Hepimizin hayatında zaman zaman hüzün de, mutluluk da stres sıkıntı da vardır. Bu duygular yaşadığımız olayın şiddetine göre bir süre de devam edebilir.

İşinizle, eşinizle, sağlığınızla ya da yaşamın doğal akışına engel olan çeşitli durum ve olaylarla bazen alt üst olabiliyoruz ki bu doğaldır. Zaten çok büyük acı yaşayıp tepki vermemek hiç strese girmemek ve sürekli gülümsüyor olmak çok sağlıklı olmaktan ziyade şizoid kişilik bozukluğunuz olduğunuzu düşündürebilir. Yaşamınızın kötü dönemindeki stres ve  agresyon bunun için doğaldır.

Depresyon durumunda farklı olan ise, hayatınızda olumlu gelişmeler olmasına karşın 'boşluk hissi”, "bunalım” ve hüzün halinin devam etmesidir. önceki dönemlerde sizi sevindiren, teşvik eden olaylar depresyondaysanız hiçbir etki yaratmaz.

Enerji azlığı, huzursuzluk, halsizlik, aşını ya da az uyku, depresyon belirtileri arasında ilk sıralarda sayılmakla birlikte, bu belirtiler depresyonun türüne ve kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir.

Zor olan hüzün, üzüntü, mutsuzluk yaşandığında, bunun depresyon mu, yoksa yaşamın bize getirdikleri mi diye düşünmek ve bir sonuca ulaşabilmektir. Bu depresif durum uzun süre devam ederse, kişiyi stres, öfke ve mutsuzluktan daha da vahim sonuçlara götürebilir.

Etrafımızdaki beş kişiden birinin depresyonda olduğunu düşünürsek, yakın dostları ya da arkadaşları olarak bu durumdaki insanlara yardım etmek de birazda olsa size düşüyor. İyi bir dost, İyi bir tedavinin başlangıcıdır. Depresyonda olduğunu düşündüğünüz arkadaşınıza öncelikle söylememeniz gereken, 'boşver', ya da 'kafana takma sözleridir. Zaten sıkıntılı olan kişi buna içerleyecek ve kendisini çok önemsemediğinizi düşünecektir. İkinci kural, o güne kadar bu durumu yaşamış ne kadar kötü örnek varsa anlatmanız ve onun kendisini bunlarla kıyaslayıp daha da kötü hissetmesine sebep olmanızdır. Üçüncü kural ise ön yargılı olup onun yaptıklarını kötülemek olur. Yani sen de “bunu iyi yapmamışsın”, “öyle söylenir mi ?” ya da “Aaa ! deli misin öyle yapılır mı ?" demek yaraya tuz basma anlamı taşır. Dördüncü kural “ Nasıl olsa bu günler geçer” deyip sorunu ertelemesini söylemek.  Bu durum iyice ağır bir travmaya yol açabilir. Bir dostun yapacağı en güzel yardım onu dinlemek, anlamak, sarılmak, olumlama yapmasını sağlamak, kötü hissetmesine neden olan ortamdan uzaklaştırmak olmalıdır. Eğer yakın çevrenizdekilerde veya sizde, en az iki hafta hayattan zevk alamamak, uyku bozukluğu, unutkanlık, gerginlik, ağlama, iştahta değişiklik, ölüm düşüncesi, kaygıda artış, yaşam kalitesinin düşmesi, üretkenliğin azalması, kişinin ilişkilerinin bozulması gibi şikayetler söz konusuysa bir uzmanla görüşme zamanı gelmiş demektir.

Önce kendinizi takip edin tanıyın, kontrol edin, Geçmeyen negatif durumlar depresyonu tanımlar. Bazı insanların sosyal yaşam ve insanlardan çok etkilenmesi, hassasiyetleri, pesimist olmaları, daha kolay depresyona girmelerine neden olabilir. Yapılacak olan ise bu insanların çok karamsar insanlardan ve olaylardan uzak durmaktır. Depresyonun farkına varmaya başlayan insanın kendi kendine diyecekleri bizi şöyle bir tanıma ulaştırıyor:

"Depresyon dedikleri bu mu? Sanki yavaş yavaş her şeyden ve herkesten vazgeçiyorum."

Unutmayın ki yaşama olumlu bakanlar, depresyona girmezler. Onun için sabah kalktığınızda harika bir gün beni bekliyor, kendimi çok iyi hissediyorum, çok mutluyum' demeyi unutmayın. 21 gün devam edin sonucuna şaşıracaksınız.