Burcu Özkan - Türkiye'nin ürettiğinden daha fazla tüketen bir ülke olduğunu söyleyen Kestelli, "Nitelikli üretimi teşvik etmeli, markalaşmaya yatırım yapmalı, kilogram başına ihracat fiyatımızı yükseltecek alanlara ağırlık vermeliyiz. Bu anlamda İzmir'in, yetişmiş insan gücüyle, ulaşım alt yapısıyla, köklü ticaret geçmişiyle ve iş yapma kültürüyle her zamankinden daha fazla öne çıkacağı bir döneme girdiğimizi düşünüyorum. Son yıllarda ciddi oranda beyaz yakalı göçü alan kentimiz, geleceğin ekonomisi inşa edilirken kilit rol üstlenebilecek bir potansiyele sahip. Bizler de, kurumlar arası güç birliği ve dayanışma ile bu sürecin en verimli şekilde ilerlemesi adına üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek için aralıksız olarak ve kararlılıkla çalışıyoruz" şeklinde konuştu.

2018'de tarımsal üretimde yüksek kalite ve yüksek verim ile üretim konularında önemli adımlar atıldığının altını çizen Kestelli, Tarım 4.0 alanında, Ege Üniversitesi ile yaptıkları ortak çalışmanın meyvesi olan 'Türk Tarımının Global Entegrasyonu ve Tarım 4.0 Raporu'nun, bilişim teknolojilerindeki gelişmelere paralel olarak yaşanan büyük dönüşümün bir yol haritası niteliğini taşıdığını söyledi. Bu raporun ardından da yine Ege Üniversitesi ile yeni bir işbirliğine imza attıklarını hatırlatan Kestelli, "Akıllı tarım uygulamaları, tarımsal üretimde yüksek kalite ve yüksek verim ile üretim konularında birlikte hareket etme kararı aldık. Bu işbirliği çerçevesinde Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin Menemen Araştırma, Uygulama ve Üretim Çiftliği'nin sürekli eğitim merkezi olması ve tüm Türkiye'ye örnek olacak, ileri tarım teknolojilerini uygulayan akıllı çiftlik formatında bir modele dönüşmesi için çalışacağız" diye konuştu.

Gıdaların yüzde 30'u çöpte

Son 10 yılda tarım alanlarının yüzde 5'inin kaybedildiğini ifade eden Işınsu Kestelli, marjinal tarım alanları değil verimli tarım alanlarının kaybedilmesinin son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Kestelli, "Sayın Bakanımızın 2019 hedeflerinde 2 milyon hektar alanın tarıma kazandırılacağını duyurması da bu anlamda bizleri mutlu etti. Sadece Türkiye'de değil dünyada da doğal kaynakların aşırı tüketilmesi ve gıda atıkları en önemli sorunlar. 2050'ye kadar gıda üretiminin yüzde 70 artması gerekiyor. Oysa bugün, üretilen gıdaların yüzde 30'u çöpe gidiyor. Diğer bir ifade ile tarım alanlarının üçte biri çöp üretimi için kullanılıyor. Ancak bu kadar israfa rağmen her 9 kişiden biri açlık çekiyor. Artık sadece üretim, verim ve kalite artışına odaklanmak yeterli değil... Tarımsal üretimin en az çevresel zararı yaratacak biçimde planlanması da çok önemli. Tarım ve gıda sektörünün ekolojik ayak izi epey büyük. Tarım, küresel karbon salınımında büyük paya sahip. Temiz su kaynaklarının yüzde 70'ini tarım kullanıyor.  Tarımsal aktiviteler iklim değişiklerine önemli etki yapıyor. Küresel olarak sürdürülebilir bir gıda sistemi kurmak istiyorsak, tarımda temiz ve akıllı üretim sistemlerinin kullanılması şart" dedi.

İklim değişikliği, kontrol altına alınmalı

İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz ise, Dünyadaki iklim değişikliği ve küresel ısınmaya dikkat çekti. 'İklim değişikliğinden etkilenen en hassas sektör tarımdır' diye konuşan Kocagöz, "Yağış rejimindeki değişiklik, ekim ve hasat sezonlarını bozuyor. Ayrıca, farkındaysanız sert geçmeyen kışlar da bazı zararların kontrolden çıkmasına neden oluyor. Geçtiğimiz sezon atılan zirai ilacın miktar artışının sanırım hepimiz farkındayız. Önlem almazsak; siz tarım ile geçinen iş arkadaşlarım, yıldan yıla bu garip dengesizlikleri daha çok hissedeceksiniz. Çünkü iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden biri Akdeniz Havzası" dedi.

Borsa beklediğinden fazla kazandı

2018 yılının gelir ve giderlerinin görüşüldüğü toplantıda, 2019 yılınında bütçesi belirlendi. İzmir Ticaret Borsası'nın 2018 yılı bütçesi 14 milyon 400 bin lira olarak oybirliği ile kabul edildi ve 2019 yılı için 19 milyon lira bütçe tahmini yapıldı.
İTB'nin bütçe tahminine ilişkin yapılan açıklama şu şekildeydi: Geçtiğimiz yıl 14 milyon liralık bir bütçe yapılmıştı. 24 Aralık 2018 itibariyle gelirlerimiz 19 milyon 520 bin lira olarak gerçekleşti. Bu öngörümüzün oldukça üzerinde bir rakam. Bunun için de Borsa İstanbul iştirakimizden gelen 2 milyon 80 bin liralık bir temettü geliri var. Bu öngörmediğimiz bir gelirdi. O yüzden gelir gerçekleşmemiz bu kadar arttı. Temettü rakamını çıkardığımızda 16 milyon 30 bin gelir gerçekleştiğini görüyoruz. 14 milyonluk bütçe ile yaklaşık yüzde 16'lık bir gelir gerçekleştirdik. Giderde şu anki durum ise 12 milyon 342 bin lira. 14 milyon 400 bin TL'ye yakın ama yılbaşına kadar bu rakama da yaklaşır diye düşünüyoruz. Bu yıl için yaptığımız bütçe tahminimiz ise 19 milyon lira yönünde. 16 milyon gelir gerçekleşmesi üzerinden hesaplarsak yüzde 13, 14 milyonu baz alırsakta yüzde 32 oranında bütçeyi arttırmış oluyoruz. Son 10 yıllık performansımıza baktığımızda gelir ve gider gerçekleşmesi oldukça iyi durumda. Gelirler yüzde 104, giderler de yüzde 93 oranında gerçekleşti bu 10 yıllık süreçte.