Altay deplasmanda kendisi için 3 puandan öte bir karşılaşmaya çıktı. Rakibi lider Giresunspor'du. Üst üste 12 haftadır galip gelen ve bu süreçte sadece 1 gol yiyen bir takım. Dahası 16 haftadır da mağlubiyeti tattırabilen çıkmamıştı. Bu karşılaşmadan galip gelmesi, ligde neler yapabileceğini gösterecekti.
Karşılaşmada en büyük baskı ev sahibi takımda olacaktı. Yenilmemenin yanında, haftalar boyunca Bursaspor'dan penaltıdan yediği gol dışında kalesinde gol görmemenin de baskısı vardı mutlaka. Gol yediğinde galip gelse bile bunu kafasına takıp, üzülebilecek konumdaydı. 
Yeşil beyazlı takımı son haftalarda sadece Menemenspor karşısında izlemiş ve hiç beğenmemiştim. Buna rağmen sahadan 4-0 galip ayrılmışlardı. Hepsini üst üste koyunca Altay için kolay bir maç bile olabileceğini düşündüm.
Altay Süper Lig görmüş oyunculardan kurulu. Bu oyuncular, bir alt ligde oynadıklarından her maça aynı şekilde motive olamazlar. Zayıf gördükleri takımlara karşı rahat oynar, bu yüzden puan kaybeder, güçlü rakipleri karşısında ise tüm güçlerini gösterip, galip gelirler.
***
Mücadele hızlı başladı. Her iki takım da gol pozisyonları buldu. Bazı anlarda Giresunspor çok iyi paslaşmalar yaparak, kaleye gitti. Boş takım olmadıklarını, başarılarını bazı kaliteli oyuncular sayesinde elde ettiğini gösterdi. Çok koştu, çok istedi.
Altay, güçlü rakibi karşısında arta kalmadı, kaliteli oyuncularının çokluğu sayesinde topa sahip oldu, oyunu yönlendirdi, galibiyete daha yakın bir oyun sergiledi. Sadece sahadaki 11 ile değil, yedek kulübesinin de kaliteli olması sayesinde maçtan 2-1 galip ayrılmayı başardı.
***
İlk yarı 0-0 sona erdi. İkinci yarının hemen başında, 47. dakikada, Paixao'dan görmeye alıştığımız bir vuruşla, Erhan golü atıverdi. Kalecinin üzerinden çok güzel aşırttı. Onun böyle yetenekleri var.
56. dakikada ara pasına hareketlenen Balde, kaleciyle karşı karşıya kaldı ve golü attı. Stoperler, ara pası atılmadan hemen önce ileriye çıktı, ofsayt taktiği yaptı. Ama sağ bek Tolga'yı hesaba katmadılar. Ceza alanının en sağında ofsaytı bozan isimdi. Cihan da doğru bir çıkış yaptı, açıyı kapattı ama hamle yapmakta gecikti, yere yatamadan yakalandı.
Galibiyeti getiren gol, Erhan'ın kale içine gönderdiği sert topa, Paixao'nun kafasıyla geldi. Bu golde sakın ola çarptı da girdi demesin kimse. Akıllıca bir kafa vuruşu vardı. Çünkü sert topa kafanı sokarsan, kale dibinden de olsa auta atabilirsin. Portekizli gol kralı topun önüne kafasını koydu, sert topu yumuşak bir vuruşla boş kaleye gönderdi. Vuruşu usta işiydi.
Altay öne geçtikten sonra zamana oynadı, tempoyu düşürmeye çalıştı, başardı da. Süreyi yavaş yavaş eritti, kalesinde önemli tehlike yaşamadan maçı bitirmeyi başardı.
***
Önemli 2 pozisyon vardı. Korner vuruşunda defans yapan Suck, kale önünde topa kafa vuran Eren'i formasından çekti. Buna penaltı verilebilirdi. Bir de Giresunlu bir oyuncunun eline çarpan top var. Bunu iyi göremedim ama burada da siyah beyazlı takım lehine penaltı verilebilirdi.
***
Altay 2-1 önde. Ev sahibi takım atakta. Top köşe gönderine yakın bir yerden taca doğru gidiyor. Topa Giresunsporlu oyuncu hakim durumda. Mehmet Erden arkasından koştu, bacak arasından topa müdahale etmek istedi. Edemezdi. Dolayısı ile faul yaptı. Tehlikeli bir yerden duran top kullanma şansı verdi. Oysa arkasından gitse, rakibini orada sıkıştırsa, zamana oynamaya başladığı takımı adına daha doğru bir iş yapmış olurdu. İyi bir futbolcu, oradan asla rakibini çıkarmaz, sıkıştırır, top kaybına zorlar.
***
Yıllardır görmediğim bir şeye şahit oldum. Son yıllarda sahalara meşale sokulamıyordu. Giresun'da seyircisiz maçta bunu gördük. Kaleci Cihan meşaleyi gidip alıp, dışarıya attı. İmkansız diye bir şey yoktur. Sanırım localardan atılmış. İlginç.


Bazen oynamadan da kazanılır


Göztepe, 75 dakika 10 kişi oynayan Kasımpaşa karşısında, kendi sahasında çok kötü bir oyun ortaya koydu, mahkum kaldı. Buna karşın golü bulan taraf oldu ve karşılaşmadan 1-0 galip ayrıldı.
***
Müsabakaya Kasımpaşa iyi başladı. Yüklendi. Sonrasında oyuna denge geldi. 15. dakikada Luckassen, topa dengesiz bir vuruş yapmak istedi, Ndiaye'nin bileğine denk getirdi. Hakem doğrudan kırmızı kart çıkardı. 
25. dakikadaki Halil'in ceza alanına gönderdiği topa kimse müdahale edemedi. Arka direkteki Ndiaye golü attı. Ön tarafta Jahovic vardı. İleriye koşarken pas geldi. O durmayıp, koşusuna devam etti. Top arkasından geçti. Sanırım ofsaytta olduğu için durup, topa müdahale etmeyi tercih etmedi. Önceden gole mal olmuştu ofsaytta kalışı, bu sefer yırttı. 
Bundan sonra oyunu Göztepe’nin yönlendireceğini düşündüm, yanıldım. Onlar için maç bitmişti adeta. Kontrolü tamamen rakiplerine bıraktılar. Sanki eksik kalan kendileriymiş gibi oynadılar. Fenerbahçe zaferi kutlamaları uzun sürmüş gibiydi.
Konuk takımın gole çok yaklaştığı pozisyonlar oldu. Az da olsa ev sahibi takımında vardı. Biraz bencillik yaptılar. Jahovic solda bomboş Ndiaye'ye pas atmadı, kendi kullanmak istedi, kaptırdı. 3'e 2 eksik yakalandı, Esiti pas vermek yerine şut çekti, kötü vurdu.