Simge Özden-1 Ocak'tan itibaren uygulamaya konulacak uygulamaya konulacak bireysel emeklilik sistemi ile çalışanlar otomatik olarak sisteme dahil edilecek. Bireysel Emeklilik Sistemi Uzmanı Özgür Şişik bireysel emeklilik sisteminin üç bacağı olduğunu belirterek şunları söyledi: 'Bireysel emeklilik sistemi genelde sosyal güven çatısı altında değerlendirilir, ama biz tasarruf, yatırım ve emeklilik bacağı ile tanırız. Devlet neden bunu getirmek istiyor diye sorarsak, devlet şu an tasarruf kısmıyla ilgileniyor. Amaç daha fazla para toplamak ve tasarruf oranlarını yukarı çekmek. Toplamış olduğumuz bu paraları emeklilik yatırım fonlarında değerlendiririz. Bu yatırım bacağı. Uzmanlık gerektiren kısmı da burası. Kişi sisteme girdiği zaman emekli oluncaya kadar hep yatırım yapar. En son kısmında kişi isterse ve şartları sağlamış ise emeklilik bacağı. Yani üç bacak üzerinden ilerler. Sistem özünde emeklilik sistemi olarak tanımlanır. Bu zamana kadar uygulanan sistem; gönüllü kıstasına bağlı sistem. Kişiler gönüllü olarak sisteme katılıyorlardı. 13,5 yılda yaklaşık 6,5 milyon katılımcı eski tabiriyle 58,5 milyon katrilyon fon büyüklüğü yakaladık. Bunun için de devlet 2013'ten sonra katkı vermeye başladı. Hal böyle olunca devletin de tasarruf ihtiyacı ile birlikte işe otomatik boyutu geldi. Bireysel emeklilik yasası 4632 sayılı yasa gönüllü demesine rağmen devlet yeni bir tür oluşturdu. Buna şöyle demek doğru olur. Birinci tür ferdi katılım dediğimiz sokaktaki vatandaşın bu ürünü alması, ikincisi grup katılımlar dediğimiz türler. İsteğe bağlı gruplar, işverenler tarafından yapılan gruplar. Şimdi üçüncü bir grup daha çıktı. Bu da otomatik katılım esaslı emeklilik sistemi'

Devletin bakışı tasarruf kısmına

Bireysel emeklilikte devletin tasarruf kısmına odaklandığını belirten Şişik, sözlerine şöyle devam etti: Sistemin sosyal güvenlik içinde yerleşmesi, kişilerin emekli olduğu dönemde ek gelir sağlayabilmesi amacını taşır. Sermaye piyasası emeklilik fonları bacağına bakar. Bundan sonra göreceğimiz de sistemin zorunlu olduğu kısım. Her yıl da buna yaklaşık 800 bin civarında katılımcı olacak. Şu an 2017'deki sayı da çok değişiyor. Normalde 13 milyon kişiyi bağlıyor ama 4,5 milyon ila 7,5 milyon arası bir trafik olacak. Biz buna 5 milyon civarında gerçekleşir diyoruz. Kötümser bakıyoruz. 5 milyon yeni sözleşmenin kurulması demek 13,5 senede 7 milyon sözleşme kurduk, 5 milyon daha gelirse 12 milyon sözleşmeyle 2017 sonunu kapatmış olacağız. Bu inanılmaz bir sıçrama demek. 13,5 yılda yaptığımız iş dışında çok daha farklı şeyleri konuşuyor olacağız. 
Bireysel emeklilik sisteminin artıları ve eksilerinden de bahseden Özgür Şişik, 'Burada da üç bacak var yine. Bir tanesi çalışanlar kısmı. Çalışanlar kısmı seçici değil zorunlu oluyorlar. İşveren bunu sağlıyor. İşveren planı yapacak, şirketi seçecek, parayı kesecek. Çalışanlar zaten otomatik olarak sisteme giriyor. 2 ay içerisinde de cayma hakkı var. 2 aydan sonra da ayrılma hakkı var. Peki bu ayrılma koşulları nasıl olacak? İşle değişikliği nasıl olacak? Bir de üçüncü kademe anlamında otoriteyi koruyorsunuz. Otorite de denetleyici rolünde. İşveren rolünü oynuyor mu? Çalışan hak ve yükümlülükleri takip ediliyor mu? Sistemin aktörü olan emeklilik şirketleri bu konuda başarılı mı? Teknik altyapı uygun mu? Otorite de tepede duruyor ve bunu kontrol etmeye çalışıyor' dedi. 

İşveren katkı sağlamayacak

Avantaj ve dezavantajlara sanırım yurtdışı üzerinden bakmamız bize daha yardımcı olur. Söylenmeyen bir şey var. Bizde biliyorsunuz işveren bu işin içine katkı sağlamıyor. Sadece çalışandan para kesilerek sözleşme kuruluyor. Dünyadaki bütün başarılı modellerde işveren işin içinde ve alıştırabilmek için işverenden yüksek kesinti yapılıyor. Örneğin yüzde 5 işverenle başlıyor. Yüzde 1 çalışan olarak ödüyor. Gelecek sene işveren yüzde 4'e düşüyor. Çalışan yüzde 2'ye çıkıyor. Diğer seneler bu şekilde devam ediyor.Teşvik veya alıştırma modeli böyle. Bizde böyle bir şey yok. Hep İngiltere modelini örnek verirler. Bize örnek verilen model 2011 senesinde değiştirildi. 10 sene civarı sistemi test ettiler ve başarısız oldu. İşveren işin içinde yoktu. Bizde uygulanması planlanan sistem de İngiltere'nin uyguladığı ve sonunda başarısız olduğu sistem olacak. İngiltere'de de insanlar devam etmek istemediler. Uygulamaya 13 milyon insanı dahil edeceğiz. Biz 13 milyon insandan 5 milyon kalacağız diye tahmin ediyoruz. 8 milyonu gidecek. Neden gidecek? Birincisi, kişi 'Ben paramdan para çekilmesini istemiyorum', Maaşımı tam almak istiyorum' diyecek. İkincisi, insanlara doğru anlatılmayacak. Neye sahip olduğunu bilmeyecek. 'Zorunlu, yapıyoruz' diyecekler. 5 milyon kişi olsa ve bunlar yılda bin lira ödeseler 5 milyar lira fondan bahsediyoruz demektir bu' dedi.

Minimum kesinti 50 TL

Şişik kesintinin minimum 50 lira civarında olacağını belirterek, brüt ücretin yüzde 3'ü oranında olacak ve bunu yüzde 6 'ya kadar çıkarabilecekler' dedi. Mevzuatta bir sınır koymuyorlar. Alt sınır belirlenmiş yüzde 3'ün brüt 1600 küsür yüzde 3'ünü alsanız 48-49 lira olacak. 2017'de de yeni bir asgari ücret açıklanacak. O rakam baz alınacak'

Kesintiler direkt yansıyacak

Yapılan kesintilerin bordroya direkt yansıyacağının altını çizen Şişik bireysel emekliliği tasarruf koçu olarak tanımladıklarını belirtti. Özgür Şişik sistemin en temel sorununun ismi olduğunu söylerek aslında bireysel emeklilik sistemi yerine bireysel tasarruf sistemi denmiş olsa taşlar yerine oturuyor. Emeklinin denince kişi 'Ben ne zaman emekli olacağım? 56 yaşında' diyor. Uzak geliyor. Halbuki tasarruf dediğiniz zaman sistemin de özü ortaya çıkmış oluyor' dedi.

'Bireysel emeklilik istiyorum' diyenler ilk sırada

Şişik, 'Yapılan araştırmalara göre, bireysel emekliliğin bizdeki algısı ile ilgili olan kısımda çalışanlara soruyorlar, 'İkramiyeni aldın. Maaşını aldın. Başka hangi yan hakkı istersin? diye sormuşlar. Geçen yıla kadar, sağlık isterim, sigorta isterim, bireysel emeklilik isterim sıralamasıylaydı. Geçen sene yapılan çalışmalara göre de bireysel emeklilik isterim diyenler ilk sıradaki yerini almış ve sağlığın da önüne geçecek şekilde işverenin bireysel emeklilik ödemesini istiyorum diye müthiş bir değişim olarak ortaya çıkmış durumda' dedi.


İsteyen istediği zaman çıkabilecek

Uygulamanın eleştirilen bir diğer yönü de kişinin istediği zaman bireysel emeklilikten çıkabiliyor olması. Dünyadaki diğer uygulamalarda bu süre minimum 6 aydan 5 yıla kadardı. Çekersen alamazsın deniyordu. Bizde ise giriş zorunlu çıkış gönüllü. O zaman ne anladık biz bu işten? Parayı ödeyen sensin. Patronun seni sisteme sokuyor. Karar veren o, şirketini o seçiyor. Eleştiri tarafından bakacak olursa bu da pek hakkaniyetli değil.