen köklü erkek giyim firmalarının sahipleri, yaptıkları açıklamalarla özellikle son 1 yılda satışın giderek azaldığını ifade ediyor. Aynı fikirde olan iş adamlarının çoğu erkeklerin 'fedakarlık' zorunluluğunun da satışları etkilediği görüşünde birleşiyor. Evini kalkındırmak, ailesini geçindirmek zorunda olan erkek kendi giyiminden önce eşini ve çocuklarını düşünüyor. Ekonomik sıkıntı söz konusu olduğunda da ilk olarak kendi ihtiyaçlarını erteliyor.
Peki İzmir'de uzun yıllardır erkek giyim işi yapan esnaf, çok daha yüksek bütçeli meslektaşlarına katılıyor mu? İşte Kemeraltı'nda ve Çankaya'da bulunan mağazalarında erkek giyim ürünleri satan esnafların bu soruya yanıtları:

İzmirli erkekler fedakar



Sabri Sezer (Sezer Konfeksiyon): 56 senedir esnaflık yapıyorum. 1979 yılından bu yana kadın ve erkek giyim ürünleri sattığımız bu mağazanın sahibiyim. Son dönemde erkek giyiminde bir düşüş olduğuna ilişkin değerlendirmelere kesinlikle katılıyorum. Hatta uzun yıllardır erkek giyim ürünleri satarken, yaklaşık 3 sene önce aldığımız kararla mağazamızı ağırlıklı olarak kadın kıyafetleri satan bir dükkan haline getirdik. Hala erkekler için de ürünlerimiz var. Ancak ekonomik sıkıntılar arttıkça önce erkekler kendine alışveriş yapmaktan vazgeçiyor. Gerçi İzmirli erkekler oldu olası fedakar! Pek çoğunu düğün, bayram olmadıkça kendine kıyafet alırken zor görürsünüz. Aldıklarında da ağırlıklı olarak siyah ve gri tonlarını tercih ederler ki, çok daha kullanışlı olsun ve yeniden alışveriş yapmaları gerekinceye kadar onları idare etsin.


Mecbur kalmadıkça almıyorlar



Celal Coşgun (Ceni Collection): Ekonomide olumsuz anlamda az da olsa hareketlenme olduğu zaman erkek giyim sektörünün etkilenmemesi mümkün değil. Ben, 40 senedir bu işin içindeyim. Her sıkıntılı dönemde işlerimiz düşer. Aşağı yukarı son 1 yıldır da sıkıntı mevcut. Ne yazık ki bir süre daha böyle devam edecek gibi görünüyor. Haliyle evine bakmakla yükümlü olan erkekler, mecbur kalmadıkça bizim mağazalara yönelmiyor. Düğün sezonu açıldığında işler mutlaka yeniden hareketlenecektir. O süreyi en az kayıpla kapatabilen ayakta kalacak.
İbrahim Ezberci (Şıktex): Türk erkeklerinin genelinde kendinden önce ailesini düşünmek vardır. İzmir'de de durum böyle elbette. Ben, son dönemde satışların çok düştüğü ve erkeklerin daha fazla fedakarlık yapmak zorunda kaldığına ilişkin değerlendirmelere katılmıyorum. 40 yıldır bu işin içindeyim ve dara düştüğümüz çok dönemler oldu. Son 1 yıllık süre bana göre o sıkıntılı dönemlerden biri değil. Eskiden daha kırılgan bir ekonomiye sahiptik ama şimdi dalgalanmalar olsa da ayakta kalabiliyoruz. Geçtiğimz yılla mukayese edersek, bu yılki ciromuzun dhaa yüksek olduğunu söyleyebilirim. Elbette işlerimizin daha iyi olmasını isteriz. Bunun için de İzmir'de ticareti canlandıracak adımların yetkililer tarafından bir an önce atılması iyi olur.

İhtiyaçlar erteleniyor


Ümit Kaya (Ümit Kaya ile Moda): İzmirli erkekler hep fedakardı ama son dönemde bu fedakarlık ekonomisinin çok iyi olduğunu bildiğimiz kimselere kadar sıçradı! Ben, uzun yıllardır İzmirlilerin yakından tanıdığı, şehrin önde gelen kişilerine de kıyafet satıyorum. Eskiden yetiştirmekte zorluk çekerdik, 1 yıldan beri günde 1 takım elbise satabilirsek öpüp başımızın üstüne koyacak duruma geldik. Çünkü ekonomisi iyi olanlar bile üstlerinde üç, dört düğmeli ceketlerle geziyor. Onlar bile yeni modellere yönelmiyorlar. Tabii ki satışlar da düşüyor. Orta direkten söz edecek olursak onlar zaten hep kendi ihtiyaçlarını ertelemek zorunda. Genelde eşleri zorlarsa yeni kıyafetler giyiniyorlar. Yoksa kısıtlı bütçelerini kendi giyim alışverişleri için harcamaya yanaşmıyorlar.



Mustafa Serbes (By Serbes - Pinto): Sıkıntıda olan arkadaşlarımız var ama çok şükür benim sıkıntım yok. Herhalde onların babaları benim gibi değildi de o yüzden zor durumdalar! Babam hep '10 liran varsa ve alman gereken pantolon 10 liraysa al ama 5 liran varsa ve 5 lirayı veresiye yaptıracaksan alma' derdi. Onun bu sözünü hep dinledim. Ben peşin çalışıyorum. Bugün 50 lira kazanırsam ve mecbur kalmazsam onun yarısını harcarım. Tasarruflu olmaya çalışırım. Benim olmayan parayı harcayıp borçlanırsam sonra tabii ki sıkıntı yaşarım. Söylenenlere İzmirli erkeklerin hep önce ailesini düşündüğü dışında katılmıyorum.