Seçim nedeniyle af üstüne af geliyor. Tabii ki bu birçok kişinin işine yararken, bazıları tenkit ediyor. Bu arada yeni öneriler de geliyor. Örneğin; İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır kamuoyunda 'İmar Affı' olarak bilinen 1/944 sayılı tasarı ile kendi kanun teklifinin birleştirilmesini önerdi. Sındır Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada; '03/05/1984 tarih ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair Kanun Teklifi'nin yer almasını istedi. Bu kısmına zaten Haber Ekspres okuyucuları öğrendi. Ama ben konunun önemine binaen olayı daha geniş boyutuyla ele almak istiyorum...

Yani  sadece suyun üzerindeki kısmını bilmeyelim!

Milyonlarca yurttaşımız var!

Ülkemizde inşaat ruhsatı olmadan yapılmış binlerce konut bulunduğunu belirten Sındır; 'Yapı kullanma belgesi olmadığı için kaçak adını verdiğimiz ruhsatsız bu yapılarda oturan milyonlarca yurttaşımız var. Geçmiş dönemde belediye başkanlığı yapmış birisi olarak, bu durumun ne denli büyük bir sorun olduğunu bizzat yaşayarak görmüş birisiyim' dedi.

Önce can güvenliği!

Konuşmasında İmar Kanunu'na aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı olan bu yapıların uygun hale getirilmesinin çok önemli bir ihtiyacı karşılayacağını ifade eden Sındır; 'Yapının sağlamlığı, depreme dayanıklılık ve hepsinden de öte ve önce, bu yapılarda oturan, bu konutlarda oturan yurttaşlarımızın can güvenliğidir' dedi.

Devlet böyle diyemez!

Tasarıda yer alan 'Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır' ifadesinin sakıncalarına dikkat çeken Sındır konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Yapının depreme dayanıklılığı hususu malikin sorumluluğundadır demek yani sorumluluğu vatandaşa bırakıp 'Senindir sorumluluk, ben sana belge verdim mi iş bitiyor' demektir. Devlet böyle diyemez, dememelidir.
Bu doğru bir yaklaşım değildir. Bu çok ciddi bir ihmal haline gelir.'

Bu haklardan yararlanamaması düşünülemez

İmar Kanunu'na aykırı olan yapılarda dayanıklılık ve deprem riski yanında abonelik sorununun da ayrı bir konuyu teşkil ettiğini ifade eden Sındır; 'Ruhsatsız yapılarda oturan yurttaşlarımız elektrik alamıyor, su alamıyor, doğal gaz alamıyor. Çünkü abonelik için başvurduğunda yapı kullanma belgesi isteniyor. Buna sahip olmadığı için bu olanaklardan yararlanamıyor. Oysaki bunlar anayasal haklardır ve hiç kimsenin bu haklardan yararlanamaması düşünülemez. Şimdi, burada iki mesele var. Birincisi yapı sağlamlığı ve imara aykırılık. Bir yapının mutlaka kontrollerinin yapılması ve imara aykırılığın, gözetim ve denetimde İmar Kanunu'nun uygulanması gerekiyor.
Diğeri de elektrik ve su ihtiyacının karşılanması.'

Vatandaşımızın taleplerini karşılıyor

CHP'li Sındır verdiği kanun teklifi ile vatandaşa, 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenecek geçici madde 15'in nefes aldıracağını söyleyerek şunları söyledi: 'Benim teklifim kentsel dönüşüme giren yapıların muvafakat alınmaksızın dönüşüme alınmasını da öneren ancak belirli bir süre içerisinde vatandaşın elektrik, su, doğal gaz taleplerini karşılayan bir düzenleme. Yani vatandaş başvurduğunda o belirli süre içerisinde yapı kullanma belgesinin aranmaması çok büyük bir soruna ve mağduriyete çözüm gelecektir. Ancak İmar Kanunu'nun bu yapılara uygulanmasından geri adım atılmaması konusunda bir kanun teklifiydi. Sadece vatandaşın en temel yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir düzenleme. Bu anlamda kanun teklifine de atıfta bulunarak peşinen söyleyeyim, onun bu tasarının içerisinde yer alması talebiyle huzurunuzdayım.'
Bilirkişi olarak düşündüğüm CHP Milletvekili Prof. Sındır'ın söylediklerine katılıyorum.

DİP EKSPRES

Deniz ticareti hukuku semineri yapıldı

İzmir Barosu ve İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi tarafından  'Deniz Ticareti Hukuku Semineri' düzenlendi. Moderatörlüğünü İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Uluslararası İlişkiler Komisyonu sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. İlke Erol'un yaptığı seminere DEÜ Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Can Göksoy, Gnw Logistics Şirket Ortağı Taner İzmirlioğlu ile Deniz Ticaret Odası Hukuk Müşaviri Av. Ahmet Çalık konuşmacı olarak katıldılar.