Filmin final sahnesine doğru yol alıyoruz...
Nefesim tutulmuş, merak içindeyim!
Sahnenin temposu yükseldikçe, içimdeki tempo da son hızla tırmanışa geçiyor, geçiyor, geçiyor; ve işte "final sahnesi"!

Oturduğum koltukta mıhlanıp kalıyorum.
Olamaz böyle bir şey!
O son sahnenin bana yaşattığı "an" içime işlendi; hala işlenmeye devam ediyor ve yerimden kalkarak o yaşanışı bozmama imkan yok! Tek şey var benim için, o da, onu hak ettiği şekilde sonuna kadar yaşamak!

Bu hafta yazacağım filmle yan yana yürüyoruz...
Sinemadan çıktığımda, bu hafta yazacağım filmle yan yana yürüyoruz.
Filmle ilgili ne yazacağım hakkında ise hiç bir fikrim yok!
Bu hafta vizyona giren "Whiplash" böyle bir film işte...
Çok derinden, çok derinlere nüfus ederken, sizi allak bullak ediyor! Ne düşüneceğinizi, neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmez hale geliyorsunuz.
Ne yazacağımı bilemeden, ama, inanılmaz derecede çarpıcı bir filmi yaşamış olmanın o tatlı heyecanı birlikte, filmin bende başlattığı yoğun sorgulama içinde yürüyorum...
Engel tanımaz hırsı ile en iyi olma sevdası içinde yanan bir müzik okulu öğrencisiyle, öğrencilerini mükemmel ötesi bir noktaya getirmek için içinizi kaldıracak derecede zorlayan saplantılı bir hocanın düellosu içinde yaşıyorum o sorgulamayı.

Whiplash vizyonda!

19 yaşındaki Andrew Neyman, çocukluğundan beri bateri çalan ve ne istediğini çok iyi bilen bir öğrencidir. Ulkenin en iyi müzik okuluna da bu hedef doğrultusunda girmiştir. Hedefi çok iyi bir "usta" olmaktır!
Terence Fletcher, tam bir caz duayenidir. Müziği, her bir notası ile adeta tüm vücudunda hisseden, tüm benliği ile yaşayan bir duayen... Aynı zamanda da, mükemmel ötesi bir noktaya getirmek adına öğrencilerin psikolojilerini yerle bir edecek kadar acımasız bir hoca!

O Vuruş!

Fltecher'ın öğrencileri ile çalışmaları çok ağır şartlar altında geçmektedir.
Öğrencilerin vuruşları, Fletcher'in tam istediği tempoda olmalıdır!
Ne daha hızlı, ne de daha yavaş, tam "Fletcher kıvamında" olmalıdır vuruşlar ve bilmelisiniz ki, siz "o vuruş"a gelene kadar, Fletcher, sizi, her türlü psikolojik baskıyı kullanarak limitlerinizin çok ötesinde zorlayacaktır!
Niyeti çok masumdur Fletcher'ın... Sizdeki cevheri keşfedip, ona hayat vermenizde yardımcı olmak... Sizi en iyi, hatta mümkünse, efsanevi bir müzisyen yapmak!
Kullandığı methodlar ise, işte o, kabul edilebilmesi imkansız ve çok da tehlikeli!
Fletcher şöyle der: "İnsanları onlardan beklenenin ötesinde zorlamak; bence su götürmez bir gereklilik!"... "İngilizce dilinde 'İyi iş" (good job)'den daha zarar verici iki kelime yoktur!".
Andrew ise, çocukluğundan beri baterisinin başında, tek bir hedefe kilitlenmiş: "mükemmel olmak!". Önceliği çok net ve tek; ve o öncelik için yapabilecekleri limitler ötesinde.


Fletcher vs. Andrew

Fletcher, Andrew'u öğrencisi olarak seçince film kızışıyor.
İki güçlü, ne istediğini bilen ve istediğine ulaşmak adına, kendince en iyi bulduğu yolları sonuna kadar zorlayabilecek azme sahip iki karakter karşı karşıya!
Andrew'un Flecher'ın bandosuna katılması ile, bandodaki ritim gittikçe daha da yükselmeye başlarken, sizin içinizdeki gerilim ve sorgulama da artmaya başlıyor!

 
Nereye kadar...

Nereye kadar birileri sizi zorlamalı?
Ya siz nereye kadar kendinizi zorlamalısınız?
Nedir bunun doğrusu?
Whiplash sizi bu sorgulamaya çok ilginç ve unutulmaz bir şekilde davet ediyor!
Üstelik, film, size bu sorgulamayı, sihirli ellerin yönettiği vuruşlar arasında çıkan ulaşılması zor ritimler arasında ve müthiş bir tempo içinde yaşatıyor...
İşte bu da her şeyi bambaşka bir hale getiriyor!
Davetlisiniz!