Ali Budak- Döviz kurundaki dalgalanma sonrası girdi maliyetleri çok artan hayvancılık sektörü süt fiyatlarında artış bekliyor. Dolar kuru 5 liralarda iken sütün litresinin 1 lira 70 kuruş olmasını isteyen süt üreticilerinin dolar kurunun 6,5 liraya yerleşmesiyle girdi maliyetleri de arttı. 70 TL olan bir çuval hayvan yeminin döviz kurundaki dalgalanmanın ardından 85 TL'ye yükselmesi de gözleri fiyatların yükselmesi noktasına çevirdi.

 

Sanayici zammı katlıyor

Çiğ süte zam yapılması isteğinin son derece doğru olduğunu belirten Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Raşit Uysal, "Çünkü döviz kurunda yaşanan bu artış nedeniyle üreticilerin maliyetleri çok arttı. Çiğ sütün maliyetinin yüzde 70'i yem maliyeti. Özellikle yem katkı maddeleri yurtdışından dövizle geldiğinden maliyetleri de çok yükseltti. Yani üreticinin maliyeti arttı. Bu maliyetin karşılanması için zam yapılması gerekir. Ağustos'ta yapılan zam normaldi. Ancak süte yapılan zam sonrası tereyağı, yoğurt ve peynire yapılan zammın nedeni ise sanayiciler. Ulusal Süt Konseyi'nin kararı değil. Şimdi sanayici ile üretici bir araya geldiğinde çiğ süte 20 kuruş zam yapıldığında bunun peynire maliyeti 1,5 lira oluyor. Üreticinin aldığı zamdan daha fazlasını sanayici ürününe yapıyor. Bu ise direk tüketiciyi etkiliyor. Süte 15 kuruş zam yapıldığında bunun peynire yansıması direk 7 katı oluyor. O da 1 lira 5 kuruş yapıyor. Çünkü 7 kilogram sütten 1 kilogram peynir yapılıyor. Süte 20 kuruş zam yapıldığında peynire maksimum 2 lira zam yapılması beklenirken 5-6 lira zam geliyor. Çünkü sanayici direk bu noktadan kar yapmayı amaçlıyor. Son bir yılda peynir fiyatlarına yüzde 60'ın üzerinde zam yapıldı. Dolayısıyla bu da tüketiciyi etkiliyor. Ancak sanayici 5-6 lira arası yapıyor. Bunun sorumlusu sanayicilerdir. Çözümü ise kooperatifleşme" dedi.

"Böyle devam ederse üretici bitecek"

Dövizde yaşanan artış nedeniyle süt üreticilerinin de maliyetlerinin arttığını ve üreticinin zam istediğini söyleyen Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eksiyörük, "Şu anda süt fiyatında herhangi bir artış görünmüyor ancak en son 2018 Üğustos ayında 1,7 TL/litre yapıldı. Ancak bu tabi ki üreticiyi memnun etmedi. Çünkü üreticinin 1 litre süt ile 1,3 kilogram yem alması gerekirken, süt fiyatındaki artış henüz daha uygulanmadan yeme gelen yeni zamlarla süt ve yem fiyatı aynı seviyeye geldi. Çünkü 1,7 TL'ye satılan sütlerden üreticinin cebine ancak 1,6 TL giriyor, yemin de kilogram fiyatı 1,6 TL oldu. Seyirci kalınırsa bu şartlarda üretici bitecek, sanayi bitecek, tüketici büyük zarar görecek. Ülkenin ekonomisi bitecek ve Türkiye ithalat ile daha da dışa bağımlı hale gelecek. Çok yazık!" dedi.
 

"Maliyetlerin artışı süt üreticilerini besiye döndürebilir"

Uysal, girdi maliyetlerinin artışının süt üreticilerini besiye yönlendirip yönlendirmeyeceğine yönelik ise şöyle konuştu: 2009-2010 yılında ülkede çiğ süt sorunu yaşandı. O zaman maliyet sorunu yoktu ama Türkiye'ye buzağı maması adı altında süt tozları girdi ve bunları sanayi kullandı. Bu da süte olan talebi azaltarak fiyatı 70 kuruştan 40 kuruşa düşürdü. Üretici de sütten kazanamayınca hayvanlarını kasaba yolladı. O dönem 1 milyon anaç inek (doğurgan) kasaba gitti ve arkasından da et krizi başladı. Bu durum şimdi de yaşanabilir. O nedenle de üreticinin kazanabileceği bir sistem ortaya konmalı. Çünkü üretici kazanmadığı işi neden yapsın. Bir de bizim üreticimiz fedakâr ve emek yoğun çalışır. Bizim üreticimiz kriz halinde bile 10 sığırı varsa 2'sini satar ve 8 sığırıyla üretimine devam eder. Bu nedenle de özellikle küçük aile şirketlerinin desteklenmesi gerekiyor. Bu aile şirketlerinin de kooperatifleşme sayesinde büyütülmesi gerekiyor. Eğer üreticilere para kazandırmazsak Türkiye gıda egemenliğini yitirecek. Türkiye, 2010 yılından itibaren canlı hayvan ve karkas et ithalatına 7 milyar dolar verdi. Eğer bu parayı üreticiye verilseydi şu anda belki de hiç hayvan sorunumuz olmayabilirdi. Türkiye'nin artık üretmekten başka bir çaresi yok. Eğer üreticiler üretmeye devam ederse gıda egemenliğimizi yitirmeyiz. Yoksa her şey için çok geç kalabiliriz.



"Pahalılığın çözümü kooperatifleşme"

Sanayicilerin peynir, tereyağı ve yoğurda yaptıkları zamların çözümü olarak kooperatifleri gösteren Uysal, şöyle devam etti: Türkiye'deki bütün üreticilerin birleşmesi ve kooperatifleşmesi gerekiyor. Bu sadece sütte de değil. Elma, kayısı, pamuk, incir, zeytin vb. gibi bütün alanlarda kooperatifleşmenin yaygınlaşması gerekiyor. Bu olmadıkça da bu işler hem üreticinin hem de tüketicinin aleyhinde gelişiyor. Üretici kooperatifleştiğinde alacağı hammadde de güçleniyor. Bunun dışında üyelerinin ürünlerini de pazarlıyor. Örneğin, ürettiği inciri tüccarın alıp almamasını beklemeden direk kooperatif pazarlık yaparak, üreticinin daha çok kazanmasını sağlıyor ve piyasayı da regule ediyor. Bir an önce çözüm için kooperatifleşme gerekiyor. Çünkü üretici bu şartlarda açıkta kalıyor. Üreticiden ucuza alınan ürünlere ise tüketiciye gelene kadar ciddi zam yapılıyor ve karlı satılıyor. Bu durumdan ise hem üretici hem de nihai tüketici zarar görüyor.

Editör: Haber Merkezi