Bir zorunlu notla başlıyorum yazmaya... 'Merhaba' yazılarında siyaset anlatmak pek üslubumca değildir ancak , Haber Ekspres Gazetesi bana öyle bir zamanda imkân tanıyıp bu olanağı sağladı ki, siyaset dışında konuşmak ne mümkün. Yine de tüm değer verip okuyanlara öncelikle merhaba!

31 Mart tarihi yaklaştıkça ve takvimde günler hızlı geçtikçe gerilim daha da artıyor siyasette. Artık belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği için adaylar belli. İzmir'de aday belirleme sürecinde ister istemez yerel iktidar olması sebebiyle gözler CHP'deydi. Kimileri bu süreçten fazla galibiyet alırken kimileri de mağlup oldu. Bir de uzatmalarda gol yiyenler var ki, mağlubiyeti sindirebilmiş değiller.

Aday belirleme süreçlerinde sağlıklı bir ön seçim olmadığı için aslında haktan, hukuktan, adaletten bahsetmek çok da doğru olmaz. Her güç sahibi kişi, kendisine göre o koltuğa en layık kişiyi aday yapmaya çalışır. Geçtiğimiz süreçte de öyle oldu. Önce Sevda Erden Kılıç - Tuncay Özkan güçbirliği ile aday olan Suat Nezir'in adaylığı, saatler kala değiştirildi. Yeni adayın Tuncay Özkan'a yakın olduğunu bilmeyen yok. Peki, iyi, tamam da Özkan zaten kendisinin belirlediği bir adayı neden son dakikalarda değiştirsin?

Rivayetler çokça ancak en yoğun dolaşanları şöyle sıralayalım;

* "Planlıydı" diyenler var,
* "Suat Nezir, meclis üyelerine itiraz etti" diyen var,
* "'Suat Nezir çekildi' diyerek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu kandırdılar" diyen var.

İşin gerçeği birinci şık bana pek mantıklı gelmiyor. Planlı olsa Özkan önceden Nezir'e destek vermek yerine Erhan Kılıç'ı direk aday yapabilecek güçteydi.

Suat Nezir meclis üyesi listesine itiraz ettiyse ve iddialar gibi Özkan ile tartıştıysa, "E kardeşim, onun sayesinde aday olduysan siyasette ona nasıl karşı çıktın?" diye soru da geliyor aklıma.

Üçüncü şık Suat Nezir'in yakınlarının en çok savunduğu şık. Burada Özkan, Deniz Yücel ve Kasım Akdağ'ı suçluyor. Peki durum böyle ise, genel başkanın bundan haberi olmaması mümkün mü? Peki genel başkan bir genel başkan yardımcısı ve il başkanı tarafından kandırılıyor ise genel başkan o isimleri görevden almaz mı ?

Sonrasında yaşananlara baktığımda Suat Nezir ekibinin çok iyi bir algı operasyonu yaptığına, hatta annesinin ağlarken çekilmiş fotoğrafıyla bu mağduriyeti arttırdığına şahit oldum. Peki merak ederek soruyorum;

1- İnsanın annesinin ağlaması bir haklılık göstergesi mi?

2- Hak-Hukuk ve Adalet arayışı geçtiğimiz dönem başkan danışmanı, önceki dönem başkan yardımcısıyken de devam ediyor muydu?

3- Aydoğan Hepdemirgil'in ismi MYK'dan çıktığında ve sonrasında sizin adınız PM'ye getirildiğinde de aynı anlayışla devam ettiniz mi ?

4- Tuncay Özkan sizi desteklediğinde adaletli, başkasını desteklediğinde hakaret edilecek biri konumuna mı geliyor?

Sonuç olarak bu CHP'yi anlamak gerçekten zor. Atama yöntemiyle belirlenen bir aday seçiminde ne hakkı, ne hukuku, ne adaleti arandığını ben çözemedim. Gözüken o ki Suat Nezir ve ekibinin direnci devam edecek. Bu direnç ya Suat Nezir'e ya da CHP'ye kaybettirecek. Burada birleştiricilik görevi tepkilerin odağında olmayan Erhan Kılıç'a düşüyor. Seçim sonucundan daha önemlisi, bu kanayan yarayı bir an önce kapatmaktır.