Ligleri bitmesiyle her yıl transfer heyecanı yaşanırdı. Geçmiş yıllarda şampiyon takımlar kadrolarını koruyup güçlendirirken, rakipleri transfer döneminin şampiyonu olmak için uğraş verirlerdi. Transferin ilk günü patlayan bombalar gündemi belirlerdi.
Takımların yavaş yavaş kampa gittiği bu dönemde, hala gündemi sarsacak bir transfer gelişmesinin olmaması aslında tüm kulüplerin ekonomik darboğazda olduğunun bir kanıtı. Milyon dolarlık transferlerine alıştığımız İstanbul takımları bile kısıtlı bütçelerle transferi yönetiyor. Bu ekonomik koşullara rağmen oyuncuların yüksek ücret beklentisi ve kulüplerin bonservis bedellerini yüksek tutması ise sanki eşyanın tabiatına aykırı.
Bu süreci iyi yöneten, ayağı yere sağlam basan kulüpler sadece bu sezonu değil, gelecekteki sezonları da kurtaracaktır. Tabi bu ekonomik koşullarda alt yapıdan gelebilecek takviyeler tüm kulüpler için can suyu olacaktır.
Altay da şimdilik transferin sessiz ekiplerinden. Ama kulübün gelirlerinden çok daha fazlasıyla yapılacak transferler yerine bu sessizlik benim tercihimdir. Serbest piyasa ekonomisinde mutlaka taşlar yerine oturacak ve oyuncu bedelleri de kulüplerin gelirlerine paralel hale gelecektir. Yoksa kulübü borçlandırarak yapılacak transferler günü birlik başarı sağlasa da yarını yitirmemize sebep olacaktır. Bu nedenle maçın sonunu sabırla bekler gibi, sakinliği yitirmeden uygun koşulları beklemek kulübümüzün menfaatine olacaktır.