İlk açıklama Karabağlar Belediyesi'nden geldi.
Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu adının kullanılarak dolandırıcılık yapıldığına dikkat çekti.
Fırsatçılar, istifçiler, karaborsacılara şimdi de bu tipler katıldı.
Karabağlar Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü'nden aradıklarını söyleyen dolandırıcıların, öğrencilere kıyafet almak için vatandaşlardan para istiyorlar.
Benzer dolandırıcılık olaylarına hemen her kentimizde rastlanmaya başladı.
Biz de 'Aman dikkat!' diyoruz...
Tabii ki bunlar bir kişi değil, çete!
Valilikten izin alınmadan hiçbir şekilde hiçbir kişi ya da kuruluş kesinlikle yardım toplayamaz...
Hani metroda, tramvayda, vapurda, parklarda yanlarında küçük çocuklarla dolaşan ve ellerinde birer kağıt parçasıyla dolaşarak dilenenler var ya, bunlar da buna dahil...
Beşiktaş Belediyesi olmak üzere bazı belediyeler parkları koronavirüse karşı tedbir olarak halka kapattılar.
Dün yazmıştım, İzmir Büyükşehir Belediyesi il dâhilindeki tüm avm'lerin kapatılma kararı aldı ve kararı elden yetkililerine imzalattı.
Özetle: Herhangi bir talepte bulunarak kendilerinden yardım isteyen dolandırıcılara kesinlikle itibar edilmemeli...
Akşam, aklı yerinde diyeceğimiz kişiler dahil bir 'geri zekalılık zincirine' uydular...
Hani bazıları internete gururumuzu ve duygularımızı okşayan, hoşlanabileceğimiz bir görüntü koyuyor ve 'Bakalım kaç kişi seviyor?' ya da benzeri bir cümle yazarak sizlerin o görüntüyü paylaşmanızı yaymanızı istiyor ya bu da bunun gibi bir şey...
Bana da gönderilmiş:
'Gece saat 23.00'ten itibaren kapılarınızı ve pencerelerinizi sıkı sıkıya kapatın, çünkü havadan ilaçlama yapılacak!'
Ve akıllarınca doğruluğunu göstermek için de, 'Havadan ilaçlama Seferihisar'dan başlayacak!' diye not da düşmüşler...
Yahu bu açıklamayı kim yapabilir?
Ya da doğruluk payı ne kadardır?
Hiç mi bunlardan haberiniz yok!
Bayramlarda, özel günlerde, ulusal ve uluslararası spor müsabakalarında ne bileyim maratonlarda, bisiklet yarışmalarında olacağı zamanlarda hangi yolların, caddelerin kaçtan kaça trafiğe kapatılacağının anonslarla, bildirilerle, medya ile duyurulduğundan da bilginiz yok?
Bu arada hatırlatayım:
Bir ara sinekle mücadele için belediyeler havadan da ilaçlama yapıyorlardı.
Hatta bu uçaklardan birini kullanan da, Bornova Küçükpark'tan Levent isimli genç bir hava pilotumuzdu...
Gerçekten 'levent' gibi ya da 'aslan gibi' diye tasvir edebileceğimiz bu pilotumuz önemli bir görev yaparken Konya'da uçağın bir arıza ile düşmesi ile şehit olmuştu...
Bu arada ziraatçılar 'Ne oluyor?' diye ayaklandılar...
Çünkü sinek ya da diğer zararlılara karşı kullanılan ilaçlar, doğanın dengesini bozuyordu..
Faydasından çok zararı olduğu anlaşıldı...
Ve havadan ilaçlama kaldırıldı....
Yani bilgi ve tecrübe her zaman öne çıkıyor...
Her söylenene inanmayalım...
Sorgulamayı mutlaka bilelim:
Düşünme ve bilgi her zaman önümüze geliyor.

DİP EKSPRES

Bazıları için...

Yine anımsatayım:
Düşünmede bazı temel süreçler vardır.
Beş aşaması vardır.
Bu süreçler düşünmenin her aşamasında yer alır, o nedenle, bunlar hakkında bir ön bilgiyi vermek istiyorum.
Temel süreci;
1- Geniş/özel, 2- tahmin etme, 3- dikkat yönlendirme, 4- Tanıma, 5- Hareket!
Bu temel süreçlerin her biri kendi içinde de başka bölümlere ayrılıyor.
Şimdi ders verecek halim yok...
Aklımdan geçtiği için yazdım...
Yani her şey, ya da bilgi o kadar kolay elde edilebilecek bir şey değil, fırından ekmek almaya da benzemiyor...
Bazılarına ders vermek değil de mesaj iletmek için bunları yazdım.

Yüzde 3'dekiler lazım...

Hızımı kesemedim, devam edeyim:
Elektronik üzerine eğitim gören bazı öğrğencilerden basit bir elektrik devresini tamamlamaları istendiğinde bunların yüzde 97'si devreyi tamamlamak için yeterli kabloya sahip olmadıklarından yakındılar.
Sadece yüzde 3'ü, devreyi tamamladı.
Öğrencilerin yüzde 97'si 'kablo' istedi, fakat kablo olmadığı için işi bitiremedi.
Geriye kalan yüzde3'ü ise 'bağlantıyı' geniş, genel ve belirsiz şekilde tanımlıyordu.
Onlar, yeterli kablo olmadığı için bağlantıyı sağlayacak başka bir şey aradılar ve devreyi tamamlamak için tornavida kullandılar...
Başka örnekler de vereceğim ama bu şimdilik yeter...
Laf aralarında anlatacaklarım olacak...

Koronavirüs'e karşı olmazsa olmaz:

Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği (OMÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Sükan, "Ülkemizi etkisi altına alan küresel koronavirüs (COVID-19) salgını nedeniyle ulusal olarak dayanışma ihtiyacımızın olduğu günlerden geçiyoruz. Bu süreçte, sektörümüzün üretimi olan oluklu mukavva (Kutu, koli), toplum açısından vazgeçilmez olan endüstri, gıda, temizlik, hijyen ürünleri ve tıbbi malzemeler gibi acil öncelikli ihtiyaçların ambalajlanmasında, taşınmasında ve depolanmasında kullanılmaktadır. Bu sürecin aksamaması için sektör olarak var gücümüzle çalışıyoruz" dedi.

İşimizden olursak nasıl yaşayacağız?

Gelen mektupta şöyle deniliyor:
'Bu süreçte işimizden olursak nasıl yaşayacağız?'
Sonra şöyle devam ediyor:
'Coronavirüs salgını nedeniyle küçülmeye giden işyerlerinin işçi çıkarmasının çok sayıda insanı mağdur ettiğini belirten Sevgi V, bu süreçte işçi çıkarmanın ve ücretsiz izin vermenin yasaklanmasını talep eden bir kampanya başlattı.
Bu talebi desteklemek için kampanyaya imzanı ekleyebilirsin.
Covid19 Nedeniyle İŞÇİ ÇIKARMAK ve ÜCRETSİZ İZİN VERMEK Yasaklansın!
Salgın nedeniyle işyerlerinde küçülmeye giden veya zorunlu kapatılan işletmelerin çalışanları, haksız olarak ücretsiz izinli sayılıyor veya işten çıkartılıyor.
İnsanlar nasıl ihtiyaçlarını karşılayacak para bulacaklar?
Buna dur demek için lütfen kampanyayı imzalayıp, sesimizi duyurmamıza yardımcı olun.'