FATİH ÖZKILINÇ- Fiyatlara gizli zam yaparak haksız kâr artışı sağladıkları gerekçesiyle kısa süre önce akaryakıt dağıtım şirketleri hakkında inceleme başlatan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) iki ay süreli tavan fiyat uygulaması getirdi. Karar sektörde tepkilere neden olurken Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası(PUİS) İzmir Şube Başkanı ve İZTO Meclis Üyesi Onur Yaman ve İZTO Akaryakıt, LPG ve Madeni Yağlar Grubu Meclis Üyesi Saffet Erdil tavan fiyat uygulamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

"Zor ayakta duruyoruz"

Kararın bayileri rahatsız ettiğini ifade eden PUİS İzmir Şube Başkanı ve İZTO Meclis Üyesi Onur Yaman, "Pandemi döneminde bayiler çok ciddi satış kayıplarına uğradı, zor ayakta duruyoruz. Kârların bu şekilde tırpanlanmasından rahatsızız. Sektörde istediğimiz kâr oranları yok. Geriye dönüp 10 yıl öncesine baktığımızda kâr oranları ile bugünkü kâr oranları enflasyonu bile üzerine ekleseniz bugünkü kâr oranlarımız olması gerekenin altında. EPDK ile ana dağıtım şirketleri arasında kar oranlarıyla ilgili bir çekişme var. Ülkemizde yüksek bir enflasyon oranı var. Akaryakıt fiyatlarındaki artışlar, enflasyona doğrudan etki eden sarf malzemelerden bir tanesi. Akaryakıt fiyatlarının yükselmesini frenlemek adına hükümetimiz çeşitli yaptırımlarda bulunuyor" dedi.

Asla doğru değil


Uzun bir süredir devletin ÖTV'nden de vazgeçerek "eşel mobil" sistemine geçtiğini ifade eden Yaman, "Devlet bu sistemle fiyatların yükselmesine engel oluyordu. Bu uygulamanın arkasında olduk. Biz fiyatların artmasının taraftarı değiliz. Çünkü; fiyatlar arttıkça tüketim azalıyor, sektörler zorlanıyor. Akaryakıt aslında tüm sektörlerde ana malzemedir. Biz fiyatların artmasını arzu etmiyoruz ama dövizin, petrol varil fiyatlarının artması bu sonucu doğurdu. Hükümet burada 'eşel mobil' sistemini devreye alarak bir nebze olsun fiyatları üzerindeki ateşi almıştı. Bu da yeterli olmadı ve sektörün kârlarına müdahale etmek zorunda kaldı. Biz buna karşıyız, daha öncede bu uygulama yapılmıştı. Serbest piyasaya bir müdahaledir, asla doğru bir uygulama değildir" şeklinde konuştu.

Yıkıcı karar


EPDK katılım payından feragat edilmeyerek, kârları düşürerek akaryakıt fiyatlarının düşürülmeye çalışıldığını belirten Yaman, "Bayi kesimi olarak en çok zararı biz görüyoruz. Kovid-19 salgının ilk başladığında yüzde 50-60 satış kayıplarına uğradık. Daha sonra normalleşme kararlarıyla yüzde 30 satış kayıpları oldu. Pandemi döneminde işini zor döndüren bayiler kârların azaltılmasıyla beraber zor bir döneme girdi. Bu karar bayi kesimi için yıkıcı bir karar. İşini döndüremeyen, satış potansiyeli düşen bayiler eleman çalıştırmadan, istasyonda yatıp kalkıp baba, oğul çalışarak hayatını idame ettirmeye çalışacak" dedi. Tavan fiyat uygulamasından önce EPDK'nun ana dağıtım şirketlerine bir uyarıda bulunduğunu da kaydeden Yaman, ana dağıtım şirketlerinin uygulama öncesinde kâr oranlarını realize ederek bu karara engel olabileceğini söyledi.

Göz ardı edilebilecek bir sektör değil

Sektörün ayakta zor durduğunu vurgulayan İZTO Akaryakıt, LPG ve Madeni Yağlar Grubu Meclis Üyesi Saffet Erdil ise "Sektörümüz uzun yıllardır Türkiye'deki işleyişin ciddi bir sorumlusudur. Pandemi döneminde sektörümüz ve sektör çalışanları kayıtsız şartsız sağlık çalışanları gibi gece gündüz hizmet verdi. Sektörümüz dolaylı vergi tahsilâtıyla ilgili olarak da lokomotif bir görev üstleniyor. 13 bin tane akaryakıt istasyonu, Türkiye'de dolaylı verginin yüzde 26'sını tahsil edip devletin kasasına teslim ediyor. Bir istasyonda ortalama 14 kişi çalışıyor. Yaklaşık 150 bin insan bu sektörden ekmek parasını kazanıyor. Geçen yılın mart ayından bu yana asgari ücretin geldiği noktaya bakın. Bu dönemde devletin ana dağıtım şirketleriyle beraber bize tahsis etmiş olduğu kâr oranı 80 kuruştu. Bu 80 kuruşun belirli bir kısmı bayilere, yüzde 45'i ise ana dağıtım şirketlerinde kaldı. Böyle bir müdahale ile bu oranın nereye düşeceği ile ilgili bir hesaplama yapmak lazım. Günde 7 bin litre mal satan bir istasyon eskiden kendini amorti ediyor, maliyetlerini çıkarıyordu. Bu durumda 7 bin litre mal satan bir istasyonun ayakta durması mümkün değil. İstasyonlarda sebze satsak daha fazla kâr elde ederiz. 7 bin litre mal satan bir istasyon, 12-14 kişi çalıştırıyor. Personel maliyetleri 50 bin lirayı buluyor. Elektrik, su, kirayı da düşündüğümüzde sıfırın altına düşüyoruz. Ümit ederiz ki devlet bu işi biraz daha objektif değerlendirir. Bu sektör, göz ardı edilebilecek bir sektör değil" diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi