4 Nisan'da yayınlanan Birleşmiş Milletler (BM) raporuna göre, süt fiyatlarındaki fiyat artışının tahıl, bitkisel yağ ve şeker fiyat kotasyonlarındaki düşüş ile dengelenmesiyle FAO Gıda Fiyat Endeksi Mart ayında genel olarak sabit kaldı. Gıda ürünleri sepetinin uluslararası fiyatlardaki aylık değişimlerinin göstergesi olan endeks, Şubat ayından itibaren 2 puanlık ve 2018 Mart ayına göre de yüzde 3.6'lık bir düşüş göstererek ortalama 167 puan kaydetti.
Bu ne demek?
Türkiye'de biz, ithal edilen tüm ürünleri de pahalı yiyoruz. Yani dünya geneline baktığımızda onlardan pahalı yememizin nedeni de halkın tabiriyle yabancılar da bizi kazıklıyor...
Bize bir şekilde satılan palm yağı için dünya piyasalarında alışveriş yok gibi, bu yüzden büyük düşüş kaydedildi. Kilit üretici ülkelerde geniş ölçüde ihraç edilebilen arza sahip ve elverişli hasat olasılığı olan buğday ve mısır fiyatlarındaki düşüş sebebiyle, bu ay yüzde 2,2'lik düşüş kaydedildi.
Uluslararası pirinç fiyatları Mart ayında biraz daha sabit kaldı. Bu arada dikkatinizi bir noktaya daha çekeyim, yorumları siz yapın:
FAO Şeker Fiyat Endeksi kilit üretici ülkelerdeki hasatların beklenenden fazla olmasıyla yüzde 2,1'lik düşüş gösterdi.
Bizdeki satılan ama çalıştırılmayan şeker fabrikaları ile bağlantıyı siz kurun...

İzmir Elektrik Fabrikası ne olmak ister?

Bir ara İzmir ayağa kalkmıştı. Araya seçimler girince konu rafa kalktı. Mimarlar Odası İzmir Şubesi, 16 Nisan'da ihaleye çıkılması beklenen 'Tarihi Elektrik Fabrikası'nı kente kazandıracak tasarımlar için mimarlık öğrencilerine yönelik yarışma düzenledi. Oda Başkanı H. İbrahim Alpaslan, yapının kamunun elinden çıkmasına ve olası yıkım kararlarına engel olunmasını istediklerini vurguladı. Oda, yıkılmak üzere olan ve satışa çıkarılan elektrik fabrikası için 'İzmir Elektrik Fabrikası Ne Olmak İster?' başlıklı ulusal öğrenci fikir proje yarışması başlattı.
Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı  H. İbrahim Alpaslan,  konumu, mimari özellikleriyle bir kent değeri olan Tarihi Elektrik Fabrikası'nın  çağdaş bir restorasyonla kamuya kazandırılmasını arzu ettiklerini belirtti.
Bakalım; bu yazıdan sonra, Elektrik Fabrikası Binası'nın değerinin ve potansiyelinin anlaşılması, tüm kentlilerin  kamu varlığı olan bu yapıya yeni bir gözle bakıp sahip çıkmalarını motive edip, dikkatlerini çekebilecek miyiz?
Bakalım sürekli hükümeti destekleyen açıklama yapan İzmirli odalar, sivil toplum kuruluşları, şunlar bunlar ne gibi davranışta bulunacaklar?
Ankara Doğal Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ'nin (ADÜAŞ) mülkiyetindeki 10 bin 720 metrekare yüzölçümlü tarihi elektrik fabrikası  16 Nisan 2019 tarihinde yeniden ihaleye çıkması bekleniyor.

Köprüden önce son çıkış: Konkordato

5 Nisan Avukatlar Günü idi. Bu yüzden avukatların ağzından, örneğin Av. Elvan Çıkış ve Av. YaseminŞener'in ağzından, son aylarda şirketlerin bir bir ilan ettiği konkordato hakkında bilinen-bilinmeyen-yanlış bilinenleri özetleyeyim:
Konkordato, günlük kullanımıyla alacaklılarına borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu için borçluların başvurduğu bir kurtuluş yöntemi olarak tasvir edilmektedir. Peki, bu kavram ticari hayatı etkisi altına alan "konkordato' süreci için yeterli midir?
Basit ve doğru tanımıyla konkordato sürecine; iflas aşamasına gelmiş veya gelme ihtimali ortada olan borçluya verilen son şans diyebiliriz.  Konkordato, kanunda daima yerini bulsa da iflasın ertelenmesine ilişkin hükümler kaldırıldıktan ve 7101 sayılı kanunumuz da yapılan değişikliklerin ardından yeniden hayat bulan bir süreç olarak çıktı karşımıza.

Borç alacak yetkisi

Bilindiğinin aksine sadece sermaye şirketlerine özgü bir çözüm yolu olmayıp şahıs şirketleri hatta şahıslar borçları için bu yola başvurulabilmekte. Vadesi geldiği halde borçlarını ödemede acze düşmüş yahut ödeyememe ihtimali bulunan borçlular ya da alacaklıları yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi'nden 'konkordato' talebinde bulunabilir. Başvurulacak yetkili mahkeme, borçlu şahıs ise ikamet adresindeki Asliye Ticaret Mahkemesi, sermaye şirketi ise şirketin merkez adresinin yargı çevresindeki Asliye Ticaret Mahkemesi'dir.

5 aya uzayabilir

Borçlunun borca bataklığına ilişkin başvuru evraklarını usulüne uygun şekilde tamamlanıp Asliye Ticaret Mahkemesi'ne sunması ile süreç başlamış olur. Mahkeme istenilen evraklarda eksiklik bulunmaması halinde öncelikle geçici mühlet kararı vermekte. Geçici mühlet kararına karşı kanun yolu kapalı. Geçici mühlet süresi üç aydır, gerekli hallerde bu süre iki ay daha uzatılarak beş aya çıkarılabilir...

Suistimal ihtimali

'Konkordato' istekleri 'seçimden sonraya' bırakıldığı iddia edildiği için konuya devam edeyim:
Geçici mühlet sürecinde, konkordato komiserlerinin gözetiminde iflas anlaşması projesine uygun şekilde faaliyetler yürütülür ve bu faaliyetler ilgili mahkemeye raporlanır. Tabiri caiz ise üç aylık süreç, borçlunun yeniden doğabileceğini başta mahkeme olmak kaydıyla, konkordato komiseri ve alacaklılarına ispat etmekle geçmektedir. Vadeye yayılmış borçlarını ödeyebilme imkânına sahip olduğunu ispatlayabilen borçlular için geçici mühlet bitiminde, bir yıl olmak kaydıyla kesin mühlet verilmekte.
Üç aylık geçici ve bir yıllık kesin mühlet döneminde borçluya icra ve iflas takibi başlatılamadığı gibi başlatılan takipler de durdurulduğu için borçlular rahat bir nefes almaktadır. Detaylarına fazlaca inmeden bahsettiğimiz süreç, ticari hayata da bir nebze rahat nefes aldırırken bir yandan da kanayan yara halini almaya başlamıştır çünkü iflas anlaşması sürecinin aktiflik kazanması ile birlikte iyi niyetli şekilde borçlu durumdan kurtulmak için zaman kazanmaya çalışan borçlular yanında suistimal eden birçok firmaya da rastlanmakta.
Bu durumda, vadesinde ödeme yapabilecek borçlular dahi istenilen evrakları usule uygun hale getirerek üç aylık ve bir yıllık süreçten faydalanmaktadırlar.
Böylece tek kalemde ödemek zorunda oldukları borçlarda alacaklılarla anlaşarak indirime gidebilme, taksitlendirme imkânına sahip olmaktadırlar.