Son dönemde etrafımda herkesin gebelik haberini alıyorum. Eskiden olsa sevinç naraları atardım. Ancak şimdi aklımda emzirme, lohusa depresyonu, ek gıdalara geçiş, aşılar üşüşürken, ikinci çocuğuyla nasıl uğraşacak diye panikliyorum. Gebeliğin zorluklarına, risklerine girmiyorum bile.

Bir kız arkadaşım, ikinci bebeği düşünüyorum dedi ve tüm gerçek düşüncelerim ağzımdan dökülüverdi, ona dedim ki ; ‘’Çıldırma, bir taneyi hallettin de ikincisi mi kıstı’’ Kardeşi olsa iyi olmaz mı? Dedi, ‘’Arkadaşlarıyla kardeş olmayı öğrenecekler’’ dedim. Yaşım geçiyor ama bir daha şansım olmayabilir, dedi, ‘’Olmasın bu devirde iki çocuğun masrafı ve düşünsene hayatının yine büyük bir bölümü yedirerek, alt değiştirerek geçecek, bu çok zor’’ dedim. Sonra bebeklerimizi alıp parka gittik. En mutlu anımda bana ‘HAMİLEYİM’ dedi. Bu kadar olumsuz konuştuktan sonra ne diyeceğimi bilemedim, tebrik etmek dışında ne denirdi ki? Buradan alınacak ders, karşınızdaki insanı üzmemek için daha yuvarlak konuşmalısınız. Hele hele gebelere negatif hiçbir şey söylenmez, dürüstlüğümden utanç duyacağım hiç aklıma gelmezdi.

Bana göre ikinci bebek ya da ikinci çocuk dünyanın en zor işi. Ama nasıl bir arzuysa çevremde ikinci çocuğuna gebe 5 arkadaşım var. Çok doğurgan bir yıl diyorum bu yıla. Yeni yeni kızım bir yaşını geçti ve tecrübeli bebek bakıcısı ünvanını koruyorum. Bu yüzden gebelerin sık aradığı bir arkadaşım.

Bugün 17 Kasım Dünya Prematüre Günü. Bir prematüre bebek annesi olarak, aslında gebelere söyleyebileceğim en önemli şey, doğum için yenidoğan yoğun bakımı iyi olan hastaneleri tercih etmeleri. Bunu söylemek de olumsuz bir şey olarak algılanıyor, ancak ben yaşadığım için benim söylemem o kadar da batmıyor.

Bebeğimi çok zor elde ettiğim için bana ikinci bebek demek ‘Aman tanrım aynı acılar yeniden mi?’ demek. Sonu ne kadar iyi olursa olsun derler ya ‘geçti geçmesine de, delip de geçti’. İşte benim ruh halim bu. Düzeltilmiş yaşını anlatmaya çalışmak, bir prematüre bebeği zamanında doğan bebeklerle bir tutan ve koruyucu tavrınızı anlayamayan bilgisiz insanlarla uğraşmak…

Prematüre bebek annesiyseniz mutluluktan önce acıyla baştan sona yıkanıyor ve bebeğiniz için o lohusa kafanız ve süt gelsin diye uğraşıp acıttığınız göğüslerinizle güçlü olmak için çabalıyorsunuz. Yarım yamalak ruh haliniz ve tabii ki sizi hiç anlamayan ve sonsuza dek artık sevmeyeceğiniz acımasız çevrenizle, bebeğime ben moral vermek zorundayım, bunun için güçlü ve mutlu olmak zorundayım diye savaşırken, savaş boyalarınız yüzünüzü çok acıtıyor.

17 Kasım yaşayanlar için acı ve minnet duygularıyla dopdolu bir gün. Profesyonel yenidoğan uzmanlarının çabalarıyla anneliğinize devam edebiliyorsunuz. Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakımında kızım 52 gün yattı. 10 günde anne bebek uyumu ve eğitimi için hastanede bebeğimle birlikte yattık. Biz annelere öyle bir eğitim verdi ki yenidoğan hemşireleri, ben hastaneden çıktığımda tek başıma kızıma baktım ve beş çocuk büyütmüş kadınlara o 10 günün sonunda iyi fark atıyordum. Günde 12 defa ilaç ve vitamin veriyor, emme gücü olmayan bebeğimi beslemek için hep hemşirelerin ne yaptığını gözümün önüne getirip, onlar gibi hissetmeye ve yapmaya çalışarak, bir nevi taklit ediyordum. Her birini sevgi ve minnetle selamlıyorum.

Çok hayranlık duyduğum bir isim var. Prof. Dr. Nuray Duman. Bana prematüre bebeklere nasıl davranmamız gerektiğini anlattı. Kızımı büyütürken onun sözünden dışarı çıkmadım. Algıları için çok uyaran vermem gerektiğini, fizyoterapist desteğin önemini ondan öğrendim. Kızımı 52 gün boyunca misafir ettikleri yenidoğan yoğun bakım servisinin başında o olduğu için, içim o kadar rahattı ki. Kızımın tüm o olumsuz tabloya rağmen sağlıkla çıkartılacağına emindim. Çünkü o kendinden emin tavır benim içime su serpen en büyük dayanağımdı. Bana umut vermiyordu, herşey olabilir diyordu, uzun bir süreç diyordu ama ne zaman onu görsem o ders çalışıyordu. O işinin ehliydi ve bakışlarından, duruşundan bu ışık her yeri aydınlatıyordu. Serviste yatarken kızımın kavun gibi kafasına, minicik bedenine sevgiyle bakıyordu ve onun bebeğime sevgi dolu bakışları benim o lohusa kafalı ruh halime iyi gelen muhteşem etkili bir antidepresandı. Onu her gördüğümde güç topluyordum, mutlu ve azimli olmak için enerji depoluyordum.

Erken doğan bebeklere yaşam, annelerine de bebeklerini kucaklama şansı tanıyan yenidoğan yoğun bakımlarındaki tüm doktor ve hemşireler bugün içtenlikle, ayakta, en güçlü sesle alkışlanmalı. Ben gözyaşlarımla, sevgimle, tüm takdir ve hayranlık duygularımla sizleri alkışlıyorum. İyi ki varsınız! Varlığınız en çok biz annelere armağan…