Öncelikle, 10 Kasım nedeniyle yüce Atatürk'e bu ölüm yıldönümünde bir kez daha bağlılığımızı bildiriyor, dualarımızı kendisine gönderiyorum.
Bugün Atamızın kısa sürede başardıklarını anlatacaktım, ancak bunları sayfalar dolusu yazmak gerektiğinden işi uzmanlarına bırakıyorum.
Hafta içinde çok önemli bir toplantı yapıldı.
Bu bile sayfalar dolusu yer tutacağından bazı notları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Uzmanlar, 'Türkiye, en kötüyü geride bıraktı mı?
Ekonomideki en dip nokta bugün yaşanan mı?
Döviz krizinin geride kalmış gibi görünse de enflasyon rakamlarının bir türlü dizginlenememesi neye işaret ediyor?' sorularını yanıtladılar.
Daha doğrusu, Türkiye'nin günlerdir tartıştığı bu sorular yanıtlanmaya çalışıldı.
TÜSİAD ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu'nun İstanbul'da düzenlediği 'Enflasyonun Nedenleri ve Sonuçları' toplantısında yanıt arandı.
Toplantının ana konuşmacısı olan Merkez Bankası Eski Başkanı ve İyi Parti Ankara milletvekili Durmuş Yılmaz'dı.
Durmuş Yılmaz: '2018'in ilk çeyreğinde sıfır ya da eksi büyüme göreceğiz, 2019 daha zor geçecek' dedi.
Yılmaz, Merkez Bankası'nın kredibilitesinin her geçen gün daha da azaldığını söylerken enflasyonun sebebi olan maliyet artışının da hükümet politikalarına güvensizlikten kaynaklandığını dile getirdi.

Zor günler bekliyor
Yılmaz, 'Hükümet, Mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesinde enflasyondaki artışı baskılamaya çalıyor.
Ancak 2019'un ilk çeyreğinde sıfır ya da sıfırın altında büyüme göreceğiz.
2019 Türkiye için 2018'den çok daha zor geçecek. Hükümet maalesef ne topluma ne yatırımcıya güven veremiyor' diye demeç de verdi.


Bir araya geldiler
Durmuş Yılmaz'ın konuşmasının ardından Koç Üniversitesi'nden Profesör Selva Demiralp'in moderatörlüğünde Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin, Allianz Sigorta'dan Burcu Uzunoğlu, gayrimenkul piyasası uzmanı Mustafa Aşkın, gıda piyasası uzmanı Arda Tunca, otelcilik sektöründen Emre Deliveli enflasyonun sektörler üzerine etkilerini aktardılar.

Türkiye dibi gördü mü?
Soru cevap kısmına geçildiğinde izleyiciler arasında yer alan bir bankacı katılımcılara, 'Türkiye en dip noktayı gördü mü? Yoksa piyasada çokça tartışılan 'önümüzdeki iki dip daha var, biri yerel seçimler sonrası Türkiye'yi IMF'yle görüşmeye götürecek dip diğeri ise bu anlaşmadaki taahhütlerin yerine getirilmemesinden sonra oluşacak senaryo gerçekleşebilir mi?' sorusunu yöneltti.
Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin, spekülasyonlar hakkında yorum yapmayacağını söylerken, Profesör Selva Demiralp spekülasyona değinmeden, 'Türkiye dibi gördü mü ya da ne zaman görür sorusuna Merkez Bankası'nın geçtiğimiz hafta açıkladığı enflasyon raporu sunumuna bakarak yanıt verilebilir.
Çıktı açığında gidilecek yol var diyorlar. 2019 birinci çeyrekte zirve yapacak deniyor' yorumunu yaptı.

Satış yapılamıyor...
Gayrimenkul piyasası uzmanı Mustafa Aşkın ise 'Dip tavan söyleyemem. Ancak gayrimenkul sektöründe en önemli göstergeler fiyat ve maliyettir. Fiyatta dipteyiz, maliyetimiz ise artıyor.
Buradan sonra maliyet artmaya devam ederse Türkiye çok farklı bir boyuta gidecektir' dedi.
Mustafa Aşkın, 'Gayrimenkul sektöründe maliyetler artıyor ama fiyat artışı yapılmamasına rağmen satış yapılamıyor' diye konuştu.
Aşkın, 'Türk halkı yemiyor içmiyor gayrimenkul kredisini ödemek için tüm çabayı gösteriyor.
Buna rağmen konut satışlarında 2018'de ciddi azalma var.
Üçüncü çeyrek ve dördüncü çeyrek rakamları olumlu gözükmüyor.
İnşaat maliyeti %33 , demir fiyatları %60 artmış.
Buna rağmen İstanbul'daki fiyat artışı %3. Maliyetleriniz artarken hem fiyatınız artmıyor hem de satış yapamıyorsunuz.
Ama şunu da söylemek lazım; iyi dönemde nalıncı gibi kendinize yontarsanız, işler kötüleşince 'devlet baba bizi kurtar'a dönülüyor.
Ben inşaat sektörü için 'elinde şemsiyeyle yağmur yağarken gölün içinde' benzetmesini kullanıyorum' dedi.

Olumsuz etkilenenler
Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Ekrem Keskin ise bankacılık sektörünün enflasyonist ortamdan ne kadar olumsuz etkilendiğini grafiklerle anlattı.
Borsa İstanbul'da işlem gören finansal kurumların piyasa değerinin 2002'de 7 milyar iken 2012'de 107 milyar dolara yükseldiğini 2016'da 48 milyar dolara geriledikten sonra Eylül 2018 itibariyle 28 milyar dolara düştüğünü ifade etti.

DİP EKSPRES
Sigorta sektörü de daralıyor

Allianz Sigorta'dan Burcu Uzunoğlu'nun verdiği bilgiye göre, sigortacılık sektörü de yılbaşından bu yana sürekli geriliyor:
Uzunoğlu, 'Yılbaşından bu yana otomobil satışları %60-%70 azaldı. Kasko poliçesi daha çok birinci el satışlarında yapılıyor. Otomobil satış olmayınca kasko poliçesi de yazamıyorsunuz.
İkinci el araç sahibi kısıntıya gidiyor.
Burada kayba uğruyoruz. İnsanlar çok fazla satın alma güçleri olmadığı için sigortalatmama eğilimine giriyor.
Enflasyonun ve enflasyonun sonuçları, üretim kayıplarında etkisi var. İnsanların yarısının tek tasarruf kaynağı bireysel emeklilik.
Kriz anlarda buraya sarılıp buradaki kaynaklarını geri çekebiliyorlar. Bireysel emeklilikte çıkışlar %50 artmış durumda. Hayat sigortasında da daralma görüyoruz' dedi.