Enflasyon bir türlü düşürülemiyor. Fiyatlar aldı başını gidiyor. Herkes bir telaş içinde.

Daha önce de yazdım, zamlardaki oransızlık enflasyonun en büyük destekçisi.

Mesela, akaryakıta yapılan 2 TL zam, tüm ürünlere çok farklı oranlarda yansıtılıyor.

Aynı durum döviz kurları için de geçerli.

Tabi ki zamlara paralel olarak zamlar da yapılabilir ancak bunun matematiksel bir oranı olmalı.

Yani yapılan 2 TL’lik zam etiketlere, “ fırsat bu fırsattır” diyerek büyük oranlarda yansıtılmamalı. 

Kontroller yapılıyor, fahiş fiyatla mal satanlar cezalandırılıyor ancak bu dengesizliğin önüne geçilemiyor.

Çünkü ticari ahlak da erozyona uğramış durumda. Hangi birini takip edeceksin.  

Bu yaşananların ardından bazı gelişmeler var ki oldukça düşündürücü.

Restoranların veya kafeteryaların dudak uçuklatan hesap fişleri veya faturaları sosyal medyada boy boy paylaşılıyor.

İnsanlar ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar.

Son gelinen noktada, bu mekanlara boykot çağrısı gündemde.

Görünüşe göre çağrı tuttu gibi. Çığ gibi katlanarak büyüyor.  

Birkaç gün önce de, Et ve Süt Kurumu (ESK) et fiyatlarına yüzde 25 oranında zam yaptı.  

Vatandaşın bir bölümü eti biraz daha ucuza alabilmek için sabahın erken saatlerinde kurumun önünde kuyruklar oluştururken bu zam neyin nesidir şimdi? Gerçekten anlaşılır gibi değil.

Kasaplar da bir süredir et fiyatlarının artmasından şikayetçiydiler. Kepenk kapatmak gibi uyarı arayışları vardı. Önümüzdeki günlerde bir süreliğine de olsa kasap dükkanlarını kapalı görürsek şaşırmayalım.

Bu karışık ortamla ilgili hareketlilik başladı. İş aleminden çeşitli yorumlar yapılıyor.

İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Cengiz, sosyal medyada cafe ve lokantalardaki fiyat artışlarına karşı alınan boykot kararına ilişkin açıklamada bulunarak, “Fiyat artışlarının sebebi ekonomide yaşanan sıkıntılar nedeniyle ortaya çıkan rekor orandaki enflasyondur. Gıda fiyatlarındaki hızlı artış, çalışan ve girdi maliyetlerindeki aşırı yükselme bu sonucu getirdi. Boykot kararı fiyatların düşmesine çözüm olmaz, sadece bu sektörde çalışan binlerce kişiye zarar verir” dedi.

Her görüşe açık ve saygılı olmak durumundayız. Çünkü öneriler çok değerli olabilir.

Yaşamımız sırat köprüsünde yürümeye benziyor. İki ucu şekerli değnek gibi.

Bir tarafta tepkini göstermek, uyarmak isteyeceksin diğer tarafta ise bundan zarar görmesi mümkün çalışan bir kesim olacak.

Yani, aşağısı sakal, yukarısı bıyık misali.