Göztepe, puandaşı BB Erzurumspor'a konuk oldu. Politik olarak ayrı kulvarlarda olan insanların, konu Türkiye ve insan olduğunda bir bütün olabileceğini gösteren günler yaşıyoruz. Hemen hemen tüm spor takımları İzmir'in yanında olduğunu gösterdi. Ev sahibi takım da seremoniye İzmir depremine özel hazırladıkları formayla çıktılar. Sırtlarında da sanırım hayatını kaybedenlerin isimleri vardı; orasını görme imkanım olmadı.
***
Bu maçı Göztepe üzerinden değerlendirmem lazım ama oyunun kaderini belirleyen takım BB Erzurumspor oldu.
Neden ev sahibi takım oldu? Çünkü Göztepe olağandışı bir şey yapmadı. Etkili bir oyun oynamadığı gibi kötü de oynamadı. Mavi beyazlı takım ise çok kötü bir performans sergiledi. Tutukluk vardı. Keleci Fernolle, yerden yavaşça sekerek gelen topu tek elle tutmak istedi, elinden kornere çıktı. Zemine suç atsa da asıl suçlu kendisiydi. Beğendiğim bir oyuncu olan ama bir türlü kalıplarını kırmayı başaramayan Emrah, rahat pozisyonda topu ayağından açıp, auta gitmesine neden oldu. Hızlı hücumda az adamla yakalamışken, yine ayaklarından açtıkları toplarla pozisyonları hiç ettiler. Çok basit çalım yediler. Örneklerle karışık durum bu idi. Unutmuşum ekleyeyim; topa aynı anda iki kişi girip, birbirlerini bozdukları da oldu. Ek yaptıkça aklıma geliyor. Şut vurmak isterken ıska da geçilmişti, ceza alanı hemen önünde. 
El vitesi çekik rakibine Göztepe üstünlük sağlayamadı. Pozisyona girmekte zorlandı. Zaman zaman olmayacak yerlerden top çıkardılar, ceza alanına girip çizgiye indiler. Burası güzel ama... Ceza alanına girdiğinde kafasını kaldırıp boştaki adamı görüp, pas atan da yoktu neredeyse. Gözler topta, ezbere kale içine pas. Hele hele Ndiaye bomboşken kaleye yakın mesafeden rahatça topu düzeltip, bakarak adrese pas atacak vakti vardı, acele etti. Bunun yanında açısını düzeltip, kaleye bile vurabilirdi. Attıkları golde de Halil orta yapıyor, rakibin ayağına çarpıp da Ndiaye'nin üzerine geliyor.
***
Orta sahada geçen bir müsabaka oldu daha çok. Kaleden uzak. Kalecilere az iş düştü dersem yanılmam. Tempo yavaştı. Kötü günlerden geçiyoruz. Kovid kasıp kavuruyor ortalığı, bu yüzden maçlar iptal ediliyor. Bu yetmezmiş gibi yaşanan depremler, moralleri epten yerle bir ediyor. Evden dışarıya çıkmaya bile korkuyoruz. Hayat tamamen can sıkıcı oldu. Bu esaret içinde geçen günlerde iyi futbol beklemek hata olur. Akıllar başka yerde, moraller dipte.
Karşılaşma 1-1 beraberlikle sona erdi. Hakkı da beraberlikti zaten.
***
22. dakikada Gassama'nın yerine oyuna giren Nwobodo, orta saha oyuncusu olmasına rağmen defansın sağında oynamak zorunda kaldı. İlk taç atışını hatalı kullandı, sonra Emrah'a biraz sert girerek hakemden uyarı aldı. Ancak kötü başlasa da, sahada en beğendiğim oyunculardan oldu, sürati ile kademelere zamanında girdi, rakibinin ayaklarından toplar kaptı. Bu maç mevkisinin değişmesine neden olabilir.
Burekovic rakibini kaçırdı, arkasından gelip topa müdahale etmek istedi. Topu saklayan Muhammed'in ayağına temas edince penaltıya sebebiyet verdi. Ceza alanında yüzde yüz emin olmadan topa müdahale edilmez. Yapması gereken, yetişip omuzunu dayayarak rahat vurmasını ya da pas atmasını engellemekti.
Poko, penaltı öncesi oyuna girecek, defans sağlama alınacaktı. Skora denge gelince İlhan Palut farklı taktiğe geçti, oyuna almaktan vazgeçti.
***
Çok centilmence geçen bir müsabaka oldu. Gassama, Emrah'ın önündeki topa müdahale ederken sakatlandı. Net pozisyon yakalayabilecekken Emrah, topu taca atıp, büyük bir centilmenlik örneği gösterdi. Alkışlamak gerekir. Ama futbolda bu tür sakatlıklar sürekli oluyor. Oyuna devam etse asla eleştirmezdim. Çünkü Gassama'nın gelişi biraz sertti ve biraz da kontrolsüz girdi. Sadece hayati tehlikenin olabileceği durumlarda oyunun durdurulması gerekir.
Centilmenlikten devam edeyim. Oyunda 2 sarı kart çıktı, o da aynı oyuncuya. 89. dakikaya kadar hiç bir şey yokken, o dakikada ve 90+5'te, Sadiku iki sarı kart gördü ve oyundan atıldı.

Bandırma oynadı, Giresun kazandı

Bandırma'da o alıştığımız kuvvetli rüzgar vardı yine. Bandırmaspor karşılaşmaya rüzgara karşı başladı. Böyle durumda rüzgarı arkasına alan takımın daha atak oynaması beklenir. Hiç de öyle olmadı. Giresunspor, kendi yarı alanına çekildi, topu rakibine verdi. Bandırmaspor boşluk aradı da aradı. Pas yapıp durdu, bir türlü boşluk bulamadı. Bu yüzden ceza alanına bile yaklaşamadı. 
İlk yarı kalecilere ya 1 ya da 2 kere iş düştü. Tek pozisyon vardı, onda da defans arkasına atılan uzun pasta Balde, geriden gelip iki oyuncuyu geçti, topu alıp ceza alanına girdi, vuruşunu yapıp golü attı. 
İkinci yarıda da tek kale maç vardı. Rüzgarla oynayan Bandırmaspor, kaleye gitmeyi bu sefer başardı ama pozisyon bulmakta zorluk çekti. %73 topa sahip olmasına rağmen, üretememesi nasıl açıklanabilir, bilemiyorum. 
Giresunspor'un bu maça özel taktik belirlediği açıktı. Poke'nin üzerine oynadılar, boş bırakmadılar, adeta sahadan sildiler. 
***
80. dakikada Erkan'ın ortasına Berat vole vurmak istedi, top ayağına istediği gibi oturmadı. Çünkü önündeki rakip oyuncu kafaya çıkmıştı. Futbolcular böyle durumlarda tamamen topa odaklanabilmeli, başkasının hareketlerine aldırmamalı. Gole yakın futbolcular, bu tarz pozisyonlara çok çalışır, bilinç altlarına yerleştirerek, aşmasını başarır. Berat 27 yaşında. Bu da gösteriyor ki zamanında hiç çalışmamış.

Kovid Altay'ı çok etkilemiş

Cuma akşamı Altay ile Balıkesirspor arasında oynanan müsabakayı izledim. İnternete koyma fırsatım olmadı, ben de pazartesi günü çıkacak gazetemizdeki köşe yazımın altına eklemeyi uygun gördüm.
Koronavirüse teslim olan takımlardan biri Altay'dı. 2 hafta aranın ardından ligde ilk maçına çıktı. Buna rağmen evinde oynadığı bu karşılaşmanın mutlak hakimiydi. Bandırmaspor ile Giresunspor maçının neredeyse aynısı oldu. Ama siyah beyazlı takım pozisyona girdi, golü bulamadı. 
Konuk ekip ilk kez kaleye gittiğinde 35 dakika geride kalmıştı. Ezeh, Lokman'la birebir kaldı, rahatça geçip kaleye gidip, golü attı. 
Altay beraberliği yakalasa da, galibiyeti ararken kalesinde yine golü gördü. Bu sefer tekrar beraberliğin peşine düştü, 3. golü yedi ve maç 3-1 sona erdi.
***
Kaliteli ayakları olan Altay'da defansın ağır oyunculardan kurulu olması, gol yemesine sebebiyet verdi. Rahat adam eksilten oyuncuların, final paslarındaki eksikliği de gol atmasını engelledi. 
Balıkesirspor, defans yaparak rakibini durdurabileceğini düşündü. Ancak bu kalesinde pozisyonlar görmesine çare olmadı. Oynadığı oyunda beraberlik bile çok başarılı bir sonuç olacakken, 3 golle galip gelmesi, mucize gibi bir şey oldu.